Türkiye’deki yöneticiler ve parti liderleri laikliğe, demokrasiye, cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlılıklarını sözleriyle ve fiilleriyle sürekli göstermektedirler. Başka bir ifade ile onlar bu halleriyle küfre bağlılıklarını göstermiş olurlar. Buna rağmen bazı Müslümanlar hâlâ bunları savunurlar ve şöyle derler: “Bunların kalplerinde iman vardır ve niyetleri iyidir.”
Bunlara cevap ve örnek olması açısından Resulullah (S.A.V.) amcası Abbas’a karşı olan tutumunu gösterebiliriz.
Resulullah (S.A.V.) Bedir savaşında Müslümanlara şöyle seslendi: “Haşim oğullarından ve başkalarından bazılarının zorla savaşa getirildiği ve bizimle savaşmak istemediklerini öğrendim. Kim Haşim oğullarından biriyle karşılaşırsa onu öldürmesin, kim Ebu El Buhturi bin Hişam veya Abbas bin Abdulmuttalible karşılaşırsa onları öldürmesin, bunlar zorla savaş meydanına getirildi.” Abbas ve diğer sayılan kişiler esir alındı. Mekke Devleti fidyeyle esirleri kurtarmak için Resulullah (S.A.V.)’le görüşmeler başlatınca, Resulullah (S.A.V.)’in amcası Abbas’tan ve diğer akrabaları için yüz altın Okıyya isteyince Abbas Resulullah (S.A.V.)’a “savaştan önce Müslüman idim”deyince Resulullah (S.A.V.) ona şöyle dedi:
“Senin müslümanlığını Allah daha iyi bilir, eğer dediğin gibi isen Allah seni ödüllendirir. Fakat, senin zahirin (görünüşün) bizi ilgilendirir.”
Halbuki Resulullah (S.A.V.) Abbas’ın savaşa zorla getirildiğini bildiği gibi onun müslümanlığını da biliyor olmalıdır. Fakat, Resulullah (S.A.V.) zahire göre hareket etmiştir. Ayrıca, bu uzun rivayetin siyakında Abbas “bende para yok” deyince Resulullah (S.A.V.) “Sen ve hanımın Ummul Fadl filan yerde sakladınız”dedi. Abbas bunu duyunca şöyle dedi “Senin Allah’ın resulü olduğunu biliyorum, sen bunu Allah’tan öğrendin. Çünkü ben ve hanımımla beraber paralarımızı saklarken bizden başka bir kişi yok idi.” Abbas pazarlık yaparak 20 altın Okıyya ödeyerek kurtuldu. (Buhari ve İbni İshak)
Buna dayanarak zorla olsa bile lâikliğe, demokrasiye cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlılıklarını gösterenlere körü körüne savunucularına şöyle deriz: Bunların müslümanlığını Allah daha iyi bilir. Onların zahiri ise bizi ilgilendirir. Nasıl Abbas kâfir esir olarak muamele gördüyse Türkiye’deki yöneticiler, parti liderleri ve benzer liderler Müslümanlar tarafından aynı muameleye tabi tutulurlar. Küfür ilkelerine bağlılıklarından vazgeçmezlerse, pişmanlık göstermezlerse ve islam'a tam bağlılıklarını göstermezlerse içleri ne olursa olsun zahiren kâfir muamelesi görürler. Bu nedenle, onları desteklemek veya savunmak büyük haramdır. Ayrıca Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: “Biz zahire göre hüküm veririz. Allah gizli olan hususların işini üstlenir.”
Bunlara cevap ve örnek olması açısından Resulullah (S.A.V.) amcası Abbas’a karşı olan tutumunu gösterebiliriz.
Resulullah (S.A.V.) Bedir savaşında Müslümanlara şöyle seslendi: “Haşim oğullarından ve başkalarından bazılarının zorla savaşa getirildiği ve bizimle savaşmak istemediklerini öğrendim. Kim Haşim oğullarından biriyle karşılaşırsa onu öldürmesin, kim Ebu El Buhturi bin Hişam veya Abbas bin Abdulmuttalible karşılaşırsa onları öldürmesin, bunlar zorla savaş meydanına getirildi.” Abbas ve diğer sayılan kişiler esir alındı. Mekke Devleti fidyeyle esirleri kurtarmak için Resulullah (S.A.V.)’le görüşmeler başlatınca, Resulullah (S.A.V.)’in amcası Abbas’tan ve diğer akrabaları için yüz altın Okıyya isteyince Abbas Resulullah (S.A.V.)’a “savaştan önce Müslüman idim”deyince Resulullah (S.A.V.) ona şöyle dedi:
“Senin müslümanlığını Allah daha iyi bilir, eğer dediğin gibi isen Allah seni ödüllendirir. Fakat, senin zahirin (görünüşün) bizi ilgilendirir.”
Halbuki Resulullah (S.A.V.) Abbas’ın savaşa zorla getirildiğini bildiği gibi onun müslümanlığını da biliyor olmalıdır. Fakat, Resulullah (S.A.V.) zahire göre hareket etmiştir. Ayrıca, bu uzun rivayetin siyakında Abbas “bende para yok” deyince Resulullah (S.A.V.) “Sen ve hanımın Ummul Fadl filan yerde sakladınız”dedi. Abbas bunu duyunca şöyle dedi “Senin Allah’ın resulü olduğunu biliyorum, sen bunu Allah’tan öğrendin. Çünkü ben ve hanımımla beraber paralarımızı saklarken bizden başka bir kişi yok idi.” Abbas pazarlık yaparak 20 altın Okıyya ödeyerek kurtuldu. (Buhari ve İbni İshak)
Buna dayanarak zorla olsa bile lâikliğe, demokrasiye cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlılıklarını gösterenlere körü körüne savunucularına şöyle deriz: Bunların müslümanlığını Allah daha iyi bilir. Onların zahiri ise bizi ilgilendirir. Nasıl Abbas kâfir esir olarak muamele gördüyse Türkiye’deki yöneticiler, parti liderleri ve benzer liderler Müslümanlar tarafından aynı muameleye tabi tutulurlar. Küfür ilkelerine bağlılıklarından vazgeçmezlerse, pişmanlık göstermezlerse ve islam'a tam bağlılıklarını göstermezlerse içleri ne olursa olsun zahiren kâfir muamelesi görürler. Bu nedenle, onları desteklemek veya savunmak büyük haramdır. Ayrıca Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: “Biz zahire göre hüküm veririz. Allah gizli olan hususların işini üstlenir.”