Sana Yöneldim

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Sabahın geceyi, kovduğu yerde, İlmin cehâleti, boğduğu yerde, Îmânın kalbime, doğduğu yerde, Hep, Seni gördüm de, Sana yöneldim.

Veren el alandan, üstün buyurdun, Bunu bütün kullarına duyurdun, Sonra da, onların seyrine durdun, Verdim, vere vere, Sana yöneldim.
Komşu kapısını, usulca vurdum, Aç mıdır, tok mudur, gizlice sordum, İki lokmam vardı, birini verdim, Rızânı almaya, Sana yöneldim.

Binbir çeşit, mahlukâtı türettin, Kimine göz verdin, kimin kör ettin, Bunca denge hesabını sır ettin, Çözmek için Yârab, Sana yöneldim.

Ölüm, bir karanlık geceyse eğer, Bunca korkulara, dedim ki; değer. Oysa; uyanmakmış, sabahmış meğer, Seherin gördüm de, Sana yöneldim.

Anam, atam, çoktan Sana varmışlar, Huzurunda, huzur ile durmuşlar, Fâtihâ gönderen evlât sormuşlar, ”Vâsıl eyle” diye, Sana yöneldim.

Bilirim ki; adâletin yücedir, Kılıçlardan keskin, kıldan incedir, Ya, hukuk dağıtan, kullar nicedir? Sen bilirsin Yârab, Sana yöneldim

Hak yolunda, zincirlere vuruldum, Ne fırtınalardan, durdum duruldum, Seni, serap serap, sordum yoruldum, Şimdi, pınar pınar, Sana yöneldim.

Zengin, fakir demez, bakmazsın yaşa, Sevdiğin kulunu, çalarsın taşa, Senden ne gelirse, razıyım başa, Affına sığındım, Sana yöneldim.

Dedim; vâdettiğin, o Cennet nerde? Dedin; ”kâlp gözüyle baktığın yerde.” ”Belki, bir fakirde, belki hakirde” Kalbim göz eyleyip, Sana yöneldim.

Kul gördüm; yoksundur, elden ayaktan, Dedim; yürüyemez, kalkıp yataktan, Meğerse, o Sana, yürümüş çoktan, Koştum, nefes nefes, Sana yöneldim.

Gördüm, kadın hakkı, bilmez er kişi, Zulmeder, aklınca, çünkü o dişi, En kutsal emânet, verdin ki; eşi, Başıma tâc edip, Sana yöneldim.

Kötürüm anaya, dertler yükledin, Oğlunda kızında, sabır yokladın, Ayağı altına, Cennet sakladın, Öptüm o Cenneti, Sana yöneldim.

Çektim gözlerimden, gaflet tülünü, Neyleyim, mevsimlik dünya gülünü? Yeter ki; kulunun ahret çölünü, Gül gülistan eyle, Sana yöneldim.

İster isen, bağışlarsın kulunu, Ateşlerden döndürürsün yolunu, Atlastan biçersin, kabir çulunu, Bağışla ki Yârab, Sana yöneldim.

Gördüm ki; kullara hudut çizilmiş, Gurur, kibir, kullar için değilmiş, En gururlu başlar bile eğilmiş, ”Yerle yeksan” olup, Sana yöneldim.

Mahşerde çözülür, diller konuşur, Diller inkâr etse, eller konuşur, Göz, kulak, parmaklar, kollar konuşur, Ben, nice ikrarla, Sana yöneldim.

Duydum ki; düşünce bir ibâdetmiş, Gönül tahtın; düşünenler fethetmiş, Bilmem; bu lezzeti, kaç kulun tadmış, Tadanlardan oldum, Sana yöneldim.

Bir damladan yaptın, insan denizi, Ne huyları benzer, ne parmak izi, Daha neler gördü, şu gönül gözü, Kudretine hayran, Sana yöneldim.

Vermekle bitse de, dünya nimeti, Verdikçe artıyor, gönül serveti, Bu nasıl ticaret, nedir hikmeti? Bunca servet ile, Sana yöneldim.

Cennetten haber mi, güller lâleler? O namus beyazı, gür şelâleler? Hani, dağılır ya; suda hâleler, Büyüdüm, büyüdüm, Sana yöneldim.

Milyarlarca galaksiler, yıldızlar, Akıllar durduran, ulu sonsuzlar, Kimbilir ötede, daha neler var, Bir sorup, bin kere, Sana yöneldim.

Rızkına, bilerek, haram katmadım, Para pul verdiler, inanç satmadım, Kul elini, minnet ile tutmadım, Minnet, diye diye, Sana yöneldim.

