Said Nursi'nin 25 ismi vardı.

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Ceride-i Seyyare

Seyyar bir satıcı,
Gezer günler boyu, sokak sokak...
O da yetmez, şehri değiştirir...
O da yetmez, ülkeyi...
Ya bir şeyler satar,
Ya bir şeyler arar seyyar kişi...
Ya da birşeyler arayanın,
Kapısına geliverir bir anda...
Bazısı da seyyarlığa zorlanır...
Tıpkı Bediüzzaman gibi...
Sürgünlere yollanır diyar diyar...
Şehir şehir gezdirilir...
O da yetmez hapislere gönderilir...
Ne var ki, seyyar gezenin...
Hiçbir şeyi olmaz yanında,
Ufak tefek ihtiyaç malzemesi dışında...
Tıpkı Bediüzzamanın sepetine benzer onunki de...
İçinde bir ibrik, bir havlu, bir seccade...
Belki kırık bir kaşık,
Bir çift çorap ve bir fanila belki de...
Dahası yok...
Bazen bunlar bile yok...
Bütün yükü o ufak sepetin içinde sanılır...
Fakat asıl taşıdığı ilim zihninde...
Bu sebeple gezen bir gazete gibi...
Ceride-i Seyyare gibi...
Güneş etrafında dolaşan bir yıldız gibi...
Bütün ülkeyi dolaşmış bir şekilde...
Alan memnun, satan memnunmuş...
Arayan da bulmuş...
Aranan da bulunmuş böylelikle...


 

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Şah-ı Merdan

Onun hakkında yazılı belge yok pek fazla...
Ya bir arz-ı meram dilekçesi,
Ya bir tutuklu ifadesi bırakmış arkasında...
Ona ait izler var bu kağıtlarda,
Az da olsa...
Bir madeni mührü var mesela bilinen...
Darul Hikmetil İslamiye azasıyken..
Bunu kullanmış Bediüzzaman,
İmzasının yanında...
Mühre kazınanlar şöyle sırayla:
Mirza, Nuriye, Şah-ı Merdan, Bediüzzaman...
Mirza; Babasına...
Nuriye; Annesine...
Şah-ı Merdan; Hz. Ali'ye...
Bediüzzaman da kendisine işaret etmekte...
En dikkat çeken lafız “Şah-ı Merdan” belki de...
Mertlerin Şahı demek...
Onun üstünde bir mert daha bulunmaz demek...
Babam Mirza,
Annem Nuriye,
Şahım, Üstadım, Hz. Ali demek...
O Hz. Ali ki,
Daha on iki yaşındayken müslüman olmakla,
Nasıl bir gönül taşıdığını cümle aleme ıspat etmişti...
Savaşlarda en önde gitmiş,
Eline geçeni, İslam yolunda sarf etmişti...
Hz. Fatımanın eşiydi...
Peygamberin göz bebeği ona emanet edilmişti...
Demek ona mertlerin şahı denilmesi,
Az bile gelirdi...
Bediüzzaman da böyle bir Üstada sahipti...
Mana aleminde daima görüşürlerdi...
Bu güzel lakap ona Hz. Ali'den devredilmişti...
Demek, Bediüzzaman da Hz. Ali gibi...
Mertlikte Şahlığa erişenlerdendi...

 

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Kur’an Dellalı

Gül bülbülsüz anılmaz...
Bülbül olacakki bir bağda,
Gülün şahane güzelliğini anlatsın,
Duyursun bütün cihan varlıklarına...
Çünkü bülbül Gül'ü anlamıştır bir kere...
Donanmıştır tüm ruhu bu güzellikle...
Kendi görmüş ya güzel ve iyi olanı,
Herkese bunu ilan etmeyi vazife bilmiş kendine...
Kur'an bağında da Güller yetişir her demde...
İhtiyaç duyulur böylelikle...
O gülleri ilan edecek Bülbüllere...
O bülbüllerden biridir işte Üstad hazretleri de...
Kur'anın güzelliğini ilan eder tüm aleme...
Yani Kur'an dellalıdır kendi tabiriyle...
Kur'an'a davet eder insanlığı,
Kur'an hakikatleriyle açar,
Paslanmış kulakları...
Açar paslı gözbebeklerini...
Açar gül'ü farketmeyen,
Paslanmış gönülleri...

