Hz Zeyneb'in Kufede okuduğu hütbe
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey kufeliler dinleyin!“ Bu ses ile beraber nefesler sineye çekildi develer, atlar hareket etmekten kendilerini alıkoydular. Rüzgar Zeynep’in sesine mikrofonluk yapmak için yavaş yavaş harakete geçti. Bütün insanlar Ali kızı Zeynep’i dinlemek için sabırsızlanmaya başladılar, acaba bu esir hanım ne konuşacak diye pür dikkat olmuşlardı.
ALLAH’a Hamd-u Sena olsun. Selat ve selam benim babam Hz.MUHAMMED (s.a.a)’e ve temiz soyuna olsun
deyince herkes şaşkınlık içerisinde birbirlerinin yüzlerine bakmaya başladılar ve sesini duyup ama onu göremeyenler ise Ali mi gelmiş, bu ses Hz.Ali’nin sesine benziyor zira bu fesahet ve belağat ile konuşuyor.Hani bunlar yabancılardı oysa bu hanım benim babam Hz.MUHAMMED (s.a.a) diyor, diyerek şaşkınlıklarını dile getiriyorlardı. Hz. Zeynep daha ilk cümlesiyle halkda şok etkisi yapan hitabesine şöyle devam etti.
“Ey Kufe halkı! Ey aldatılmış zavallı halk, bize mi ağlıyorsunuz?
Oysaki bizim gözlerimiz hala yaşlı ıztıraplarımız dinmemiş, feryadlarımız yatışmamıştır. Sizler, gerdanlığın kayıp edip sonrada toprak içerisinde arayan kadın gibisiniz. Sizler, ALLAH ve Resulüne iman getirdiniz ama daha sonra işlediğiniz bu büyük günahla onun kökünü kazıyıp attınız. Sizden fesat, şer ve şarlatanlıktan başka bir şey de beklenemez, sizler o güle benziyorsunuz ki ne yiyilen nede koklanandır. Sizin nefisleriniz ne kadar da kötü bir nefistir, sizler ALLAH’ın gazabına uğramış ve cehennemlik olmuş bir toplumsunuz.
Bizleri öldürdünüz şimdi bize ağlıyorsunuz. Evet! ALLAH’a yemin olsun ki çok ağlayın az gülün, bu işlediğiniz cinayetin kanı sizin yakanıza yapışmış, bu yaptığınız pis ve kötü amellerinizden kurtulamazsınız ve bu ar ve rezillik sizi kahr edecek hiç bir suyla bu çirkef lekelerinizden yıkanamazsınız.
Peygamberin oğlu ve cennet gençlerinin efendisinin kanı nasıl yıkansın, siz iyiliklerin mabedini ve yardıma muhtaç olanların derman kapısını yıkıp öldürdünüz. Siz, ALLAH’ın ve Resulünün size olan Hüccetini öldürdünüz.
Ey Kufe halkı! Öyle büyük ve kötü bir günaha saplandınız ki, ALLAH’ın azap ve felaketi sizin üzerinizdedir. Uğraşlarınız, eliniz, yaptığınız her iş ALLAH’tan bela olarak size dönsün ve maalesef o belayı sizler istediniz ve zillete düçar oldunuz.
Ey Kufe halkı! Vay olsun size, kimin cigerini söktüğünüzü biliyormusunuz? Siz, MUHAMMED Mustafa (s.a.a)’ın göğsünü açıp cigerini aldınız, ismet perdesini yırttınız. Siz Peygamberin kanını akıttınızın farkındamısınız ve ona nasıl bir saygısızlık ettiğinizi biliyormusunuz? Siz öyle büyük bir günah işlediniz ki günahınız yer ve gökyüzünü doldurdu, sizin bu yaptığınız günah ve işlediğiniz cinayetten dolayı gökyüzünden kan yağmasına şaşırmayın.
