İnsanın tabii halidir secde.
Henüz anne karnında bir ceninken kapanmıştır o yerlere!
Ve programlıdır bir ömür secdeye.
Herkes mi?
Evet ,ama kime?
Kimi hırslarına secde eder,
Kimi de tükenmek bilmeyen ihtiraslarına.
Şehvete secde edenler de en az benliğine sacidler kadar çoktur.
Ya paraya, makama, kadına secde?
Yönelmek varken Var edene, dupduru bir kalble.
Hükümdar Dakyanus'tan kaçarken emeli tekti Kehf Ashabı'nın:
Duru, berrak ve lılık bir secdeydi aradıkları.
Yokluktaki varlık içindi bütün çektikleri.
Hayatları secdeydi onların, secdeleri hayat!
İsrafil'in Sur'u ile kıyam edeceklerdi, bir kere ahd etmişlerdi.
Onlar bir yemin etmişlerdi, artık değişmezdi kıbleleri ebedî.
Yemin bir olurdu çünkü,secde bir kere!.
Makseline arkadaşlarını teselli ediyordu:
"Ey kardeşlerim!"
Mademki sonunda O'na döneceğiz,
Hükümdar bizi yakalasa da dönmeyeceğiz!
Ve işte sadakatin canı deşip canana varmasıdır secde!
Ölümüne, Kıtmircesine!.
Atılan taşlara,
Yanımızdan uzaklaş
Bizi ele vereceksin uyarılarına rağmen
Ashab-ı Kehf'in;
Arka ayakları üstünde dikilip
"Ne olur beni de aranıza alın,
Siz Allah'ın sevdiklerisiniz,
Sizin bekçiniz olmayı bana çok görmeyin!"
Diyecek yürek ister Kıtmir olmak.
Kıtmir oluşun adıdır Var edene yönelen secde.
Secde bir gönül işidir eğer rotasını doğru tayin etmişse.
O'nu bulmayan bütün yönelişler boşluğa akar,
Her şey helak olup gidicidir,
O'na bakan yüz müstesna!
Sahibine yönelen secde bir ömür boyunca akar,
Çağlar, hayat verir kurumuş beldelere ve bulur havzasını.
Kılıktan kılığa girer,
Değişik şekillerde tebarüz eder; ama değişmez özde.
Varış noktasnı simgeler şehitlik,
Secdenin son menzilde ulaşacağı.
Hayatı sadece bir anlık istihkarı değildi
Mus'ab'ı efsane kılan!
Belki, dünya ona her şeyiyle gülümserken
Elinin tersiyle onu bir kenara itip
Allah Resulü'ne (s.a.v.) koşması
Ve bütün sıkıntılara rağmen
Ondan bir lahza ayrı düşmeden
Alevleri göğsünde eritmesi
Ve son demde de bu şiiri şehadet kafiyesiyle noktalamasıydı!
Sadakatini, yeminini
Yani her şey olan secdesini kanlarıyla dillendirmesiydi
Mus'ab'ı Mus'ab yapan!
Biatini yerine getirememiş olma endişesiyle,
Her şeyini O'nun uğrunda yitirirken,
Son secdesinde yüzünü kapatmasıydı;
"Koruyamadım Seni Ya RasulAllah!
Koruyamadım dünyalara değişmeyeceğim o mübarek bedenini!"
Izdırabın bestesidir secde!.
Ve değişmez asla kutsiler küçük bir menfaatle!
Lisan-ı Nebi'de ekin'dir onlar
Ayçiçekleridir,
Sonunda Güneş'i görür
Hep, savrulsa, yatsa bie.
Başkalarına dönmek en büyük zillettir kutsilere,
Çekinirler çünkü
"Kalblerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği günden"
Dünya her saniye döner de hayalleri dahi dönmez
Kutsilerin nefsin en küçük isteklerine bile.
Para, makam, şöhret de neymiş secde varken Var edene.
Dünya mı dedin dostum,
Değimiyor alâka-i kalbe!.