 

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Eski Said
(1878 - 1926)


Bediüzzaman önceleri,
Siyaset ve sosyal hayatın içindeydi..
Amacı gelişen olaylara,
İslamiyet adına yön vermekti...
Bu nedenle her fikir akımı içinde,
Fikirlerini beyan etmişti..
Bu döneme Eski Said diyordu kendisi...
Olaylar karşısında fikrini,
Korkusuzca dile getirir,
Daraağacı gösterenlere gülüp geçer,
Ölüme yoldaş olup,
Cephelerde savaşır,
Gerektiğinde esir düşer,
Gerektiğinde eser, gürlerdi...
Günde sekiz gazete okur,
Gündemi yakından takip ederdi...
Fakat bir zaman geldi...
İç aleminde büyük bir değişim yaşadı...
Yani eski Said dönemi kapanıp,
Yeni Said dönemi başladı...

 

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Yeni Said
(1926 - 1950)


Yeni said dönemi eskisinden çok farklıydı...
Adeta dünyayı terk etmenin diğer adıydı...
Bu dönemde Bediüzzaman,
Herşeyden uzaklaşmış,
Siyasetten Allah'a sığınmış,
Tüm resmi görevlerini bırakıp,
Van'da Erek dağına çıkmıştı...
Yeni Said Döneminde Bediüzzaman,
Radyoyu dinlememiş,
Otuz yılda tek bir gazete okumamış,
Siyaset hakkında fikir beyan etmemişti...
Dünyada daha önemli şeyler var diyordu...
İman ve Kur'an hizmeti...
Yeni Said dönemi,
Risalelerin yazıldığı,
Elle çoğaltıldığı,
Nur tohumlarının ekildiği,
Onlarca talebenin yetiştiği,
Bediüzzamanın ilahi vazifesini tamamlayıp,
İnsanlığa Nur külliyatını hediye ettiği dönemdi...


 

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Üçüncü Said
(1950 - 1960)


Bu dönem telifin tamamlanıp,
Neşriyatın başladığı,
Eserlerinin Tab edilip çoğaltıldığı dönemdi...
Ayrıca sürgünlerin, tarassutların, hapishanelerin,
Daha bir şiddetlendiği dönemdi...
Ne var ki bu,
Talebelerin binleri bulmasını temin etti..
Nurlar yetişti,
Nurcular yetişti...
Ve üç Said dönemi de gerekliydi,
Ayrım kabul etmez hiç biri...
Çünkü bu üç tarz ve metod değişikliğini,
Zamanın zemin ve şartları gerektirmişti...


 

Nurun Ala Nur

Düzenleyici
Moderator
Bediüzzamanın isimleri

O Vahidu asrihi...
Asrın tek güzelliği,
O Feridü dehrihi...
Asrın bir tanesi,
O son müceddidi din,
O asrın manevi tabibi,
Çağın müfessiri,
Yaratılış itibariyle,
Nadire-i hilkatti...
Bir bahr-i umman gibi,
Sarmıştı tüm alemi,
Zulmetin nuruydu,
Hidayet serdarıydı...
Fatinülasrdı...
Fahrüddeverandı...
Sahibüzzamandı,
Yetimetüzzamandı
Garibüzzamandı...
O herşeyden öte Bediüzzamandı...
Beklenendi,
Özlenendi,
Sevilendi,
İnsanın sessiz çığlığına ses verendi...
Karanlığa Nur'u getiren,
Kararmış gönüllerimize ışık dolu bir nefesti...
O, İnsanlığı kurtarmaya,
Cennetten inen El'di...
O, anlatmaya kelimelerin yetmediğiydi...
O, biricik Üstadımız,
Bediüzzaman Said Nursi'ydi...

Kaynaklar:
1 İhsan Atasoy Nur'un büyük kumandanı Zübeyir Gündüzalp
2 Bediüzzaman Tarihçe-i Hayat (İlk Hayatı)
3 Necmeddin şahiner Son şahitler 1-2-3
4
www.osmanlicasozluk.net
5 M. Latif Salihoğlu Yeni Asya Üstadın isim, imza, mühür ve unvanları
makalesi 2003
6 Ahmet Feyzi Kul Maidetül Kur'an Risalesi

 

merkur

KF Ailesinden
Özel Üye
Ilk mesajtaki hadis için kaynak gösterebilir misiniz merak ettim ilk defa okudum
 
Üst