Kişilik Bilinci Gelişmiş Birey Eğitimi

_HAMZA44_

Tecrübeli
KİŞİLİK BİLİNCİ GELİŞMİŞ BİREY EĞİTİMİ

1. Zamanın ne büyük bir değer olduğunu ona öğretmeliyiz.
Lütfen şunları bir düşünün.
Günde 5 dakika yılda 30 saat,
Günde 1 saat yılda 15 gün eder.
Bir gecede 8 saat uyku, yılda 4 ay uyumak demektir.
“Basit bir insan zamanı nasıl öldüreceğini, değerli bir insan nasıl zaman kazanacağını düşünür.” (SCHOPENHAVER)
“Zaman, istesek de istemesek de geçmesiyle sonuçlarından sorumlu olacağımız bir kaynaktır.”
“Günün her saatini dün olduğundan daha iyi olabilmek için kullanmalısın.” (Victor PAUCHET)
“Zaman, sessiz bir testeredir.” (Immanuel KANT)
2. Sürekli kendini geliştiren bir insan olmasını sağlamalıyız.
Bilgilerimize güvenmek yerine, kimseyi küçümsemeden herkesten almamız gereken birikimlerin bulunduğu bilincini onlara çok iyi anlatmalıyız.
Herkes neyi ne kadar bildiğinin şuurunda olmalıdır. Bizim toplumumuzda azıcık bir şey bilen, her şeyi bildiğini iddia eder ve her konuda yorum yapmaya, akıl yürütmeye kalkar.
“Bildiğimizi zannetmemiz , öğrenmemizin en büyük düşmanı olmuştur.” (Mark TWAIN)
“Anlamak istemeyene hiç bir şey öğretemem.” (KONFÜÇYÜS)
“Bireyi geliştirmeksizin daha iyi bir dünya kuramayız.” (Madame CURIE)
“En iyisi, gençlerde öğrenme hevesini ve sevgisini uyandırmaktır. Yoksa kitap yüklü eşek yaparız onları. Kırbaç zoruyla bilim dolu çanta taşıyorlar onlar. Oysa bilimi evimizde saklamak yetmez, evlenmek gerek onunla.” (MONTAIGNE)
“Bir şey bildiğimi biliyorum; o da hiç bir şey bilmediğimdir.” (SOKRATES)
3. Ona hedef ve gaye aşılamalıyız; yoksa çalışmaz.
“Başarılı olanlar, nereye gittiklerini bilenlerdir.” (Mark CAINE)
“Amaçsız bir insan, dümensiz bir gemiye benzer.” (Thomas CARLYLE)
4. Onlara sadece sözlerimizle değil davranışlarımızla da örnek olmalıyız. Söylenen ve yapılan bir olmazsa güven kaybolur.
“Nasihat etmek kolay, örnek olmak zordur.” (La ROCHEFAUCAULD)
“Verdiği öğütleri kendi de tutan, en muhterem insandır.” (SHAEKSPEARE)
“Çocuklar öğütlere kulaklarını kapatır, ama örneklere gözlerini açarlar.” (Peter BURWASH)
“İyi bir örnek, insanları yola getirmek için en iyi metot değildir, tek çaredir.” (Albert SCHWEITZER)
“Çocuklar tenkitlerden ziyade modellere muhtaçtırlar .” (JOUBERT)
“İnsanları düzeltebilmemiz için önce kendimizi düzeltmemiz gerekir.” (Hz. ÖMER)
“En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır.” (MALCOLM X)
5. Onlara şahsiyet kazandırmalısınız.
“Çocuklara yetişkin muamelesi yapınız, fakat onlardan yetişkin gibi davranmalarını beklemeyiniz.” (R.Rowel DAWEE)
Şahsiyet kazandırmak için.
1- Onları kesinlikle başkalarının yanında aşağılamayınız.
2- Yanlarına girince selam veriniz.
3- Kendilerine bir şeyler ayırarak, “bu eşyalar ( veya bu vazife ) senindir, bunlardan sen mesulsün” deyin. Yani onlara sorumluluk verin.
4- Büyüklere yapıldığı gibi, sık sık hatırını sorun.
