Peygamberimize Mektup Yazalım

KF_Admin

Administrator
Forum Administrator
Esselamualeyküm Kunfeyekun Ailesi
Peygamber Efendimizin Kutlu Doğumunun idrakini yaşadığımız günlerde ülkemizde birçok takdire şayan organizasyonlar düzenleniyor, şiirler, naatlar, kasideler yazılıyor.
Ayrıca birçok yerde karşılaştığımız güzel bir uygulama da Peygamberimize Mektup yazılmasıdır.
Biz de KunFeyekun.Org olarak bu şekilde bir konu açalım dedik.
Herkes içinden ne geliyorsa Peygamber Efendimize yazabilir.(şiir, kompozisyon, makale, deneme....vb)

Buyrun yazan sizsiniz muhatabınız Allah'ın Rasulü . .
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

KF_Admin

Administrator
Forum Administrator

Sultan-ı Levlake

Asırlarca sana yazıldı kasideler naatlar,

Beşer seni ne anlayabildi, ne de anlar.

Haşmeti saltanatını görmedi büyük krallar,

Görmedi arz dahi getirdiğinden daha güzel kurallar.

Garip gelen İslam’ın garip çağları atlar,

Zaman ahir olsa da adın konmakta adlar.

Açtığın nur denizinden akmakta hala nurlar,

Gül kokmakta kokunla yıkadığın kutsal topraklar.

Senin en büyük derdindi kurtulsun tüm insanlar,

Ve sen hep ağlardın ümmeti diye kanlar.

Beşerin beraatını senin şefaatin sağlar,

Şefaatinden olan mahrum, biçare ağlar.

Davacıyken Taif’te kanına bulanan yollar,

Sen etmedin beddua, dua beklerken Kahhar.

Yazan: sahasan
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

gülehasret

Çalışkan Üye
Kademeli
Efendim,
sana sesleniyorum ötelerden.
Aczime bakma, çehreni asma,
çevirme gül cemalini bu mücrim yüzden.
Bakma, yüzsüzlüğüm deli cesaretimden,
Sen, alemlere rahmetsin mahrum etme cemâlinden.

Efendim,
sana sesleniyorum ötelerden.
Bırak, yanında kıtmîrin olayım.
Başka bir hünerim yok fânî dünyada
bırakma beni, ak kor oldum yangınlarımda.
Gözyaşlarım söndürmez alevimi biliyorum,
hangi günahımı itiraf edeyim, hangi birini!
Hangisini setreyleysem acaba, hangilerini!
Eller, gözler, yerler ve gökler şâhit,
deliller ortada ayan beyân, suçum zâhir.
O kadar çok ki, mücrim bile denmez bana
ama ümitsiz de değilim, ümidim senden.
Bakma bana, itirafım deli cesaretimden
Sen, alemlere rahmetsin mahrum etme merhametinden.

Efendim,
sana sesleniyorum ötelerden.
Ne dünyaya teşrifini gördü bu gözler
ne de emanetini en Emîne teslim edişini.
Yâ veyl! bu gözler ki kavruldu nâr-ı haramdan
temâşası hep zilletti, her nazarı zillet-i hevâdan.
Oysa ne hicranlı günler gördü, o mübarek gözlerin
ne yaşlar döktü bize "ümmetî, ümmetî" diye.
Biz sana layık olamadık, Efendim!
Emanetine sahip çıkamadık hiç!
Yırttık pervasızca ahd-i fermanını,
kaldırdık gönüllerden, o yüce Kitâbını.
Takıldık, tökezledik, düştük sekr-i dünyadan,
ağlanacak halimize hep güldük Efendim.
Güzel sözler boş sözler oldu, zaman başka zamandı
binlerce asır geçmişti üstünden, terakki hayaldi.
Ne olur, aczimi affet, şikayetim yalnız kendimden
dedim ya bakma, haykırışım deli cesaretimden
Sen, alemlere rahmetsin mahrum etme şefkatinden.

