Yanmazsan Yakamazsın

ALLAH-U ALEM

KF Ailesinden
Özel Üye
Günler akıp giderken,akıp giden günlerin iç dünyama bıraktığı bazı dersler,kısa cümleler halinde ruhuma nakşolur kimi zaman.Mesela bir zaman için kendime "Suçlama,dinle"demiş durmuşumdur.Sonra"Sınanmamış sevgilere güvenme!"günleri gelmiştir.Peşisıra,"İman mesleği nefis teslim olunca kolay,ama nefsin teslim olması zor bir meslektir"deyip düşündüğüm günler...

İşte son birkaç ayda en çok tekrarladığım cümle ise,bu yazının başlığını oluşturuyor.Ehl-i dinin,otuz yıl önce rüyasında bile görmediği imkanlara ve rakamlara ulaştığı,otuz yıl önce hayal bile edemediği yetişmiş kabiliyetlere sahip olduğu bir vasatta gözlenen hal-i pürmelalimizin ruhumdaki iz düşümü gariptir,özetini bu cümlede bulmuştur:Yanmazsan,yakamazsın!

Zannımca,bugünkü halimizin en iyi özetlerinden biri,gerçekten budur:Yanmazsan,yakamazsın!
Zira itiraf edelim her birimiz,dinin şu veye bu derece dinin uzağında olanları,yaşamadığımız bir islama çağırıyoruz;yaşadığımız hal ise,pek te davete değer bir nitelik arzetmiyor.

Ebu Bekir'in (r.a.)sıdkını anlatarak insanlara islamı anlatıyor;ama o sıdkı kendi hayatımıza taşımaktan uzak duruyoruz.Ömer'im(r.a.)adaletini tebliğ konusu yapıyor;ama o adaleti kendi işlerimizde uygulamaktan kaçınıyoruz.Kudüs yolunda devesine kölesiyle nöbetleşe binen Ömer'i anlatıyor;ama geçelim nöbetleşmeyi,işçimizi aramıza ve arabamıza almaktan haya ediyoruz.Kırk yamalı halife Ömer dilimizden geçiyor;ama hayatımızda ve bilhassa elbise dolabımızdan geçemiyor.Osman'ın(r.a.)kulluğa pek te güzel yakışan hilmi de Ali'nin(r.a.)yüzü ilahi marifete dönük ilmi de ağzımızda dolanıyor,ama dünyevi şeylere tahsis edilmiş kalp hanelerimizde onlara verecek bir yer kalmamış bulunuyor.Muhacirin 'Allah'ın arzındaki en sevgili yer'den hicretini,bu hicretin ne derece zor bir tercih olduğunu biliyor;ama,'televizyonlu oda'dan' televizyonsuz oda'ya,'üç çeşit yemek'ten 'tek çeşit'e hicreti dahi beceremiyoruz.Ensar'ın neyi varsa yarısını muhacire vermesindeki isar ve fedakarlık derecesini takdir ediyor;ama yirmidört saatin iki saatini olsun imani bir bahsin talimine tahsis edemiyor,keza Ensar'ın yaptığının yarısının yarısının yarısını dahi feda etmeye razı olamıyoruz.Ne Abdurrahman b. Avf misali zenginleriz, ne de Ebu Zer-i Gifari misali fakirler...

Onlar Erkam'ın evinde toplandığı günlerde, kırk kişiydiler.Kelimenin tam anlamıyla yandılar.Rablerinin rızası yolunda nefsin taleplerinden,toplumun ve çağın baskısından iktidar sahiplerinin korkusundan yılarak nem almadılar.Hak Olan'ın hak yolunda hakkıyla yandılar;yanlarında olanıda muhabbetullah kıvılcımıyla tutuşturdular.Erkam'ın evindeki kırk kişi ,on sene içinde, hakkın en azılı düşmanlarından bir kısmının dahi hakka teslim olduğunu gördü,Yandılar,yakabildiler.

Bizler ise,üstlerinde "Vasati kırk çöp" yazan kibrit kutularını biriktirerek,sonra da "Şu kadar kibritimiz oldu"diye övünerek Rabbimiz den "fütuhat"bekliyoruz.

Bilmiyoruz ki,yanmayı göze almayan bir milyar kibrit çöpü,yanmaya razı olan tek bir kibrit çöpünün ulaştığı fütühata ulaşamayacaktır.Yanmayan,yakamayacaktır.

BİR ANLAYABİLSEK....


(Metin KARABAŞOĞLU,gölgeler ve ışıklar)
 

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
:birinci:Bizler ise,üstlerinde "Vasati kırk çöp" yazan kibrit kutularını biriktirerek,sonra da "Şu kadar kibritimiz oldu"diye övünerek Rabbimiz den "fütuhat"bekliyoruz.

Bilmiyoruz ki,yanmayı göze almayan bir milyar kibrit çöpü,yanmaya razı olan tek bir kibrit çöpünün ulaştığı fütühata ulaşamayacaktır.Yanmayan,yakam ayacaktır.

BİR ANLAYABİLSEK....:tşk:
 
Üst