İskender palanın şah sultan adlı kitabının özeti

  • Konuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Ziyaretçi
Dönem ödevim bu kitap ve okumadığım için internetten İskender palanın şah sultan adlı kitabının kısa özetini arıyorum yazabilir misiniz?
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
2 Adet Özet vardır. İlki Uzun olan. İkincisi ise daha kısa olandır.

Yıldızlara Doğru Gidip Uçmak Onun Tek Eğlencesiydi.Yıldız Torbası Diye Çakılları Yıldız Diye Torbalara Dolduruyormuş.Babaydar'la kalıyor kim oldugunu bilmiyor akrabamı babammı diye hiç birşey bilmiyordu.Kerpiçten evde yaşıyordu.Bir kere annesini,babasını sormuş.Babaydar ise çok laflar söyledigi icin bir daha sormaya cesaret edememiş.Bir gece ona sevgiden aşktan doğadan bunlara kulluk olmayı anlatmış."Nefes aldıgın her saniye sevgiye yuru hakikate,gerçeğe erersin demiş."Babaydar.Babaydar geceleri kavalla hayvanların seslerini çıkartıp hayvanları kaçırtırmış.Bostanda nöbet tutarmış.Şeyh İsmail ve onun müritleri kızılbaşlar (kırmızı sivri uçlu çizme giyerler)diye bahsedermiş.Her gece ona Hz.Ali'nin Haydar Cengiz'ini okurmuş.Karakoyunlu Cihan Şah ile Akkoyunlu Uzun Hasan savaş yapmışlar Akkoyunlu Uzun Hasan kazanınca önce Bey sonra Şeyh olmuş.

Şeyh Cüneyd Uzun'da Hasan'a yardım etmiş savaşta.Uzun Hasan sonra Şeyh Cüneyd Uzun'la kız kardeşini(Hatice Begüm) evlendirmiş.Ondanda oglu(Şeyh Haydar)doğmuş.Uzun Hasan'ın kızı Alemşah Begüm Şeyh Haydar'la evlenmiş.3 oğlu olmuş(Ali-İbrahim-İsmail).Bunları Babaydar cocuga anlatırken cocuk uykuya dalmış.Uyandığında kızılsarık sarılmış 3 kişi beni aldı.Babaydar'ıda goturduler kızılbaşlar Şeyh İsmail'in müridleriydi.Akkoyunlu Rüstem Bey Şıh Ali'nin gücünden korkar üzerine asker salamazmış.Ali'nin eşi Hatice Begüm'ü istiyormuş.Şıh Ali öldürülceğini anlayınca 7 yaşındaki İsmail'i dizine oturtup "Hepimizin intikamını sen alacaksın,Şeyh olacaksın.Uzun Hasan'ın Sunni çocuklarından öcümüzü al"demiş.Müridler İsmail'i kaçırıp Gilan-İran da 6 yıl saklamışlar.Hocalardan ders aldırmışlar.Büyümüş intikam için Tebriz'den Erdebil'e gidiyor.Ben(Kambercan-) ise hep Babaydar'ı düşünüyordum.Tebrizli sünni alimlerin Osman Alp'in oğlu Ömer Farsça şarkı-şiir dersleri alırmış.Şii Ali Mirzah'ın kızı Bihruze şarkı söylüyor ve 5 delikli tomak çalıyordu.Okulda Ömer'le Bihruze yanyana oturuyorlardı Çok güzel ney çalardı.Sınıftan bi öğrenci sınıfta hikaye anlatıyordu.Hikayedeki kelebeği Bihruze'ye benzetiyor.

