Üseyd bin hudayr

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Üseyd Bin Hudayr (R.A.)

Nesebi: Üseyd b. Hudayr b. Simak b. Atip b. İmrul'Kays b. Zeyd b. Abdül-Eşhel b. Cuşum b. El-Haris b. EI-Hazrec. Evs ve Eşhel oğullarından olup Rasulullah'ın Ensarlanndan birisidir. Künyesi Ebu Yahya'dır. Ebu Atip, Ebu Hudayr, Ebu İsa ve Ebu Amr dendiği de olmuştur.

Akabe biati yapıldığı gece kabilesinin (Nakibi) delegesi idi. Babası Cahiliye döneminde Medine'de Evs ve Hazreç arasında yapılan Buas savaşında Evs kabilesinin lideri idi. Babası o savaşta öldürüldü. Bu olay hicretten altı yıl önce olmuştu. Babası Hudayr el-Ketâib diye çağrılırdı. Useyd babasının ölümünden sonra kabilesine hem İslâm öncesi hem Müslüman olduktan sonra lider olarak kaldı. Onların en akıllılarından ve görüşüne başvurulan danışma heyetinden biri idi.[691]

İbnu Sa'd, onun hakkında Nebi (s.a.v.) onunla Zeyd b. Harise'yi ahiret kardeşi ilan etmişti. Bedir harbine katılmamıştır, der.[692]

Peygamberimizden naklettiği çok hadis vardır.

Kendisinden: Ka'b b. Malik, Aişe, Enes, Abdurrahman b. Ebi Leyla (Muhammed b. İbrahim b. El-Haris, İbnu Şufey'a, İkrime b. Halid, Ebu Said el-Hudri, Mahmud b. Lebid, Ebu Seleme, Zir b. Hubeyş, Zeyd b. Eşlem) rivayette bulunurlar.[693]

Vakidi'nin anlattığına göre Üseyd (r.a.) Hz. Ömer'le beraber Şam seferine katılıp Cabiye'ye kadar gelmiş ve Hz. Ömer onu Ensar ordularının dördüncüsüne komutan olarak atamıştı.[694]

Vakidi ve diğerleri onun ve Sa'd b. Muaz'ın aynı günde Mus'ab b. Umeyr'in eliyle müslüman olduğunu söylerler.[695]
Bir gün Hz. Mus’ab ile Es’ad bin Zürâre, Benî Zafer kabilesine ait bir kuyunun başına oturmuş, sohbet ediyorlardı. Müslümanlardan bazıları da onların etrafına toplanmış, sohbetlerini dinliyordu. Üseyd bin Hudayr ile Sa’d bin Muâz o sırada Müslüman değildi. Kalabalığı görünce son derece rahatsız oldular. Sa’d bin Muâz arkadaşı Üseyd’e,
Git de, gençlerimizi yoldan çıkarmak için gelen şu iki adamı defet ve bir daha gelmemelerini söyle! Biliyorsun ki, Es’ad bin Zürâre, benim teyzemin oğludur. Eğer o olmasaydı bu işi sana bırakmaz, kendim hallederdim!” dedi.
Üseyd de mızrağını alıp o tarafa yöneldi.
Es’ad bin Zürâre, Üseyd’in kendilerine doğru geldiğini görünce Mus’ab bin Umeyr’e,

Bu, kavminin büyüğüdür. Buraya geldiğinde ona imanı telkin et.” diye hatırlatmada bulundu.
Üseyd onların yanına varır varmaz,
Ne işiniz var burada? Buraya gelip gençlerimizi baştan çıkarmak mı istiyorsunuz?! Eğer canınızı seviyorsanız burayı terk edin!” şeklinde tehdit savurdu.

Mus’ab bin Umeyr halim selim, yumuşak huylu bir insandı. Aynı zamanda yüce bir davanın temsilcisiydi. Hiddet edip heyecana kapılmamalıydı. Muhatabını anlayışla karşıladı. Onu, efendiliği ve güzel ahlakı ile mağlup etmeye çalıştı:
Hele bir oturuver. Biz de sana bir şey söyleyelim. Uygun görürsen kabul edersin, yoksa bildiğini yapabilirsin.
Beklediği sert karşılığı göremeyen Üseyd sakinleşti. Daha fazla üstelemek içinden gelmedi:
Vallahi sen insaflı konuşuyorsun.” dedi ve mızrağını yere dikerek oturdu. Hz. Mus’ab ona İslamiyet’i anlattı ve Kur’ân’dan bazı âyetler okudu. Üseyd bin Hudayr, okunan Kur’ân’ı huşu içinde dinledi. İslam nuru yüzünde tecelli etmeye başladı.
Bu ne güzel şey! Siz bu dine girmek için ne yapıyorsunuz?” diye hissiyatını belli etti.
Hz. Mus’ab, ona gusletmesini söyledi. Gusülden sonra Kelime-i Şehadet’i telkin etti. Üseyd bin Hudayr hiç tereddüt etmeden Kelime-i Şehadet getirdi ve Müslüman oldu. Daha sonra kendisini merakla bekleyen Sa’d bin Muâz’ın yanına gitti. Onun da İslamiyet’le müşerref olmasına vesile oldu. Bu iki insanın hidayete ermesi, kendi kabileleri üzerinde de müspet tesir bıraktı. Çok geçmeden pek çok insan, iman halkasına katıldı.

Üseyd bin Hudayr bütün güç ve kuvvetini, maddi manevi imkânlarını İslam uğrunda kullandı. Medineli Müslümanlardan 75 kişiyle İkinci Akabe Biatı’na katıldı. Peygamberimizin bu Müslümanlar içerisinden seçtiği 12 temsilciden birisi de Üseyd bin Hudayr’dır.

Ebu Hüreyre (r.a.)'tan: Nebi (s.a.v.)
"
Ebu Bekr ne güzel kişidir, Ömer ne güzel kişidir, Üseyd b. Hudayr ne güzel kişidir, Ebu Ubeyde ne güzel kişidir, Sabit b. Kays b. Şemmâs ne güzel kişidir, Muaz b. Cebel ne güzel kişidir, Muaz b. El-Cumuh ne güzel kişidir" buyurdu, diye nakledilir.[696] Bu hadisi Tirmizi sahih bir isnadla rivayet eder.

Yine rivayetlerde onun Kur'an okurken insanların en güzel seslilerinden biri olduğu anlatılır.[697]

Muhammed b. İshak, Yahya b. Abbâd b. Abdullah babası Abbad isnadı ile Hz. Aişe (r.a.)'ın şöyle dediğini anlatır:

Ensar'ın Abdıfl-Eşhel oğullarından üç kimse var ki, Rasulullah (s.a.v.)'den sonra kim fazilette onlardan üstün sayılamaz; Sa'd b. Muaz, Üseyd b. Hudayr ve Abbad b. Bişr.[698]

Yahya b. Bükeyr der ki: Üseyd (r.a.) hicri yirminci yılda öldü. Hz. Ömer onun cenazesini salın iki direği arasına koyup onu Baki mezarlığına kadar getirip koydu. Sonra cenaze namazını kıldı.[699]

Vakidi, Ebu Ubeyd ve diğer tarihçiler onun vefat yılını hep yirminci yıl diye yazdılar.[700]
 
Üst