Ahiret günü ALLAH’ın kahır ve zelil edici azabı haktır ve gerçekleşecektir. Ve o gün sizin için ne bir yardımcı nede kurtarıcı olacaktır. ALLAH’ın verdiği şu sürede mutluluk yaşamayın ve ALLAH azap etmede acele etmez sabrı çoktur ve bilin ki ALLAH size bu cezayı vermek için sizi beklemektedir
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey kufeliler dinleyin!“ Bu ses ile beraber nefesler sineye çekildi develer, atlar hareket etmekten kendilerini alıkoydular. Rüzgar Zeynep’in sesine mikrofonluk yapmak için yavaş yavaş harakete geçti. Bütün insanlar Ali kızı Zeynep’i dinlemek için sabırsızlanmaya başladılar, acaba bu esir hanım ne konuşacak diye pür dikkat olmuşlardı.
ALLAH’a Hamd-u Sena olsun. Selat ve selam benim babam Hz.MUHAMMED (s.a.a)’e ve temiz soyuna olsun
deyince herkes şaşkınlık içerisinde birbirlerinin yüzlerine bakmaya başladılar ve sesini duyup ama onu göremeyenler ise Ali mi gelmiş, bu ses Hz.Ali’nin sesine benziyor zira bu fesahet ve belağat ile konuşuyor.Hani bunlar yabancılardı oysa bu hanım benim babam Hz.MUHAMMED (s.a.a) diyor, diyerek şaşkınlıklarını dile getiriyorlardı. Hz. Zeynep daha ilk cümlesiyle halkda şok etkisi yapan hitabesine şöyle devam etti.
“Ey Kufe halkı! Ey aldatılmış zavallı halk, bize mi ağlıyorsunuz?
Oysaki bizim gözlerimiz hala yaşlı ıztıraplarımız dinmemiş, feryadlarımız yatışmamıştır. Sizler, gerdanlığın kayıp edip sonrada toprak içerisinde arayan kadın gibisiniz. Sizler, ALLAH ve Resulüne iman getirdiniz ama daha sonra işlediğiniz bu büyük günahla onun kökünü kazıyıp attınız. Sizden fesat, şer ve şarlatanlıktan başka bir şey de beklenemez, sizler o güle benziyorsunuz ki ne yiyilen nede koklanandır. Sizin nefisleriniz ne kadar da kötü bir nefistir, sizler ALLAH’ın gazabına uğramış ve cehennemlik olmuş bir toplumsunuz.
Bizleri öldürdünüz şimdi bize ağlıyorsunuz. Evet! ALLAH’a yemin olsun ki çok ağlayın az gülün, bu işlediğiniz cinayetin kanı sizin yakanıza yapışmış, bu yaptığınız pis ve kötü amellerinizden kurtulamazsınız ve bu ar ve rezillik sizi kahr edecek hiç bir suyla bu çirkef lekelerinizden yıkanamazsınız.
Peygamberin oğlu ve cennet gençlerinin efendisinin kanı nasıl yıkansın, siz iyiliklerin mabedini ve yardıma muhtaç olanların derman kapısını yıkıp öldürdünüz. Siz, ALLAH’ın ve Resulünün size olan Hüccetini öldürdünüz.
Ey Kufe halkı! Öyle büyük ve kötü bir günaha saplandınız ki, ALLAH’ın azap ve felaketi sizin üzerinizdedir. Uğraşlarınız, eliniz, yaptığınız her iş ALLAH’tan bela olarak size dönsün ve maalesef o belayı sizler istediniz ve zillete düçar oldunuz.
Ey Kufe halkı! Vay olsun size, kimin cigerini söktüğünüzü biliyormusunuz? Siz, MUHAMMED Mustafa (s.a.a)’ın göğsünü açıp cigerini aldınız, ismet perdesini yırttınız. Siz Peygamberin kanını akıttınızın farkındamısınız ve ona nasıl bir saygısızlık ettiğinizi biliyormusunuz? Siz öyle büyük bir günah işlediniz ki günahınız yer ve gökyüzünü doldurdu, sizin bu yaptığınız günah ve işlediğiniz cinayetten dolayı gökyüzünden kan yağmasına şaşırmayın.
Ahiret günü ALLAH’ın kahır ve zelil edici azabı haktır ve gerçekleşecektir. Ve o gün sizin için ne bir yardımcı nede kurtarıcı olacaktır. ALLAH’ın verdiği şu sürede mutluluk yaşamayın ve ALLAH azap etmede acele etmez sabrı çoktur ve bilin ki ALLAH size bu cezayı vermek için sizi beklemektedir