Kitap
Basılı veya yazılı kağıt yapraklarının bir araya getirilmesiyle ve insanların hislerini, fikirlerini, başkalarına, uzaktakilere bildirmek, kendilerinden sonra gelenlere ulaştırabilmek için kağıtlara yazmak suretiyle meydana getirilen eser. Uzakta bulunan bir kimseye yazılan mektup veya pusula manasında da kullanılmıştır. Lügatte, kitap, “yazı yazmak” manasındadır. Kur’an-ı kerim’de; çeşitli manalarda sık rastlanan kitap kelimesi Allahü tealanın peygamberlerine gönderdiği vahiyler manasında da kullanılmıştır.




Zamanla papirüs üretiminin azalması ve pahalanması, papirüsün nemden bozulması, tek yüzünün kullanılması ve yanıcı bir madde olması, ayrıca umumiyetle Mısır’da üretilen papirüsün yurt dışına çıkarılmasının yasaklanması üzerine yazı yazılabilecek yeni bir maddenin aranmasına sebeb oldu. Bazı Asya milletleri çok eski çağlardan beri sepilenmiş deriyi yazı malzemesi olarak kullanırlardı. Bergama (Pergamum), koyun derisi hazırlama işinde büyük bir ün salmıştı. Batı dillerinde parşömen denilen tirşe böylece ortaya çıktı. Miladın başlangıcında yaygın olarak kullanılmaya başlanan bu malzeme, kitabın dış görünüşünü değiştirdi. Katlanabilen parşömen yaprakları; dikilen, bir araya getirilen, bir ciltle korunabilen defter şekline sokulabiliyordu. Kitap arkalı-önlü yazılabilen bir dikdörtgen şekline (kodeks) girdi (bugünkü şeklini aldı). Parşömene yazılmış kitaplar daha dayanıklı, daha kullanışlıydı. Bizans İmparatorluğunun en eski devirlerine ait İstanbul’dan kaçırılan parşömen yazılı bazı yazma eserlerden üçü Vatikan’da, biri de Paris Milli Kütüphanesinde saklanmaktadır. Bunların bazısı minyatürlüdür.

Büyük ilahi dinlerin ortaya çıkması ilmin ve kitabın gelişiminde birinci merhaledir. Dini bir eğitim ve öğretim kurma ihtiyacı, öğretim kurumlarının yanısıra o zamanın şartlarına göre bir kitap sanayiinin kurulmasını gerektirmiştir.
Kitabın gelişiminde ikinci önemli merhale kağıdın ortaya çıkmasıyla olmuştur. Kağıt yüzyıllardan beri Çin ve Türkistan’da kullanılmaktaydı. Kağıdın ilk defa 105 yılında Çin’de kullanıldığı tahmin edilmektedir. Ancak insanların büyük bir bölümü kağıdı tanımıyordu. İpekten elde edilen kağıt da çok pahalıydı. Kağıdın paçavradan elde edilmeye başlanması ve Avrupa’da tanınması kitaplarda parşömen yerine kağıt kullanılmasını sağladı. Bu da maliyeti düşürdü ve kitap sahibi olmak nisbeten kolaylaştı. Ancak, az zamanda çok ve çabuk kitap elde etmek henüz mümkün değildi. Kitaplar kopya edilerek çoğaltılıyordu. Bu işi yapan bir yazıcılar (katipler sınıfı vardı. O zamanlar harfler, yazılmaktan ziyade resmedilirdi. Hüsn-i hat (kaligrafi) denilen güzel yazı (hattatlık) işi sıkı kuralları olan bir sanattı. Kitapları süslemek (tezyin) ise ayrı bir sanattı.

Öğretimin yaygınlaşması neticesinde, adına tahta kalıp baskı da denen ksilografi yolu denendi. Bu baskı tekniğinde; basılması istenen şey tahta levhalar üzerine kabartma olarak kazınıp üzerine mürekkep sürülerek basılıyordu. Çin’de 8. yüzyılda kullanılan bu usul, Mısır ve Suriye’de önceleri kumaş üzerine motif basmak için sonraları ise kağıt kullanımı yaygınlaşınca kitaplardaki resimlerin ve daha sonra yazıyla beraber resmin çoğaltılmasında kullanıldı. Bu metinler tahta üzerine ters olarak kazınıyordu. On beşinci yüzyılda birkaç yapraktan oluşan ve ancak bir yüzüne baskı yapılabilen kitapçıklar basıldı. Ksilografik metodun yetersizliği ve geniş yazılara imkan vermemesi tipografinin gelişmesine sebeb oldu. Tipografide harfler sökülüp takılmakta ve birkaç defa kullanılmakta idi. Bu metodla batıda ilk kitap 1450’de Almanya’da basıldı. İtalya’da 1465, Fransa’da 1477’de ilk kitap basıldı. On beşinci yüzyılda 35.000 kitap basıldığı tahmin edilmektedir. 1501 yılından önce basılan eserler el yazmalarına çok benzer.

Kitabın gelişiminde üçüncü ve en önemli merhale matbaanın keşfiyle oldu. Bu keşifle beraber kitabın günümüze kadar ulaşan gelişmesi başladı. Matbaa ile kitap elde etmede en büyük engel olan “yazma” problemi halledildi. Kısa zamanda, çok sayıda kitap elde etmek mümkün oldu. Baskı ve kağıt sanayiindeki gelişmelere paralel olarak maliyeti düştü, kitap sahibi olmak çok kolaylaştı (Bkz. Baskı ve Baskı Tekniği). Günümüzde her gün milyonlarca kitap basılmakta, dünyanın dört bir tarafına dağıtılmaktadır. Bugün kitap girmeyen bir yer kalmamıştır. Kitap artık yaygınlaşmış, herkesin malı olmuştur. Kitapçılık zamanımızda bir endüstridir. Bu endüstri, dev yayın şirketleri, gelişmiş kağıt sanayii, en ileri baskı teknikleriyle çalışan matbaalar, en modern usullerle faaliyet gösteren dağıtım ve pazarlama şirketleriyle büyük boyutlara ulaşmıştır. Bununla beraber zararlı kitaplardan, yayınlardan, insanları korumak, henüz halledilmemiş bir problem olarak bütün vehametiyle, ortada durmaktadır.

Eskiden, kitap denince akla, önce, dini ve ilmi eserler gelirdi. Kitabın çok pahalı ve ender bulunan bir nesne olması, ona sadece ilim adamlarına mahsus bir hüviyet kazandırmıştı. Bu durum kitabı yüceltmiş, bu yüzden Türkçeye birçok deyim, atasözü ve vecize girmişti.
