Mehdî âlem-i İslâmın zulümatını dağıtabilir mi
07 Ekim 2011 / 00:01
Günlük Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
Âhirzamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mehdî, hem mürşid, hem kutb-u âzam olarak bir zât-ı nuranîyi gönderecek ve o zat da ehl-i beyt-i Nebevîden olacaktır. Cenâb-ı Hak bir dakika zarfında beyne’s-semâ ve’l-arz âlemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder. Ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin nümunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden Kadîr-i Zülcelâl, Mehdî ile de âlem-i İslâmın zulümatını dağıtabilir. Ve vaad etmiştir; vaadini elbette yapacaktır.
Bediüzzaman Said Nursi
Sözlük:
müçtehid: âyet ve hadisler başta olmak üzere diğer dinî delillerden hüküm çıkarma bilgi ve kabiliyetine sahip olan (bk. c-h-d)
müceddid: yenileyici; sahih hadislerle her yüz senede bir geleceği bildirilen, dinin hakikatlerini, asrın ihtiyacına göre ders
Mehdî: (bk. bilgiler)
Muhbir-i Sadık: doğru sözlü haber verici Peygamber Efendimiz (a.s.m.) (bk. ṣ-d-ḳ)
Rivayet: Peygamber Efendimiz’den (a.s.m.) duyulan bir haber veya hadisin aktarılması
beyne’s-semâ ve’l-arz: yer ile gök arası
cereyan etme: meydana gelme
daire-i esbab: sebepler dairesi (bk. s-b-b)
din-i Ahmedî: Hz. Muhammed’in (a.s.m.) dini, İslâmiyet (bk. ḥ-m-d)
ebediyet: sonsuzluk (bk. e-b-d)
ehl-i beyt-i Nebevî: Peygamberimizin ailesine mensup ve soyundan olanlar (bk. n-b-e)
ehl-i tefekkür: tefekkür edenler, düşünenler (bk. f-k-r)
eser-i himayet: koruma, himaye etme eseri, belirtisi
fesad: bozukluk, karışıklık
fesad-ı ümmet: ümmetin fesada girmesi, bozulup iyi özelliklerini kaybetmesi
halife-i zîşan: şanlı halife (bk. ḫ-l-f)
hikmet-i Rabbâniye: Allah’ın herşeyi bir fayda ve gayeye yönelik olarak, anlamlı ve yerli yerinde yaratması (bk. ḥ-k-m; r-b-b)
hâkim: hükmeden, idareci (bk. ḥ-k-m)
icad eden: vücuda getiren, yoktan yaratan
izale etmek: gidermek, ortadan kaldırmak (bk. z-v-l)
kemâl-i rahmet: mükemmel ve kusursuz bir rahmet (bk. k-m-l; r-ḥ-m)
kutb-u âzam: en büyük kutup; bir çok Müslümanın kendisine bağlandıkları büyük evliyadan zamanın en büyük yol göstericisi (bk. a-ẓ-m)
muhafaza etme: koruma, saklama (bk. ḥ-f-ẓ)
muslih: ıslah eden, iyileştiren, düzelten (bk. ṣ-l-ḥ)
mübarek: hayırlı (bk. b-r-k)
veren peygamber vârisi olan âlim zât
mürşid: doğru yolu gösteren (bk. r-ş-d)
mürşid-i ekmel: en mükemmel doğru yol gösterici (bk. r-ş-d; k-m-l)
müçtehid: âyet ve hadisler başta olmak üzere diğer dinî delillerden hüküm çıkarma bilgi ve kabiliyetine sahip olan (bk. c-h-d)
nevi: tür, çeşit
teskin etme: yatıştırma, sakinleştirme, dindirme (bk. s-k-n)
vaad: söz verme (bk. v-a-d)
vuku: meydana gelme
zarfında: içinde
zulümat: karanlıklar (bk. ẓ-l-m)
zât-ı nuranî: nurani, nurlu zat
âhirzaman: dünya hayatının kıyamete yakın son devresi (bk. e-ḫ-r)
âlem-i İslâm: İslâm âlemi (bk. a-l-m; s-l-m)
ıslah etme: iyileştirme (bk. ṣ-l-ḥ)
şeriat-ı İslâmiye: İslâm şeriatı; Allah tarafından bildirilen hükümlerin hepsi, İslâmiyet (bk. ş-r-a; s-l-m)
Medresetüzzehranın akreditasyonu, misyonu
07 Ekim 2011 / 14:01
Münazarat Ekseninde Milliyet Fikri ve Demokrasi Konferansının tebliğleri yayınlanma başlandı
Risale Haber-Haber Merkezi
Bediüzzaman Said Nursi'nin hayata geçirmek için büyük uğraşılar verdiği Medresetüzzehra’nın Türk-Kürt birlikteliğine dair esaslarını tebliğinde açıklayan Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, günümüze uyarlanmış bir örneğinin “Uluslararası Zehra Üniversitesi” olacağına dikkat çekti.
“Uluslararası Zehra Üniversitesi”nin vizyonu, misyonu ve temel değerlerini de belirleyen Aksoy, tebliğinde "Kalite güvencesi ve Akreditasyon" başlığına da yer verdi. Aksoy, "Günümüzde kalite kültürü gelişmektedir. Üniversiteler de stratejik planlar yaparak kalite güvencesi sağlarlar. Stratejik plan ile vizyon, misyon, temel ilke ve politikalar belirlenir; yol haritası çizilir ve kalite yönetimi ile yol alınır; aldıkları yol verilerle değerlendirilerek ne kadar güvence sağlandığı ölçülür. Yetkili bir kuruluş tarafından gerekli şartları sağlayıp sağlamadığı ve standartlara uygunluğu değerlendirilerek o konuda yetkin kılınır yani akredite edilir. Risale-i Nur’a bu açıdan baktığımızda, Bediüzzaman’ın ”Ulum-u diniye vazifesiyle tavzif edildiğini” görüyoruz. Mehazı kutsidir. Ne Şarkın ulumundan ne Garbın fünunundan alınmış bir nur değildir. O doğrudan doğruya Kur’an’dan alınmıştır. Bediüzzaman,”Yüksek bir yere çıkıp bağırarak derim ki, Risale-i Nur güzeldir, hakikattir, Kur’an’ın malıdır”. Yine “Resul-i Ekrem’in talimiyle ve Kur’an’ın dersiyle anladım ve bildim ki…” şeklindeki sözleriyle bir yerde akredite edildiğini, eserlerin referans gösterilir kalitede olduğunu ve konusunda yetkin kılındığını bildirmektedir" dedi.
"Türk-Kürt Birlikteliği Çevresinde Medresetüzzehra" tebliğinin tamamı için TIKLAYINIZ