Efendim,
sana sesleniyorum ötelerden.
Kaybettik içimizdeki o çocuk masumluğunu.
Tilkilik, kurnazca ruhumuzda geceledi hep.
Uludu, iyiliği paramparça eden seyyiât
Sen taşlara, darblara, sövgülere lâyık görüldün.
Bize ise miras kaldı şatafatlı, rahat bir hayat.
Anneler yine gebeydi, salih evlatlar yok oldu.
Nice firavunlar, ebu cehiller, nemrutlar doğdu.
Kendi elimizle, kendimizi ateşlere attık.
Yanıyoruz, yetiş, tut elimizden, yok olduk!
ah pişmanlık, ah cahillik, ah yok olası feryât!
Sâhi, sâhi değildi miydi, avuntu muydu heyhât?
Savınca musibeti Yaradan, nisyân ile kavrulduk.
Beşeriz, şaşarız bırakma ellerimizi tut yeniden.
Bize bakma, serkeşliğimiz deli cesaretimizden
Sen, alemlere rahmetsin mahrum etme muhabbetinden.

Efendim,
sana sesleniyorum ötelerden.
Seni bize güzel anlattılar hep.
Güzellik bile haya edermiş yanında.
Yalan, ihanet, kibir yanına uğramazmış hiç.
Muhammedü'l Emin diye seslenilirmiş sana.
Bir güzel ravzada, güllerin Efendisiymişsin
Ebubekir, Ömer, Osman ve Alilerin varmış değil mi?
Biliyorduk, duyuyorduk, uymuyorduk, uyuyorduk.
İşimize gelmiyordu çünkü; işimiz gidiyordu elimizden.
Siz tek tek açmıştınız, en güzel bahçelerde.
Biz tek tek soldurduk, kaldık kupkuru çöllerde.
Tüm güzellikleri çarçur ettik, tel tel döküldük
Tül tül alevlenen uhuvveti, şakağından vurduk.
Köhneliğine tutulduk müzeyyen hayatın, vurulduk.
Oysa hepsi bir amel-i şeytanmış, çok geç uyandık.
Tutunacak dalımız yok derken, seni gördük Efendim.
Alır mısın yanına, basar mısın bağrına yeniden?
Bakma bize, yaptıklarımız deli cesaretimizden
Sen, alemlere rahmetsin mahrum etme kendinden.
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator


Nur-u şiddeti zuhuru, yaktı kalbi kuburu,
Vaveylayı cesedidir, yaşamın sensiz suduru.
Arş-ı azamı titretir, kalbi hatırat-ı fakir.
Gayrı nasıl bilelim, senin duan neye kadir.
Sen âlemler efendisi, kâinatın meyvesi.
Senden ayrı olanı, sıkar tenden kafesi.
Sevgin sebebi hilkat, aşkın geçirir sırat.
Bizi sensiz bırakma ey Eşref-i mahlûkat.
Şefkatinle bizlere şefaat elin uzat,
Seni seven ümmete komşuluğundur murat.
Dünya gemisine bindin ”ümmeti” indin “ümmeti”.
Ümmetin gafletle unutsa da sana hürmeti,
Adın anılınca titrer kalbi, ağlar gözleri.
Çünkü hepsinin vardır kalubela sözleri.
Çağlar arkasından çağrına “lebbeyk “ diyen,
Asrındaki her hali, haline hemhal eden,
Koçyiğitlerimiz var, cengine devam eden,
Her an kutlu yolunda adın için inleyen.