Hikayenin Konusu İse Selil'le dayısının kızı Betül Selma kelebekmiydi yoksa onu kelebeğemi benzetiyordu.Selil Selma'ya mektup yazar ona hep Leyla ile Mecnun'un aşkını anlatırdı.Farklı mezheplerden oldukları için evlendikten sonra obalarına giderken Selma'nın peşine aşiretlerdeki adamlar düşmüş ve ondan sonra Selma'yı yaraladılar ve ölmeden önce onu kaçıracaklarını düşündüğü için Selil'den kendisini öldürmesini istemiş.Selil Selma'yı tek kılıçla boynundan öldürmüş.Sonra Selil bütün düşmanları öldürüyor.Hikaye bittiğinde Ömer'le Bihruze el ele tutuşmuş.Ömer (10 yaşında)" kıyamet gününde hor ve kederli kalkmamaya and olsun mu Bihruze?"der.And etmişler Ömer elindeki 2 inci tanesinin bir tanesini Bihruze'ye vermiş.Kambercan aglarken yanına Hasan geldi.Babaydar'ı sormuş.Hasan ise yok demiş bostanı kim kollayacak.Kambercan:yoksa Babaydar beni size sattımı.Hasan:O nasıl söz sen emanetsin seni Şeyh İsmail'e götüreceğiz demiş.tanırmısın Şeyh'i.

Kambercan:Babaydar anlatırdı.Hasan:Bende annemi babamı ikizkardeşim(Hüseyin)i köyde bıraktım.Sen Babaydar'ı ne kadar seviyorsan bende onları o kadar seviyorum.Selim askerleri topladı babası hastaydı bi kardeşi Ahmet Amasya'da öteki kardeşi Korkut Manisa'daydı.Memleket kötüye gidiyordu çocuk Şah buralarda fazla büyümüş onu kimse durduramıyormuş.Şah'ın Erzincan'da gömdüğü silahlara el koymuşlar(Selim).Herkes bir ağızdan Yer Gök Sultan Selim Diyordu.Trabzon'u almıştı. Anadolu Kızılbaşları Şah ile Şehzade arasında tercihlerde zorlanıyorlardı ikisi arasında siyasi mücadele başladı.

Kambercan:Babaydar yanımda olsa bunu bana yapamazlardı Şah Kambercanı hadım ettirmişti.İsmail sayesinde istediğim herşeyi yapıyor geziyor rahat yaşıyordum ama niye buradaydım bir türlü bilmiyordum.Şah'ın karısı Gülizar Begüm, Dede Abdal(Tarikat İşlerine bakan)ile Lele Hüseyin (Dünya işlerine bakan)i sevmezdi.Ben Gülizar Begüm'ün(13 yaşında) yanındaydım.Şah o güne kadar tek eşliliği benimsemiş.Begüm Şah Şah'ı kıskanıyor ve cok seviyordu.Şah sünnileri sevmezdi Tebriz'de sünnileri öldürtüyor.Şairleri dinlerdi ,bir gün ona gene bir şair gelmişti."Ne yapıyorsun sen! sende sünnisin sünni ananın kızılbaş oğlu !"demişti.Şah sinirlenmişti."Şah can almak can vermek kızılbaş için ülkeye hizmet derdi"Annesi Alemşah Begüm buna cok üzülüyordu Şah'ın amacı sünniliği ortadan kaldırmaktı.Sünnileri öldürtüyor kızları kaçırıyordu.Birgün karısının yanında annesi Şah'a kızınca annesini öldürtüyor.Ve emir veriyor "adı Ebübekir-Ömer-Osman-Ayşe olan isimler değiştirilecek ve camiler kapatılacak."dedi.Şeyh ile Sultan düşman olmuşlardı Sultan Kambercan'a Hüseyin diyordu."Hüseyincan Sultanım yürü"demişti ondan sonra onu hiç yanından bırakmamıştı.Hüseyin(Atmaca Ferdi'nin Oğlu-Hasan'ın Kardeşiydi).o yüzden Kambercan'a Hüseyincan derdi.Şah İsmail Hasan'ın kardeşini özlediğini anlayıp "hazırlan yarın Tebriz'e Gidelim"demiş.Şah Ali Mirza'nın kızı Bihruze Şah ile evlenmişti(2.eşiydi)Şah Bihruzeye(TAÇLI)derdi.Gülizar çok kıskanırdı.Şah'ın Gülizar'dan Bir oğlu vardı(Tahmasb).Kambercan'la Gülizar konuşup dertleşiyorlardı.Taçlı'yı(Bihruze) kıskandığını anlatıyordu.Trabzon'a gece yarısı gittik.(Hasan'la Sultan).Şeyh Sultan yapmamamı istediğim şey oldugu zaman bana tersini söylerdi.Ve Haydarcan derdi.

