Hoşâmedî Ne Demektir?

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Hoşâmedî:
Hoş geldin demek, hoş geldine gitmek.

(Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın mu'cizâtı çok mütenevvidir. Risaleti umumî olduğu için, hemen ekser envâ-ı kâinattan birer mucizeye mazhardır. Güya, nasıl ki bir padişah-ı zîşânın bir yaver-i ekremi, mütenevvi hediyelerle muhtelif akvâmın mecmaı olan bir şehre geldiği vakit, her taife onun istikbaline bir mümessil gönderir, kendi taifesi lisanıyla ona hoşâmedî eder, onu alkışlar. Öyle de, Sultân-ı Ezel ve Ebedin en büyük yaveri olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, âleme teşrif edip ve küre-i arzın ahalisi olan nev-i beşere mebus olarak geldiği ve umum kâinatın Hâlıkı tarafından umum kâinatın hakaikine karşı alâkadar olan envâr-ı hakikat ve hedâyâ-yı mâneviyeyi getirdiği zaman, taştan, sudan, ağaçtan, hayvandan, insandan tut, tâ aydan, güneşten yıldızlara kadar her taife kendi lisan-ı mahsusuyla ve ellerinde birer mucizesini taşımasıyla, onun nübüvvetini alkışlamış ve hoşâmedî demiş.M.)


Hoşâmed:
f. Hoş geldi.


Hoşâmedgû:
f. Hoş geldin, diye söyleyen.


Hoşâyende:
(C.: Hoşâyendegân) f. Hoşa giden, hoşlanılan, beğenilen.


Hoşbû:
f. Güzel kokulu, hoş kokan.


Hoş-dil:
f. Memnun, neşeli. Gönlü hoş.


Hoşedâ:
f. Hareket ve davranışı hoş ve güzel olan.


K:Yeni Lûgat
 
Üst