Yazan : sahasan​
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
Kalbine muhammed güneşi doğarsa… (sallALLAHu aleyhi vesellem)

Bir seher vakti, kalbindeki semada, Muhammed (sallALLAHu aleyhi vesellem) güneşinin doğduğunu görürsen;


İşte o zaman, Âdem aleyhisselam gibi zari zari ağlarsın; hep tövbe edersin,
Nuh aleyhisselam gibi diyar diyar gezersin; insanları kurtuluşa çağırırsın,
İdris aleyhisselam gibi gönül cennetine girer hulle biçersin…

Eğer bir seherde, gönül semanı kaplayan bulutlar, gözyaşı yağmurlarıyla gönül bahçeni sularsa o bahçede ne güller ne laleler ne sümbüller koklarsın…

Sonra, gönül seman apaydınlık olur da Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa gönlünde;
Seni İbrahim aleyhisselam gibi ateşe atsalar yanmazsın,
İsmail gibi bıçakların önüne yatırsalar bıçaklar kesmez seni,
Süleyman aleyhisselam gibi mülkünü bir “Subhanellah”a satarsın,
Davud aleyhisselam gibi dağlar seninle ALLAHu Teâlâ’yı tesbih eder,

Kalp semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
Musa aleyhisselam gibi gönül Tur’unda Rabbinle mukâleme edersin, sonra firavunlar düşse de peşine, denizler yol olur sana, kurtulursun ve kurtarırsın, peşine düşen müminleri…

Kalp semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
Yakup aleyhisselam gibi gece gündüz ağlarsın,
Yusuf aleyhisselam gibi ne Züleyhalar çıksa da yoluna, dönüp bakmazsın.
Sonra seni kuyulara atsalar, sonra zindanlara düşsen de sultan olur çıkarsın…

Bir seher vakti gönül semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
İsa aleyhisselam gibi dünyaya hiç kıymet vermezsin, ölü kalpler dirilir nefesinle.
Hasta kalpler şifa bulur bir dokunuşunla.
Sonra, gökten ne sofralar iner havarilerine…

Gönül semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
Zekeriya aleyhisselam gibi testerelerle biçseler seni bir ‘Ah!’ demezsin,
Yahya aleyhisselam gibi başını verirsin de davandan dönmezsin…

Gönül semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
Sana ok atsa düşmanların “ALLAH’ım bunlar bilmiyorlar, bunlara hidayet ver’ dersin.
Sonra düşersin yollara da Taiflere gidersin, ayaklarından kanlar akar ama sen mutlaka getirdiğine iman edecek bir Addas bulursun…

Gönül semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
Doğduğun şehirden kovulursun belki ama sana kucak açacak ne Medine’ler bulursun…

Gönül semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
Bazen bir Bedir zaferi yaşarsın,
Bazen Uhud’da sarsılırsın biraz,
Bazen sana saldıranların önüne Hendekler kazarsın.
Sonra ne Mekke’ler fethedersin, ne zaferler görürsün de ‘NASRUN MİNALLAH’ der, yüzünü secdelere koyarsın…

Gönül semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
Geceler gündüz olur sana, ufuklara bakarsın da Muhammed sallALLAHu aleyhi veselleme koşan ne İkrimeler görürsün…

Gönül semanda Muhammed sallALLAHu aleyhi vesellem güneşi doğarsa;
İnsanların fevc fevc Muhammede sallALLAHu aleyhi veselleme koştuğunu görürsün…