Saray'ın yakınlarında bir handa konakladık Şeyh'i traş ettim dervişlerden farkımız kalmamıştı sokakta dolaşırken muhafızlar Şeyh'i alıp Şah'ın yanına götürdüler şüphelenmişlerdi ama beni almadılar.Ok müsakabaları başlıyordu 2 adam beni işaret edip yanıma geldiler bunlar dün Şah'ı alan adamlardı.Yanıma gelip Can Hasan bıyıklarını neden kestin demişler.Beni ikizimle karıştırmışlardı ve onlara gerçeği anlattım.O zaman burada bekle birazdan geçecekler Şah'la onu görürsün.Şah'la beraber ikisi atla geçtiler Şah atından oku fırlatıp tam isabet attıktan sonra hemen saraya döndüler.Kardeşimi görmüştüm bıyıklıydı yakışıklıydı Şah'ın sağındaydı.Atından inip adamlarla beni alıp saraya götürdü hiç konuşmuyorduk.Sarıldık ağladık çok özlemiştik birbirimizi.Beni Şah'ın salonuna götürdü.Şehzade Selim'i Şah'ın karşısına getirdiler ona sorular soruyorlardı "bana ne getirdin"demiş.Oda şiir söyledi.Hüseyin Hasana:Bu çocuk varya aslında Şah'ın özyeğeni abisi Ali'nin oğlu fakat kendisi bilmiyor.Göz önünde dursun diye eşlerine hizmetine verdi onu hadım ettirdi."dedi.Bunları kardeşim anlatıyordu ne garip benim kardeşim düşmanımın yanındaydı nasıl bir kaderdi.Şah Sultan'a herkesi tavlada yenmişsin benimlede oyna demiş.Şiirlerini sevmiş Taçlı tomak çalmış çok güzeldi şiirler söylüyordu.Sultan şiiri kazandı Şah tavlada kazandı.Şah sinirlendi.

Bihruze'ye yüzük verip bunu Sultan'a vermesini söylemiş gene gelsin demiş.Şah'ın bir köpeği vardı(Kıtmir).O kadar özel bir köpektiki herşeyi anlar rütbeli askerleri bile rütbelerine göre havlardı.O günlerde saraya gelen bir haberci saraya Selim'in girdiğini hatta Şah'la tavla oynadığını onu yendiğini bunun üzerine Şah çok sinirlendigini söylemiş nasıl olur? kılık değiştirmişti eğer o Şehzade Selim ise niye ziyaret etti amacı neydi niye öldürmedi?.Şah çok değişmişti herkesi öldürtüyor sünnileride.Hasan kardeşini merak ediyordu.Taçlı Dulkadir oğullarından Benli Hatun'un Şehzade Selim'e verileceğini öğrendi.Vermiyeceklerini bildiği halde istemişti savaşa sebep oldu.Hasan saraya gelen kardeşinin Selim'in yardımcısı olup olmadığını merak ediyordu Taçlı Hatun Şah'a çok kızıyor odasına kapanmış.Şah'la evlendiğinden beri mutsuz kitap okur kendi halindeydi.Taçlı Şah'tan kaçtıkça Şah kovalıyordu Şah onun odasında sabahlamak isterse aralarına kılıç koyardı.Çünkü sarhoş gelirdi ağzı kokardı ve ilk karısının parfüm kokusu üzerine sinmiş olurdu.Gülizar Begüm'de Taçlı'yı kıskanırdı.Keşke bana ve oğluna bu kadar sadık olsa derdi.Türk töresinde at-avrat-pusat(Silah) üstündü.Şah Dulkadir oğulları ile savaşa girerken Taçlı'nın sevgilisi olup olmadıgını oğreniyor.Sevgilisi Ömer'miş.Sünni idi.Şah çok sinirlenmiş Ömer'i bulmalarını emretmiş ama bulamamışlar.Taçlı'nın elindeki bir tane inci tanesini alıp saklıyor.Şah Dulkadiroğulları'nı yeniyor.Köpeği Kıtmir'e herkesi topla getir dedi.Ama dere zehirliydi.Kıtmir ölmüştü.Benli Hatun'u arattıysada bulamadı.Kız kendini hurçlardan atmıştı.

