Türkçe’de Yaratıcı’nın varlığına deliller

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Türkçe’de Yaratıcı’nın varlığına deliller

Türkçe’de bildiğimiz gibi cümlenin olmazsa olmazı özne ve yüklemdir. Eğer özne ortada gözükmese de, bizler Gizli bir Özne’nin var olduğunu biliriz.

(O) Buraya geldi.
Gizli özne/dolaylı tümleç/ yüklem
Bu cümlede görünüşte bir özne yoktur. Ancak eyleme baktığımızda biz özneyi, yani işin yapıcısını buluruz. Bunun gibi kâinatta pek çok eylem ve iş yapılmaktadır. Bulutlar arasından yağmur gelir, çiçekler büyür, dünya güneşin etrafında gezer ve galaksiler birbirlerinin arasından birbirlerine çarpmadan geçerler. Bu eylemlerin özneleri ise yok gibidir, görünmez. Bu işlerin, hareketlerin, fiillerin oluşmasına bahâne gösterdiğimiz sebepler de aslında edilgendir, yapılmaktadırlar.



İşte bu evrendeki bütün bu işleri, oluşları ve fiilleri bir özneye vermemiz ise mantığın gereğidir. O halde Türkçe’de olduğu gibi kâinatta da Gizli (El Bâtın ve El Settar) Bir Özne (Fâil) vardır.. “O fiillerin kim tarafından yapıldığını, yapıcılarının kim olduğunu” sorduğumuzda bütün bu işleri yapan 3. Tekil şahıs zamirini buluruz. Bu zamir “O” dur. O (Hüve) ise her şeyin ve her eylemin Yaratıcısı olmaktadır. Zâhirde gizlidir ama o fillerinin, eylemlerinin içindedir. Eserden eseri yapana çıkarsak, onu buluruz. Türkçemizde de özne aslında eylemin içinde gizlidir. Eylemin şahıs eki bize özneyi verir.

Kelimelerdeki kökler ve ekler:

Türkçe’de ekler hep kök kelimeden sonra gelir. Kâinatın da bir kökeni vardır. Bütün kâinat bu köken üzerine giydirilmiş eklerdir. Her şey ve bütün sebepler aslında hakikatin üzerinde birer ektir. Bu ekler ortadan kalktığında köke ulaşırız. “Gidiyorlar” kelimesinin eklerini ortadan kaldırdığımızda geriye, git- fiili kalır. Atomlar, elektronlar, sebepler gibi milyonlarca eki ortadan kaldırdığımızda, sonuçta bir tek köke ulaşırız. O da her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan yüce varlıktır. O her şeyin kökeninde olan varlıktır.

Büyük Ünlü Uyumu Kuralı:

Büyük Ünlü Uyumu Kuralında kalın ve ince ünlüler birbirleriyle uyum içindedirler. Bu da müthiş bir düzeni bize göstermektedir. Kalınlardan sonra kalınlar, incelerden sonra inceler gelir. Her ünlü yerini vazifesini bilir. Aslında bütün evrende bu uyumun bir benzeri vardır. Her şey dengeli bir şekildedir.

Denge bozulduğunda uyum da bozulur. İşte Türkçe kâinattaki bu dengenin adeta Kartezyen haritasıdır. Evrendeki düzen kanunları adeta Türkçe haritasında gösterilmiştir. Bu düzen sahipsiz ve kendi kendine olamaz. Her intizamı düzenleyen bir Düzenleyici vardır. Bu kâinattaki dengeyi düzenleyen bir düzenleyici varlık da olmalıdır.
 
Üst