K
Kayıtsız Üye
Ziyaretçi
BİR İNSAN HARDEŞİNİ 5 DK ERKEN ALMAK İÇİN YALAN SÖYLEMEK GÜNAHMIDIR
Moderatörün son düzenlenenleri:
Aslında günümüzde çokça kullanılan, beyaz yalan,pembe yalan gibi zararı olduğu düşünülmeyen bazı kavramlar var.Fakat dinimizde yalan kesinlikle yasaklanmıştır.Bu yasak da büyük ya da küçük diye sınıflandırma yoktur. Ancak Hadislerde belirtilen 3 şey dışında.
Ümmü Külsüm diyor ki: "Resulullah'ın üç şey dışında insanların söyledikleri herhangi bir yalana ruhsat verdiğini duymadım.
Bu üç şey; savaş hali, insanların arasını bulup onları barıştırma hali, erkeğin hanımına hanımın da erkeğine sohbet etme halleridir.
Müslim, Kit. Bire, bab: 101, hn. 2605; Müsned, İmam Ahnıed, c. VI, sh. 403
Bunların dışında şaka ile de olsa Peygamber efendimiz yalanı yasaklamıştır. Şeytanın insanı tuzağa düşürmek için kullandığı en büyük hilelerden biri günahını küçük ve önemsiz göstermektir. Küçük de olsa günahı hoş görmek,daha büyüklerini işlemek adına zemin hazırlar.Yani bu işler yavaş yavaş gelişir.Bir de bakarsınız ki, farkında olmadan daha büyük yalanları,üstelik vicdani rahatsızlık duymadan işlemeye başlamışsınız. Bedi'üzzaman hazretleri bu konuyla ilgili Risâle-i Nûr'da şöyle bildirir.
(Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor. L.)
Küçük de olsa işlenen her günah,imanın bulunduğu yer olan kalbi küçük siyah bir nokta olarak karartır.Bunlar zamanla öyle çoğalır ki,kapkara bir kalbe dönüşür. Ve kişinin vicdanını rahatsız ederek manevi huzursuzluğa sebep olur. Günahlarla kararmış bir kalpte ise iman yerleşemez.
Ama, öyle güzelbir dinimiz ve öyle merhametli bir yaratıcımız var ki, bizi her an affetmeye hazır. Hatta günahlarımız ne kadar büyük olursa olsun. Onun içindir ki ,bize tevbe kapısını sonuna kadar açmış. Yeter ki samimiyetle ve sıkça tevbe edelim. Çünkü bazen farkında olmadan da günah işleyebiliyoruz...
Kısaca, mümkün olduğu kadar küçük de görünse günah işlememeye çalışmak lazımdır. "Beşer şaşar" diye bir meşhur bir söz vardır. İnsanız neticede....Hata yaptığımızda ise tevbe ve istiğfar ile Cenâb-ı Hakk'tan af istemek lazımdır.....
Ümmü Külsüm diyor ki: "Resulullah'ın üç şey dışında insanların söyledikleri herhangi bir yalana ruhsat verdiğini duymadım.
Bu üç şey; savaş hali, insanların arasını bulup onları barıştırma hali, erkeğin hanımına hanımın da erkeğine sohbet etme halleridir.
Müslim, Kit. Bire, bab: 101, hn. 2605; Müsned, İmam Ahnıed, c. VI, sh. 403
Bunların dışında şaka ile de olsa Peygamber efendimiz yalanı yasaklamıştır. Şeytanın insanı tuzağa düşürmek için kullandığı en büyük hilelerden biri günahını küçük ve önemsiz göstermektir. Küçük de olsa günahı hoş görmek,daha büyüklerini işlemek adına zemin hazırlar.Yani bu işler yavaş yavaş gelişir.Bir de bakarsınız ki, farkında olmadan daha büyük yalanları,üstelik vicdani rahatsızlık duymadan işlemeye başlamışsınız. Bedi'üzzaman hazretleri bu konuyla ilgili Risâle-i Nûr'da şöyle bildirir.
(Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor. L.)
Küçük de olsa işlenen her günah,imanın bulunduğu yer olan kalbi küçük siyah bir nokta olarak karartır.Bunlar zamanla öyle çoğalır ki,kapkara bir kalbe dönüşür. Ve kişinin vicdanını rahatsız ederek manevi huzursuzluğa sebep olur. Günahlarla kararmış bir kalpte ise iman yerleşemez.
Ama, öyle güzelbir dinimiz ve öyle merhametli bir yaratıcımız var ki, bizi her an affetmeye hazır. Hatta günahlarımız ne kadar büyük olursa olsun. Onun içindir ki ,bize tevbe kapısını sonuna kadar açmış. Yeter ki samimiyetle ve sıkça tevbe edelim. Çünkü bazen farkında olmadan da günah işleyebiliyoruz...
Kısaca, mümkün olduğu kadar küçük de görünse günah işlememeye çalışmak lazımdır. "Beşer şaşar" diye bir meşhur bir söz vardır. İnsanız neticede....Hata yaptığımızda ise tevbe ve istiğfar ile Cenâb-ı Hakk'tan af istemek lazımdır.....