Taçlı ile aramızda bir perde vardı onu kollardım.Babaydar'ı düşünürdüm.Taçlı Şah'a ana katili diye bağırıyordu.Taçlı yalnızken ona karşı kurt Şah kuzu olurdu başkalarının yanında ise Taçlı kusur etmezdi.Taçlı gece sayıklamıştı Selil diyordu.Sabah uyandığında ona Selil'i sordum Taçlı hikayeyi anlattı.Hasan'la sabah buluşacaktık ama Sultan'la Tebriz'den kaçmıştık.Sultan bir gün bana Tebriz'i alacagım Can Hüseyin dedi.Sultan Beyazıd büyük oğlu Ahmet'i velihat ilan etti.Kardeşlerin arası açılmıştı.Bende Trabzon'u alırsam Sultanlığımı ilan eder.Çocuk Şah'ın tahtına otururum.Şah'ın halifeleride bir taraftan ortalığı kızıştırıyor.Hüseyin'de ne yapayımda anneme babama haber vereyim zarar görmesinler demiş.bu arada Sultan'ada zarar gelmeyecek şekilde İstanbul'u almak umuduyla yola çıkarlar.Anadolu'ya geliyorlardı Şah Horosan'ı almıştı.Şah Taçlı'nın boynundaki inciye gözü gitti Taçlı'ya inciyi sordu cevap vermedi.Bir gece uyurken inciyi gizlice aldı.Şah'ın adamları Osmanlı topraklarına girip neler olduğunu araştırıyordu.Sultan babasına ve kardeşlerine kızıyordu.Hüseyin ise bi taraftan düşünüyor.Kaderde iki düşman olmakta varmış ben Sultanin yakını Kardeşim Hasan ise Şah'ın yakını tıpkı Sultan'la Şah Gibi iki düşman.Şah İstanbul'u istiyordu.Sultan Selim babası Beyazıd'ı elinle geri itti sinirlenerek.

Babası 30 yıllık ülkesinin elinden gitmesine değilde Sultan'ın bu davranışına cok uzulmüştü.Ve babası ona inş. Şiilerin elinde can verirsin demişti.ve babasını zehirletmişti.Artık Sultan'dı.Şiddetten vazgeçmedi.Sultan'a lanet edip Şah'a gitmek istemişti.Kızılbaşlar arasında adı Kanlı Selim'di.Şah'la Sultan birbirlerine mektup yazarlardı ortaya çık Şah tavşan gibi korkak diyordu.O gene çıkmayıp haber yolluyordu.Şah'la karşılaşmayı bekliyorduk.Babaydar'dan sonra yaşayan sevdiklerim Şah-Gülizar Begüm-Hasan-Taçlı.Bir günde kırk bin kişi ölmüştü ben Taçlı'yı koruyacaktım.Şah yaralanmış.Gülizar Begüm Ve oğlu Tahmasb'i yanına getirmesini istemiş.Taçlı Çok Üzülmüş.Ama Şah mağlüp olmuş Şah'da Taçlı'yı özlüyordu.Herkes beni Hasan zannediyordu öldürdüğüm ikiz kardeşim Hasan için ağlıyorum.Şah'ın yanında Aka Hasan'dım.Onu Benim Öldürdüğümü Bilmedi.Geldinmi dedi bana yaralıyken.Taçlı'yı Sultan saraya almıştı.esir düşüyor tedavi ediliyor.Beni ne yapacaklardı hadım edilmiştim zaten Şah'ın karısı Taçlı'yı neden öldürmediki Sultan,esir gibi değildi ona iyi davranıyorlardı.Bende Taçlı'nın kölesiydim.Birgün birisi Şah'ı öldürdüm demiş birisi dediği doğruydu çünkü sağ kolu dirseğinden kopmuştu.Küpesinide Sultan Taçlı'ya uzattı tam alacaktım önce temizleteyim gene Taçlı'yla konuşuyorduk.Niçin Sultan'ı yanına hiç almadın eğer sarhoş olarak yanıma gelmeseydi kılıcı alırdım.Daha sonra Sultan Taçlı'yı Cafer Çelebi ile evlendiriyor.Çok çirkindi o kadar güzel bir kadına hiç yakışmıyordu.Sultan Çelebi'ye Taçlı'ya aşık olma dedi.Taçlı Sultan'ı sevmeye başlamıştı.Sultan onu seviyordu ama Şah'ın karısı olduğu için olmayacak birşeydi.Sultan buradan ayrılmadan Tebriz'e gidin dedi.Taçlı ile yola çıktık.Ömer'le birlikte eski gezdiği sokakları gezdiler.Şah iyileşmişti kulağındaki küpe yarasıda geçmişti ama yüreği geçmemişti.Şah,Sultan'a mektup yolluyor Taçlı'yı geri istiyordu.

