Namaz, Doyulmaz Bir Neşve

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Namaz

Namaz, İslâm’ın beş temel esasından biridir. Evet, o, dinin direği, ibadetlerin özü ve esası, bir ucu miraca dayanan ve insanı Allah’a yaklaştıran en önemli bir vesiledir. Bu denli önemli bir ibadet, elbette mü’min için dünyevî meşgaleler arasında geçiştiriliverecek bir iş değildir/olmamalıdır. Değil başka bir iş yüzünden onun ihmale uğratılması veya aceleye getirilmesi, gerektiğinde her şey ona feda edilmelidir.

Doyulmaz Bir Neşve

Namazın muhtevası, insanın Rabbiyle münasebetine, kalb ve ruh ufkuna göre farklı derece ve keyfiyetlerde kendini hissettirir. Hüşyar bir gönülle ve aşk u şevk içinde Allah’ın huzurunda bulunuyor olmaktan kendini meleklerin safları arasında görmeye kadar, ondan, Efendiler Efendisi’nin (aleyhissalâtü vesselâm) arkasında saf tutmuş bir fert olarak kendini hissetmekten doğrudan doğruya bir hamlede ulvî âlemlere yükselmişçesine Arş’ın örtüsüne alnını koyuyormuş gibi eda keyfiyetine kadar namazı değişik şekillerde duyup hissetme mertebeleri vardır. İnsanın böyle bir mazhariyete muvaffak olmasının ilk şartı; namazı tıpkı bir miraç veya miracın gölgesi bilmektir. Haddizatında her namaz mü’min için bir miraç vesilesidir. Dolayısıyla bu hususta mü’mine düşen vazife, her namazında, farklı farklı buudlarda da olsa, miracını tamamlamak olmalıdır. Bu sebeple namazda gönlün her teli, tıpkı bam teli gibi ses vermelidir. Öyle ki, secde, doyulmaz bir neşveye; dualar, insana bıkkınlık vermeyen gıdaya; rükû ayrı bir edaya; kıraat da dâne dâne canlı kelimeler armonisine dönüşmelidir. "O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor. Secde edenler arasında kıvrım kıvrım kıvrandığını da." (Şuarâ sûresi, 26/218-219) âyetleri, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselâm) namazını tasvirle beraber, bize, nasıl namaz kılmamız gerektiğini de öğretmektedir.

Namaz ve Niyet Konusundan Alıntı
 
Üst