5- Hastalanınca mutlaka arayın, hastalığı ile ilgilenin.
6- Dertlerini sorun,varsa çözüm ile ilgilenin. Çözümü mümkünse ertelemeyin. Çünkü, o an için onun en büyük meselesi o dur.
7- Özel günlerinde, küçük bile olsa hediye alın.
8- Onları şımartmayın.
“Hayata, dayanıksız ve hercai insanlar vermek istemiyorsanız, çocuğu şımartmayınız.”
9-Onları dövmeyin.
“Hayata, sevgisiz ve güvensiz insanlar vermek istemiyorsanız çocuğu dövmeyiniz.”
6. Onlara okuma alışkanlığı kazandırmalıyız.
“Kurnaz insanlar okumayı küçümser, basit insanlar ona hayran olur, akıllı insanlar da ondan yararlanır.” (Francis BACON)
“İnsanın hayvaniyeti yemekle,insaniyeti de okumakla olur.” (Namık KEMAL)
“Okuma zevkini öğrenen,mesut insandır.” (Con HERSEL)
“Okumasını bilirsen her insanın bir kitap olduğunu görürsün.” (W. E. CHANNING)
“Her yer, her zaman ve her türlü ortam, okumaya müsaittir. Okumak için hiç bir engel yoktur. Okumak için “zamanım yok”, ”fırsat bulamıyorum”… diyen kimse, zamanı kullanmayı bilmeyen ve ömrünü boş şeylerle heder eden kimsedir.” (Ekrem SAĞIROĞLU)
“Okumak için kendi kendimizden zaman çalmalıyız.” (Prof. Dr. İsmail L. ÇAKAN)
“Okumayı öğrenmek sanatların en zorudur.” (GOETHE)
“İyi bir lider, kitapsız yaşayamaz.” (Thomas JEFFERSON)
7. Yerine alternatifini koymadan yasak getirmemeliyiz.
Çünkü yapılmasını doğru bulmadığımız şeyleri kesin bir dille menetmek çözüm değildir. Niçin yapılmaması gerektiğini ona mantıki ve hissi delillerle izah etmeliyiz. Yoksa insanlar men edildikleri şeylere karşı daha fazla isteklidirler. İnsanları yanlışlarından vazgeçirmek için, onlara daha iyi bir alternatif sunmak lazım.
BİR HİKAYE
Fakir bir kız çocuğu, yere atılmış bir şekeri görür. Hemen onu alıp ağzına götürürken, oradan geçen birisi durumu görür, koşar. “At onu yere, pistir, hasta olacaksın!’ Derse de çocuk şekere daha fazla sarılır. Adam bir anda ne yapılması gerektiğini anlar. Hemen orada bulunan bir şekerci dükkanına dalar, bir çikolata alarak kıza uzatır ve “al bunu ye, at o şekeri yere” der. Çocuk hiç duraklamadan şekeri fırlatır ve çikolatayı alır; adama sevinç dolu gözlerle bakar.
8. Onlar için mükemmel bir çevre oluşturmalıyız.
Topluluğun eritme gücü vardır. Topluluk (toplum, kitle) insana kendi rengini verir. İnsanlar iyi yada kötü alışkanlıkların çoğunu topluluk içinde kazanırlar. Öyleyse dostlarınızı; içinde yer alacağınız topluluğu seçmek, büyük ölçüde hayatınızı seçmek manasına gelir.
9. Onun iyi huy ve kabiliyetlerini geliştirmeliyiz.
Bunun için de;
1- Gördüğünüz en küçük kabiliyeti taktir ediniz. Ve bunu samimiyetle sevinçle ve yapınız.
2- Karşınızdaki kimsede ortaya çıkarmak istediğiniz meziyeti onda varmış gibi gösteriniz ve buna inandırınız. Yanıldığınızı göstermemek için bütün gayretiyle çalıştığını göreceksiniz.
“Namuslu ve dürüst sayılan bir insan, kendini namuslu ve dürüst göstermek için her şeyi yapar.” (THOMAS)
10. Aradığı bilgiye nasıl ulaşabileceğini öğretmeliyiz.
Hangi bilgiyi veya neyi, nerede, nasıl elde edeceğini öğrenmeli. Bunu yaşantısında uygulayabilmeli.