Hasan gibi azeri aksanı konuşmayı öğrendim.Sultan ona Hasancan derdi.Sultan kulağına küpe takmıştı.Taçlı ile Kambercan aşktan bahsediyorlardı konuşuyorlardı.Sultan Taçlı'nın kocası Cafer Çelebi'yi boğdurtmuştu ama sonra cok üzülmüştü Taçlı ise Cafer iyi bir insan derdi.Sultan'ın onu boğdurtmasına inanamıyordu.Ama o Sultan'dı istedigini öldürtürdü.Kefensiz ve yıkanmadan gömüldü.Sultan baklava yollattı her dilimde bir altın vardı.Şah kendini içkiye vermiş.Şah'ın yanına gittim o sarhoştu dertleşti içini bana döktü bende ona Hasan degil Hüseyin olduğumu söyledim.Bana Taçlı'yı öldürürmüsün dedi.Bana Hasancan dediği zaman Sultan'ı babam gibi seviyordum.Sultan bana Taçlı'nın sevgilisi Ömer'i bulmamı evliyse ailesinide alıp saraya getirmemi istedi.Kızılbaşlık yeniden özgür kalmış.Sultan Taçlı'yı korudu.Sonra ona incisini geri verdi.Artık Sultan olmuştu.Taçlı onu çok sevmişti.Sultan'da şii pençesi denilen yara çıkmıştı.Babasının beddua ettiği gibi.İç kanamada İstanbul'da Şah'ın istediği Taçlı'yı öldürecektim ama Sultan olmuştu.Taçlı'yı öldürmem için sebep yoktu.Tebriz'e döndüm.Taçlı'yı öldüremediğimi artık Hüseyin olarak yaşamak istediğimi söyledim.Bana hiç kızmadı.Oğlunu yetiştirmemiz istendi.Bir gün keseme elimi sokup bir kağıt buldum.Nasıl farketmemiştim yıllardır o kağıdı.Benim Şah'ın yiğeni olduğumu annemin Hatice Begüm olduğunu inanamamıştım.Babaydar'a kızdım gerçekleri söylememişti.Şah amcamdı.Mezarlıkta ağlıyordum.Taçlı'nın mezarıydı.Mezarın yanında birisi daha vardı Kur'an okuyordu.Bana Taçlı'yı sordu Sultan'ı severmiydi.Bende ona Ömer'i severdi dedim.İnciden bahsettim.Bana ben ölürsem bu inci tanesini mezarda kalbimin üstüne koyarsın dedi.Müsade et vasiyetimi yerine getireyim dedim.Şairde(Mezarın yanındaki adam) ona ben senden önce ölürsem sende beni buraya göm.Kambercan keseyi ona verdi gözyaşlarını bunla sil dedi.Uzaklaşıp giderken şair kimdi diye merak edip döndüğünde elinde inciyi gördüm.Kağıda sarıyordu inciyimi çalıyordu acaba ama ağlıyordu toprağı eşeleyip elindeki inciyi onun kalbine koydu ve "kıyamet gününde hor ve kederli kalkmamaya and olsun" dediğini duydum.Onu duyunca bu Ömer olmalıydı.Kimsin dediğimde bana Selil dedi.!
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Alternatif Daha Kısa bir Özet

