Abanın kadri yağmurda bilinir.
Her şeyin bir değeri vardır. Bir şeyin gerçek değeri (kadri) ise, ona gerçektenihtiyaç duyulduğu zaman ortaya çıkar.
Abdala “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş.
Yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşayıp eziyet çekmekte olan kimseler,karşılaşacakları zor şartlardan endişe duymazlar. Çünkü onlar bu şekildeyaşamaya alışıktırlar.
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Kimi görgüsüz ve eğitimsiz kimseler bir rastlantı sonucu lâyık olmadıklarıönemli bir işin başına geçseler ya da bir mevki elde etseler, aptalcadavranmaya, o yerin adamı gibi görünmeye ve böbürlenmeye başlarlar. Dahası,bunun kendi hakları olduğunu da ileri sürerler.
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
Kimi insanlar yaptıkları işten zevk duyarlar ve onu bırakmak istemezler; bu işisürekli olarak, tekrar tekrar yapmaktan da hiç bıkkınlık duymazlar.
Abdalın dostluğu köy görünceye kadar.
Çıkarı için yakınlık gösterip dostluk kuran kimse, beklediği yararı eldeettikten, işini yürütecek başka yollar bulduktan sonra sizinle olan ilişkisinikeser.
Abdal (derviş) tekkede, hacı Mekke`de bulunur.
Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgiduyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur.
Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.
Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlardoğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter.
Acele ile menzil alınmaz.
Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarıkazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır.
Acele işe şeytan karışır.
Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir;o iş ya yanlış ya da bozuk olur.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi,kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; dahabaşlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir.
Acıkan doymam (sanır), susayan kanmam sanır.
Uzun süre bir şeyin yokluğunu çekip ona ihtiyaç duyan kimse, o şeyden ne kadarçok elde ederse etsin tatmin olmaz; kendisine yetmeyeceği duygusu içindebulunur.
Acıkmış kudurmuştan beterdir.
Bir şeyden uzun süre yoksun kalan kimse, onu gördüğü anda ele geçirmek ister;kendinden geçercesine ona saldırır, sanki kudurmuş gibidir, gözü hiçbir şeyigörmez, tek düşündüğü uzun süre yokluğunu çektiği o nesnedir.
Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur.
Bir kimsenin acınmasına yol açar, başkalarını ona merhamete getirirseniz, okimse yerli yersiz yardım dilemeye başlar ve gittikçe arsızlaşır; bunun yanındakimilerinin hakkını kısar, emeklerinin karşılığını vermez ve onları aç-yoksulbırakırsanız, onlar da hırsızlık yapmaya başlarlar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Kötü durumda olan bir kimseyi, ortaya çıkacak yeni kötü durumlar etkilemez; pekçok zorluğa katlanabilir; çünkü o, böylesi kötü durumlara alışmıştır. Ayrıca,işe yaramayacak hâle gelmiş kimseler de, tutar bir yanları olmadığı içinfelâketlerden çekinmezler.
Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanıdeliğinden (ininden) çıkarır.
Her şeyin bir değeri vardır. Bir şeyin gerçek değeri (kadri) ise, ona gerçektenihtiyaç duyulduğu zaman ortaya çıkar.
Abdala “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş.
Yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşayıp eziyet çekmekte olan kimseler,karşılaşacakları zor şartlardan endişe duymazlar. Çünkü onlar bu şekildeyaşamaya alışıktırlar.
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Kimi görgüsüz ve eğitimsiz kimseler bir rastlantı sonucu lâyık olmadıklarıönemli bir işin başına geçseler ya da bir mevki elde etseler, aptalcadavranmaya, o yerin adamı gibi görünmeye ve böbürlenmeye başlarlar. Dahası,bunun kendi hakları olduğunu da ileri sürerler.
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
Kimi insanlar yaptıkları işten zevk duyarlar ve onu bırakmak istemezler; bu işisürekli olarak, tekrar tekrar yapmaktan da hiç bıkkınlık duymazlar.
Abdalın dostluğu köy görünceye kadar.
Çıkarı için yakınlık gösterip dostluk kuran kimse, beklediği yararı eldeettikten, işini yürütecek başka yollar bulduktan sonra sizinle olan ilişkisinikeser.
Abdal (derviş) tekkede, hacı Mekke`de bulunur.
Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgiduyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur.
Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.
Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlardoğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter.
Acele ile menzil alınmaz.
Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarıkazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır.
Acele işe şeytan karışır.
Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir;o iş ya yanlış ya da bozuk olur.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi,kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; dahabaşlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir.
Acıkan doymam (sanır), susayan kanmam sanır.
Uzun süre bir şeyin yokluğunu çekip ona ihtiyaç duyan kimse, o şeyden ne kadarçok elde ederse etsin tatmin olmaz; kendisine yetmeyeceği duygusu içindebulunur.
Acıkmış kudurmuştan beterdir.
Bir şeyden uzun süre yoksun kalan kimse, onu gördüğü anda ele geçirmek ister;kendinden geçercesine ona saldırır, sanki kudurmuş gibidir, gözü hiçbir şeyigörmez, tek düşündüğü uzun süre yokluğunu çektiği o nesnedir.
Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur.
Bir kimsenin acınmasına yol açar, başkalarını ona merhamete getirirseniz, okimse yerli yersiz yardım dilemeye başlar ve gittikçe arsızlaşır; bunun yanındakimilerinin hakkını kısar, emeklerinin karşılığını vermez ve onları aç-yoksulbırakırsanız, onlar da hırsızlık yapmaya başlarlar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Kötü durumda olan bir kimseyi, ortaya çıkacak yeni kötü durumlar etkilemez; pekçok zorluğa katlanabilir; çünkü o, böylesi kötü durumlara alışmıştır. Ayrıca,işe yaramayacak hâle gelmiş kimseler de, tutar bir yanları olmadığı içinfelâketlerden çekinmezler.
Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanıdeliğinden (ininden) çıkarır.