Sezai Karakoç Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi

Çeşm-i Giryan

Deneyimli Üye
Üye
İnsanoğlu iyi düşünse, gerçek anlamda dünyada hiçbir şeyinin bulunmadığını idrak eder. Gören gözümüz, işiten kulağımız, düşünen dimağımız bile günü gelince bizi terk edip giderler. Neye sahibiz ki?

Sahipliğimiz, malikliğimiz hep geçicidir. Bir bahçemiz vardır. Onu kendimizin sanarız. Ama kim bilir belki onun içinde dolaşan kedi de kendinin sanmaktadır onu. Kuş da yılan da kendinin sanmaktadır şu bizim sandığımız bahçeyi. Kuş, şarkısını söylerken bizden haberdar mıdır? Ağaç köküyle toğrağın karanlıklarını karıştırırken ve güneşe, ışığa doğru dallarını çiçeklerini ve meyvelerini uzatırkenbizden haberdar mıdır? Bizden haberdar olsa bile kendini bize ait kabul eder mi?

İnsanoğlu dahil, her yaratık kendini ancak Allah'a ai sayar. Bununla mutlu olur. Dayanılmaz acılara, en dayanılmaz acılardan bir acı olan varoluş acısına bunun için dayanır. Hatta bu acıyı en büyük sevince çevirmeye çalışır. Kendisini yaratan Allah'ı bilince varoluş acısının yaşama sevincine döndüğünü görür insan.

Bizim kalan, bizim olan ebediyyen bizim olan tek varlık Allah'tır.

Kaynak: (Sezai Karakoç, Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi, Diriliş yayınları, sayfa 115, 116.)
 
Üst