11. Değerli insanların farkına varıp, onlardan istifade etmesini öğretmeliyiz.
Her işi ehline sormalı, ehil kişilere iş vermeli ve onların sözlerine değer vermelidir.
“Bir kör bir başka köre yol gösterirse ikisi de çukura yuvarlanır.” (Matthew HENRY)
12. Ezbere bilgi sahibi olma yerine, kulağa ve göze gelen bilgiyi sorgulama yollarını öğretmeliyiz.
Önemli olan bilgimizin miktarı değil kalitesidir. Kalite, ürünün ihtiyaca uygunluk derecesidir. Ne kadar çok bildiğiniz değil, bildiklerinizin ne işe yaradığı önemlidir.
Bilgi çağının insanları, bizim gibi bilgi öğrenen değil; bilginin nasıl üretildiğini, nasıl kullanabileceğini ve bilgiye nasıl ulaşabileceğini öğrenen kişiler olacaktır.
Bir şeyi dinlerken veya okurken en az şu üç soru zihinden geçmelidir:
1. Bu bilgi faydalı mı? Özü nedir?
2. Evet ise nerede, nasıl?
3. Kullanılabilir veya uygulanılabilir bir bilgi mi?
En önemli bilgi; bilginin nasıl kullanılabileceğini bilmektir. Bilgiyi kullanma sanatını öğrenin. Beyninizi bilgiyi taşımak için değil, işlemek için kullanın.
13. Eleştirel bakış açısına sahip olmasını sağlamalıyız.
14. Onu Etkin düşünen insan kılmalıyız
Etkin düşünen insan, ne zaman ve nerede, hangi tür düşünmenin gerektiğini bilir ve onu yapabilme gayret ve gücünü kendinde hisseder.
Bu bahsedilen zihni kapasitelerin ve vasıfların hepsine birden sahip olmak çok zordur. Fakat bunların hepsi bir ekipte bulunabilir. O açıdan herkes kendi kabiliyetlerini diğerlerinin kabiliyetleriyle birleştirerek daha güçlü olmanın yollarını açacak, sosyal davranışları ve eğitimi kazanmalıdır. Yine herkes düşünmenin bir ekip işi olduğunu unutmamalıdır. Etkin düşünen bir adam analizde, sentezde ve bir şeyin değerini anlamada ve belirlemede, tecrübe sahibi olan kimsedir. O, ne zaman, nasıl zihni kabiliyetlerini kullanacağını bilir. O, yeni fikirlere ve düşüncelere açıktır. İlgi sahası geniştir ve diğer kimselerin bazı düşünce kabiliyetlerinde ve özelleştirmiş bilgi kümelerinde, kendini aydınlatıp zenginleştireceklerini bilecek kadar da mütevazı ve alçak gönüllüdür. Bu yüzden etkin düşünebilen kişi doğruyu araştırmada, kendi zihnini diğerininkinin yanına koyarak birlikte çalışır.
Nasıl sağlanır? Kendini geliştirmenin temel esası insanın kendisini bilmesi ve tanımasıdır. İnsan kendi kapasitesinin farkında olmalıdır. Hangi vasıflarda 4, hangi vasıflarda 5 yıldızlıdır.
İnsan, düşünürken veya karar verirken, sahip olduğu kötü tutum ve alışkanlıkları da yazmalıdır. Örneğin, hatalı varsayımlar yapma, hemen sonuçlara geçme, aceleci olma, uygun şekilde dinlememe gibi özellikleri varsa bunun farkında olmalıdır. İnsan doğru ve etkin düşünmeyi ve karar vermeyi bu konuda iyi olan insanların yanında çalışarak öğrenebilir.
14. Sorumluluk bilinci kazandırmalıyız.
“Vazife duygusu en büyük terbiyeci güçtür.” (Albert SCHWEITZER)
“Yüklendiğimiz vazife ne kadar zahmetli olursa, ruhumuzu o nispette eğitir ve yüceltir.” (Andre GIDE)
 
Üst