ABDULLAH MUHAMMED REYHAN
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

ALLAH-U ALEM

KF Ailesinden
Özel Üye
Allah(c.c.)ın selamı,rahmeti ve bereketi üzerine olsun;Ey Allah(c.c.)'ın kulu ve elçisi,
Hakkın sesi,
Alemlere rahmet,insanlığa uyarıcı ve hidayet müjdecisi.
Küfrün karanlığını dağıtan ve yolumuzu aydınlatan nur hüzmesi.
Kutlu sahabelerin(a.s.)gibi sesleniyorum sana:"Anam babam sana feda olsun!"
Özlemin dağıtıyor yüreğimi.
Ey Nebi(a.s.)!
Belki göremedim Ay'ı kıskandıran yüzünü ve insanın içini ısıtan güzeller güzeli gülüşünü.
Belki duyamadım sesini;gönüllere inşirah,kalplere hidayet saçan
Ve cennette çağıran.
Belki olamadım yanında Bedir'de,Uhud'ta,Hendek'te ve Veda Hacc'ında Kabe'de.
Belki biat için tutamadım öpülesi ellerinden;Akabe'de.
Koşamadım yardımına,düşmanların tuzaklar kuruyorken;Mekke'de,Medine'de.
Fakat ,özlemin kor gibi yakıyor yüreğimi.
Ey Nebiler Nebisi(a.s.)!
Hüzünlüyüm keederliyim ve yanık yüreğim şimdi.
Nedendir bilir misin?
Maziye dönük olsaydı özlemim yalnızca,belki bu kadar yakmazdı benliğimi kuşatan hasretin.
Fakat;Ey nebi(a.s.),sen gittin gideli alemde rahmetten eser kalmadı;
Şeytan ve yandaşları çepeçevre kuşattı bizi.
Barış ve esenlikle ilmik ilmik ördüğün coğrafyamıza,gözyaşı ve kan damladı.
İşitiyor musun Filistin'den,Keşmir'den,Afganistan'dan,benden yükselen feryadı!...
Bilir misin Ey nebi(a.s.) ,neler oldu bu topraklarda senden sonra?Nice cinayetler işlendi,nice sürgünler yaşandı,nice zulümler yapıldı
 

ALLAH-U ALEM

KF Ailesinden
Özel Üye
Kırdığın onca put birer birer,yeniden inşa edildi.Ve yeniden sahte ilahlar sahne aldı.
Sümeyyeler,Fatımalar,Zeynepler ağlatıldı.
İffet timsali örtülere el uzatıldı...
Nasıl yanmasın yüreğim Ey Nebi(a.s.),nasıl dağlanmasın!
Ey Kainatın Efendisi(a.s.)!
Bugün herzamankinden daha fazla muhtacız hayat veren çağrına,
Tezkiye eden mürebbiliğine,
Hidayete ulaştıran önderliğine,
Ve-illa ki- örneklıgine.
Sen ki yürüyen bir Kur-an'dın,sen ki en üstün ahlak üzereydin,
Bağışla beni;Seni övmek bana düşmez,övmüşken KAİNATIN SAHİBİ.
Ey Allah'ın Elçisi(a.s.)!
Sana karşı mahcubum,yüzüm yok yüzüne bakmaya.
Zira;sahip çıkamadım bıraktığın emanete hakkıyla.
Üstün ahlakını,yürüyen Kur'an oluşunu,zalimlere karşı izzetli ve müslümalara karşı merhametli duruşunu,örnek alamdım layıkıyla.
Ama herşeye rağmen ümidim var,yolunu sürdürmeye ve izinde yürümeye.
Çünkü seviyorum seni,
Seviyorum ,seni seveni.
Ey Nebi(a.s.)!
Ahir zaman ümmetinin bağrı yanık bir ferdi olarak,zerrelerim adedince salat-u selam yolluyorum sana.
Selam olsun sana,aline,ashabına..
Selam olsun;sensizlik ikliminde gölgesine sığındığım ve Aşkıyla avunduğum KUTLU DAVANA

(Altınoluk dergisi)


 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Peygamberimize Mektup yazacak arkadaşlar için tekrar güncelleme.

Kalemin sağlam olmasına gerek yok, niyet sağlam olsun yeter, herkes içinden geçeni yazabilir, gerek salavat gerekse bir gül ile de bu konuya katılabilir inşallah.


Ey adına salât ve selam edilen,

Ey yâdınla gönüle ferah veren,

Biz duymasak da senin çağrımıza cevabını,

Sen unutmazsın, unutkan ümmetinin hatırını.

Gafletli yarınların hasretli yarenleriyiz,

Biz zamanın daraldığı ahirzaman ümmetiyiz.

Hala içimizde senin aşkın için yananlar var,

Gözleri yaşlı, gönülleri yaslı, seni anmadalar.