Henüz anne karnında bir ceninken kapanmıştır o yerlere!
Ve programlıdır bir ömür secdeye.
Herkes mi?
Evet ,ama kime?
Kimi hırslarına secde eder,
Kimi de tükenmek bilmeyen ihtiraslarına.
Şehvete secde edenler de en az benliğine sacidler kadar çoktur.
Ya paraya, makama, kadına secde?
Yönelmek varken Var edene, dupduru bir kalble.
Hükümdar Dakyanus'tan kaçarken emeli tekti Kehf Ashabı'nın:
Duru, berrak ve lılık bir secdeydi aradıkları.
Yokluktaki varlık içindi bütün çektikleri.
Hayatları secdeydi onların, secdeleri hayat!
İsrafil'in Sur'u ile kıyam edeceklerdi, bir kere ahd etmişlerdi.
Onlar bir yemin etmişlerdi, artık değişmezdi kıbleleri ebedî.
Yemin bir olurdu çünkü,secde bir kere!.
Makseline arkadaşlarını teselli ediyordu:
"Ey kardeşlerim!"
Mademki sonunda O'na döneceğiz,
Hükümdar bizi yakalasa da dönmeyeceğiz!
Ve işte sadakatin canı deşip canana varmasıdır secde!
Ölümüne, Kıtmircesine!.
Atılan taşlara,
Yanımızdan uzaklaş
Bizi ele vereceksin uyarılarına rağmen
Ashab-ı Kehf'in;
Arka ayakları üstünde dikilip
"Ne olur beni de aranıza alın,
Siz Allah'ın sevdiklerisiniz,
Sizin bekçiniz olmayı bana çok görmeyin!"
Diyecek yürek ister Kıtmir olmak.
Kıtmir oluşun adıdır Var edene yönelen secde.
Secde bir gönül işidir eğer rotasını doğru tayin etmişse.
O'nu bulmayan bütün yönelişler boşluğa akar,
Her şey helak olup gidicidir,
O'na bakan yüz müstesna!
Sahibine yönelen secde bir ömür boyunca akar,
Çağlar, hayat verir kurumuş beldelere ve bulur havzasını.
Kılıktan kılığa girer,
Değişik şekillerde tebarüz eder; ama değişmez özde.
Varış noktasnı simgeler şehitlik,
Secdenin son menzilde ulaşacağı.
Hayatı sadece bir anlık istihkarı değildi
Mus'ab'ı efsane kılan!
Belki, dünya ona her şeyiyle gülümserken
Elinin tersiyle onu bir kenara itip
Allah Resulü'ne (s.a.v.) koşması
Ve bütün sıkıntılara rağmen
Ondan bir lahza ayrı düşmeden
Alevleri göğsünde eritmesi
Ve son demde de bu şiiri şehadet kafiyesiyle noktalamasıydı!
Sadakatini, yeminini
Yani her şey olan secdesini kanlarıyla dillendirmesiydi
Mus'ab'ı Mus'ab yapan!
Biatini yerine getirememiş olma endişesiyle,
Her şeyini O'nun uğrunda yitirirken,
Son secdesinde yüzünü kapatmasıydı;
"Koruyamadım Seni Ya RasulAllah!
Koruyamadım dünyalara değişmeyeceğim o mübarek bedenini!"
Izdırabın bestesidir secde!.
Ve değişmez asla kutsiler küçük bir menfaatle!
Lisan-ı Nebi'de ekin'dir onlar
Ayçiçekleridir,
Sonunda Güneş'i görür
Hep, savrulsa, yatsa bie.
Başkalarına dönmek en büyük zillettir kutsilere,
Çekinirler çünkü
"Kalblerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği günden"
Dünya her saniye döner de hayalleri dahi dönmez
Kutsilerin nefsin en küçük isteklerine bile.
Para, makam, şöhret de neymiş secde varken Var edene.
Dünya mı dedin dostum,
Değimiyor alâka-i kalbe!.