İâne:
Yardım. İmdat. Yardım için istenen, toplanan şey.
(Öyle mi? Her şey rızka muhtaç mıdır?
Evet, bir ferd, rızka ve devam-ı hayata muhtaç olduğu gibi; görüyoruz ki, bütün mevcudât-ı âlem, bâhusus zîhayat olsa, küllî olsun, cüz'î olsun, küll olsun, cüz olsun, vücudunda, bekâsında, hayatında ve idâme-i hayatta maddeten ve mânen çok metâlibi var, çok levâzımâtı var. İftikârâtı ve ihtiyacâtı öyle şeylere var ki, en ednâsına o şeyin eli yetişmediği, en küçük matlûbuna o şeyin kuvveti kâfi gelmediği bir halde görüyoruz ki, bütün metâlibi ve erzak-ı maddiye ve mâneviyesi
ummadığı yerlerden kemâl-i intizamla ve vakt-i münâsipte ve lâyık bir tarzda kemâl-i hikmetle ellerine veriliyor. İşte bu iftikâr ve ihtiyac-ı mahlûkat ve bu tarzda imdad ve iâne-i gaybiye, acaba güneş gibi bir Mürebbî-i Hakîm-i Zülcelâli, bir Müdebbir-i Rahîm-i Zülcemâli göstermiyor mu?S.)
Umulmadık yerlerden. (Âyet ve hadîslerden iktibâsen. Talâk Sûresinin üçüncü âyeti şu meâldedir: "[Allah] onu ummadığı bir şekilde rızıklandırır.
İâne-i askeriyye:
Tanzimattan sonra cizye yerine Hristiyan tebeadan alınan vergi. Bu vergi sonradan "bedel-i askerî" adını almış ve 1908 Temmuz inkılâbına kadar devam etmiştir.
İâne-i cihâdiyye:
Tanzimattan sonra cizye yerine Hristiyan tebeadan alınan vergi. Bu vergi sonradan "bedel-i askerî" adını almış ve 1908 Temmuz inkılâbına kadar devam etmiştir.
İânet:
(Avn. dan) Yardım.
K:Yeni Lûgat
Yardım. İmdat. Yardım için istenen, toplanan şey.
(Öyle mi? Her şey rızka muhtaç mıdır?
Evet, bir ferd, rızka ve devam-ı hayata muhtaç olduğu gibi; görüyoruz ki, bütün mevcudât-ı âlem, bâhusus zîhayat olsa, küllî olsun, cüz'î olsun, küll olsun, cüz olsun, vücudunda, bekâsında, hayatında ve idâme-i hayatta maddeten ve mânen çok metâlibi var, çok levâzımâtı var. İftikârâtı ve ihtiyacâtı öyle şeylere var ki, en ednâsına o şeyin eli yetişmediği, en küçük matlûbuna o şeyin kuvveti kâfi gelmediği bir halde görüyoruz ki, bütün metâlibi ve erzak-ı maddiye ve mâneviyesi

Umulmadık yerlerden. (Âyet ve hadîslerden iktibâsen. Talâk Sûresinin üçüncü âyeti şu meâldedir: "[Allah] onu ummadığı bir şekilde rızıklandırır.
İâne-i askeriyye:
Tanzimattan sonra cizye yerine Hristiyan tebeadan alınan vergi. Bu vergi sonradan "bedel-i askerî" adını almış ve 1908 Temmuz inkılâbına kadar devam etmiştir.
İâne-i cihâdiyye:
Tanzimattan sonra cizye yerine Hristiyan tebeadan alınan vergi. Bu vergi sonradan "bedel-i askerî" adını almış ve 1908 Temmuz inkılâbına kadar devam etmiştir.
İânet:
(Avn. dan) Yardım.
K:Yeni Lûgat