Ey Nebi sen ki çağlar öncesinden kardeşlerine seslendin,

Lakin biz bugün kardeşin olabileceklere deli diye sesleniyoruz,

Delidir, divanedir, kendi menfaatinden vazgeçiyor diyoruz…

Lakin gün geçtikçe artmakta delilerin sayısı, buna seviniyoruz,

Rabbimizden sen “ümmeti” dedikçe “lebbeyk” diyecek deliler istiyoruz…



//sahasan
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Bugün sessiz bir ramazan gecesi,
Kaleme düştü yine hüznün hecesi,
Sessizliği dinlerken göğsüm daraldı,
Sensizlikle yaşarken yaşam mı kaldı?
Ey Nebi ümmetini başka haller aldı,
Senden sonra onlar düyaya daldı,
Neden sonra sünnetin kitaplarda kaldı,
Korku ümmetinin üstüne nam saldı,
Yitik emanet ilimi cahiller çaldı,
Nazargah-ı ilahiyi işgal eden maldı.
Daha kaybedecek neyimiz kaldı?
Derken geceyi aydınlatan ışıklar göründü,
Sanki kuran onlarla ete kemiğe büründü,
Gafil aklımın bozuk cep feneri söndü,
Gördüğü o nurları gönlüne gömdü.
Anladı ki herşeyde bir güzellik var,
Bu kapkara geceden bir güneş çıkar,
Zira rabbimiz Rahim, Hakim ve Kahhar,
Onun izni olmadan yaprak düşmezmiş,
Onun emri olmadan bıçak kesmezmiş,
O kun (feyekun) demeden varlık olmazmış,
O serin ol deyince ateş yakmazmış.

sahasan
 
Son düzenleme:
L

lara güven

Ziyaretçi
Sevgili Peygamberim, kalbimde senin yerini, sana olan sevgimi anlatamam ama insan sevdiğini sevdiğine söyleyemezse bunun bir anlamı olur mu? Sana olan sevgimi nasıl anlatayım. Benim seni sevdiğimi bilmeni o kadar çok isterdim ki, beni tanımanı, beni de senin sevmeni benim varlığımı bilmeni. Bir bilseydin sana olan sevgimi , bir bilseydim senin de beni sevdiğini.

Senin sevgini kazanabilmek için ne yapabilirim Ya rasulullah. Kendimi o kadar dünya işlerine kaptırmışım ki ben bile ne yaptığımın farkında değilim. Sanki sonbaharda bir ağaçta kalmış son bir yaprak gibi kendimi yalnız hissediyorum. Ve rüzgar beni almış koparmış uçuyorum bilmediğim yerlere. Rüzgarın eline esir olmuşcasına, dünyanın zevklerine esir olmuşcasına , rüzgarla uçuyorum. Sonra bir nur denizine düşüyorum. O sensin Ya Rasulallah. Seni buldum ya Ya Rasulallah rüzgar beni uçurmasın. O nur denizinde boğulayım. Senin nurunla bende nurlanayım. Beni yanından hiç ayırma Ya Rasulallah, beni bırakma. Beni rüzgara bir daha verme. Ağacıma dahi geri dönmek istemiyorum. Senin yanındayken bütün kötülüklerden uzak olurum. Senin yanında olmak sana kavuşmak , seninde beni sevdiğini bilmek. Başka ne isteyebilirim ki. Bütün insanlar senin sevginle yanarken, seninde beni sevdiğini bilmek. Biliyorum ki senin bizi sevmen senin güzel ahlakına sahip olmak demektir.

Allahım bize peygamber efendimizin ahlakıyla yaşamak nasip et ki, peygamber efendimizin sevgisine layık olalım. Bu dünyada sana hasret yaşıyoruz Ya Rasulallah. Bu dünyada göremedik nur yüzünü, olamadık yanında, savaşamadık ta şehid bile olamadık senin yolunda. Bu aciz ümmetini ne olur sev Ya Rasulallah.
 
K

Kayıtsız

Ziyaretçi
arkadaşlar özellikle şu ''asırlarca sana yazıldı kasideler naatlar '' diye başlayıp '' sen etmedin beddua ,dua beklerken Kahhar '' için çok teşekkür ederim . Hepimize kolay gelsin .
 
Üst