Nefsimle savaştım, yendim, yenildim, Dostum oldu, iyi günde anıldım, Dünya makâmına, kandım yanıldım, Makâm istemeye, Sana yöneldim.

Yıllar geçer, ömür geçer âheste, İstemem, gözüm yok, altın kafeste, Bana, bir servet ver, o son nefeste; Îmân, diye diye, Sana yöneldim.

Serveti verirsin, her isteyene, İlmi, ancak, onu servet bilene, Ne mutlu ki; o serveti bulana, Gör ki; bulmak için, Sana yöneldim.

Dedin: Bir düşkünü, kim ki, dost seçer, O ince köprüden, kolayca geçer, Merhamet ekenler, merhamet biçer, Ektim de, biçmeye, Sana yöneldim.

Rızân için, karşılıksız verenler, Rızân için, gönüllere girenler, Müjdelenmiş, kâlp gözünden görenler, Müjdemi almaya, Sana yöneldim.

‘Tasavvuf’ dedim de, düşündüm derin, Aşk ile kalbimi kapladı yerin, Şaşırıp kaldığım, bunca eserin, Ustasını görüp, Sana yöneldim.

Kim, ne yapar, Senden, bedelin alır, Ne tehir edilir, ne hakkı kalır, Herkesin serveti, peşinden gelir, Ben, fakir hâlimle, Sana yöneldim.

Her kula katında, bir yer vermişsin, ”Onu ancak, ben bilirim” dermişsin, Hüküm verenlere, kahredermişsin, Haddimi bildim de, Sana yöneldim.

Nefesleri sayıp, verirsin bize, Gün be gün, tükenir, görünmez göze, Şehâdet denilen, o güzel söze, Nefes ihsân eyle, Sana yöneldim.

Bunu anlatması, zor gelir dile, Nedir ki, dünyada çekilen çile, Kabir azâbını, düşünmek bile, Kuluna yetti de, Sana yöneldim.

Ne yaralar gördüm, ilâç kâr etmez, Ne hastalar gördüm, gecesi bitmez, Yine de; sabreder, isyana gitmez, Hayran, hayran bakıp, Sana yöneldim.

Kin ve intikamda, uyardın bizi, Dedin; ”Yumuşatın kâlplerinizi, Sonra; boğar sizi, öfke denizi.” Kıyılardan döndüm, Sana yöneldim.

Topladın, beş vakit, mâbette bizi, Olduk, dalga dalga, insan denizi, Çözüldü göklerde, ruhların gizi, Onların izinden, Sana yöneldim.

Bu dünya; üç günlük bir saltanatmış, Hani, var mı onu, bir gün uzatmış? Ölüm; bazen azat, bazen azapmış, Azat, diye diye, Sana yöneldim.

Geceler sultanı, Kadir Gecesi, Yedi kat göklerde, kulların sesi, Duydum ki; yerini, bulmuş nicesi, Bir yer ver demeye, Sana yöneldim. ”O gece” hacetler, bol tutulurmuş; ”O gece” arayan, Dost’u bulurmuş, Gönüller, Muhammed tahtı olurmuş, Gönlümü taht edip, Sana yöneldim. ”O gece” nefesler, yel yel olurmuş, Bulutlar nûr döker, sel sel olurmuş, Bedenler semâda, el el olurmuş, Yel yel, sel sel , el el, Sana yöneldim. ”O gece” melekler, saf saf inermiş, ”O gece” acılar, dertler dinermiş, ”O gece” cehennem bile sönermiş, Ben aşk ateşiyle, Sana yöneldim.

Sahip kimdir? dedim, yüce dağlara, Engin denizlere, sonsuz çağlara, Göçüp gidenlere, kalan sağlara, Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Sahip kimdir? dedim, kurda kuşlara, Ağaçlara, topraklara, taşlara, Nice sultanlara, mağrur başlara, Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Sahip kimdir? dedim, ıssız çöllere, Şimşeklere, tayfunlara, sellere, Yedi kat semâya, bakan ellere, Hep, Seni dediler, Sana yöneldim.

Aylar döner, mevsim döner, yıl döner, Dünya döner, devran döner, yol döner, Bir gün gelir, tövbe eder, kul döner, Döndüm, döne döne, Sana yöneldim.

Mânâyı, maddeyi, önüme serdin, Defteri kalemi, elime verdin, ”Beni tanıyorsun, yaz artık” dedin, Ne mümkün dedim de, Sana yöneldim.

Bu nâciz kuluna, ömür verdikçe, Hayrına binlerce, hayır kat YÂRAB,
Dünya var oldukça, mahşere kadar, ,
Amel defterini, açık tut YÂRAB ÂMİN! !
 
Üst