Kitap Osmanlı imparatoru Yavuz Sultan Selim ile Safevi devleti hükümdarı Şah İsmail ‘in birbirlerinin topraklarına sahip olma hırsı yüzünden aralarında geçen olaylar ve büyük bir savaş (Çaldıran Savaşı/1514) üzerine kuruludur. Tabi bir de iki büyük hükümdarın aynı hanımı (Taçlı Hatun) sevmesi vardır.
Kitap çoğunlukla Kamber Can isimli gencin ağzından anlatılmakta ve Kamber Can ile başlayıp yine onunla sonlanmaktadır. Kamber Can küçüklüğünü Babaydar isimli birinin yanında geçirmiş, kimsesi olmayan birisi iken bir gün Şah İsmail’in atlıları tarafından alınıp saraya getirilir… Babaydar onun tek yakını iken ondan kopmuş ve geceleri muhabbetleri esnasında ona sorduğu “sevgiyi ara babacım, sevgi nedir?” sorularını içinde götürerek Şah İsmail’in yanında, sarayında onun hanımlarına göz kulak olacak biri olarak çalışmaya başlamıştır.

Kamber Can tüm kitap boyunca yaşadıklarından hareketle sevgi tanımları yapmakta ve Babaydar’ın ne demeye çalıştığını anlamaya çalışmaktadır. Şah İsmail İran’da Safevi devleti hükümdarıdır. Ama ne hükümdar! Ülkesindeki tüm Sünnileri katletmiş, onları yağlı kazanlarda eritmiş ve köklerini kazımaya ant içmiş bir hükümdar… Onun istediği, devleti altında yaşayan herkes Kızılbaş olmak zorundaydı. Olmayanlar ise ölümü hak etmişlerdi.

O böyle davranadursun etrafındaki devletlere korku salmaya devam etsin, hiçbir savaşta yenilmesin ve giderek güçlensin bu arada o zamanlar Şehzade olan Selim de babasının ülkeyi yönetemediğinden, insanların perişan olduğundan ve Şah İsmail’in yaptıklarına göz yumamadığından babasını tahttan indirir, kardeşlerini saf dışı eder ve kendisi tahta geçer. Babası da ona beddua eder. Ne bilsin ki bir gün ölümünün bu beddua yüzünden olacağını? Sultan Selim tahta geçerken Şah İsmail de Sünni katli ’ne devam etmektedir ülkesinde. Böyle devam ederken bir gün esirlerin arasında bir Sünni kız getirilir saraya ve Şah ilk görüşte ona vurulur. Ki kim görse ilk görüşte ona vurulacak güzellikte bir kız… Taçlı Hatun (Bihruze Hatun)’ dur bu kişi. Şah onunla hemen evlenir ama kızın gönlü Ömer isimli gençtedir. Bu yüzden hiç Şah’a yüz vermez Şah da ne kadar deli divane olsa da aşkından bu duruma hiç ses çıkarmaz… Bu arada Kamber Can Taçlının özel hizmetkârı, sırdaşı, yakın arkadaşı olmuştur. Tebriz’de durum böyle iken Sultan Selim’in, Şah İsmail’in üzerine yürümesiyle Çaldıran ovasında yapılan büyük savaşla devam eder tarihi roman.

Savaşta Şah İsmail’in göz bebeği Taçlının Selim’in eline geçmesi ve İstanbul’a gitmesi üzerine Şah kendini hiç affetmez, kahrolur ve bir daha da toparlanamaz. İstanbul’da, Sultan Selim de Taçlı Hatun’u sever, ama Şah gibi o da ona kavuşamaz. Kamber Can Taçlının yanından hiç ayrılmaz ve o da Taçlı’ya âşıktır.

Taçlı Hatunun da ara sıra kafası karışır… Tam gönlü önce Şah’a sonra da Sultan’a kayar gibi olsa da bir olanlar yüzünden sonuç çıkmaz. İsmail, Selim, Taçlı, Ömer… Seneler geçer de Taçlı Hatun Ömer’i bulamaz. Gün gelir de Sultan Selim baba bedduasından, Şah İsmail Taçlı Hatun’un sevdasından ölür. Taçlı Hatun, o herkesin bakmaya kıyamadığı, görenin âşık olduğu kız da ölür kimselere yâr olmadan…
 
Üst