Hizbullah duası büyü ve sihiri bozmak için okunabilir mi?

  • Konuyu başlatan Misafir Sorusu
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir Sorusu

Ziyaretçi
Sn hocam Hizbullah duası büyü ve sihiri bozmak için okunabilir mi. Bu duayı okumak için illada oruçlu mu olmak gerekir. Kardeşlerin birbirinden ayrılmaması kopmaması için etkili dua var mıdır? Birbirinden ayrılmaması kopmaması için yazı yazdırsak günah olur mu lütfen Allah rızası için açıklayıcı bir şekilde cevaplayın teşekkürler hocam Allah'a emanet olun.
 

sorularlaislamiyet

Deneyimli Üye
Üye
Merhaba söylediğiniz şekilde hizbullah duası diye bir büyü bozma duasına rastlayamadık, eğer elinizde kaynağıyla mevcutsa eklerseniz araştırmaya çalışılır inşaAllah.

Değerli kardeşimiz,

Dua bir ibadettir. Her ibadetin belli bir vakti olduğu gibi, duanın da vakti vardır.

Bir namazın farz ve nafile kısmı olduğu gibi, duanın da farz ve nafile kısmı vardır. Nafile namazlar genellikle her zaman kılınabilir, fakat farz namazların belli vakitlerde kılınması gerekir.

Bir musibet, bir sıkıntı olsun olmasın, her zaman dua etmek nafile bir ibadettir. Fakat bir musibet, bir sıkıntı anında dua etmek ise, bir nevi farz gibidir. Yani artık yapılması gereken bir vakti gelmiştir.

“Dua ibadetin özüdür.” (Tirmizi, Daavat 1)

manasındaki hadisten ibadet ile duanın bu yakın ilişkisini görmek mümkündür.

Duanın kabul olma şartları yerine ne kadar yerine getirilirse, o kadar makbul olur. Dualarımızın makbul olması için dikkat edilecek bazı konular özetle şöyledir:

- Tövbe ederek, ruhumuzu manevi kirler olan günahlardan temizlemek.

- Bedenimizi, helal kazançla alınmış, helal gıdalarla beslemek.

- Abdestli olmak, kıbleye yönelmek ve elleri semaya açmak.

- Duaya eûzü-besmele, Allah'a hamd ve Peygamberimize salât ve selâm İle başlamak.

- Zulümleri terk etmek ve günahlardan tövbe etmek.

- Günahı gerektirecek isteklerde bulunulmamak ve acele etmemek.

- İhlasla yapmak ve duaya devam etmek.

- Diğer Müslümanların aleyhine ve zararına isteklerde bulunmamak ve onların ailesine, çoluk-çocuğuna, malına, beddua etmemek.

- İslama aykırı isteklerde bulunmamak.

- Dua ederken, bağırıp-çağırmamak ve zoraki edebî sanat gösterilerinde bulunmamak.

- Namazların ardından dua etmek, özellikle farz namazlardan sonra dua etmek.

- Ezan ile farz namaz için getirilen kametler arasında dua etmek.

- Nafile namazların secdelerinde dua etmek.

- Cuma günü dua etmek.

- Ramazan geceleri, Ramazan ve Kurban bayramları geceleri, Mîraç, Berât ve Kadîr, Cuma gecelerinde dua etmek.

- Hastayken dua etmek.

- Oruçluyken, özellikle iftar vaktinde dua etmek.

- Hac veya umre için ihramlıyken dua etmek.

- Müslümanın diğer Müslüman kardeşine gıyabında etmek.

- Maddi ve manevi bolluk zamanında dua etmek.

- Kur'na’da, hadislerde geçen ve sahabilerden nakledilen dualarla dua etmek.

- Her duaya cevap verileceğine inanarak, canı gönülden, ihlasla ve samimiyetle dua etmek.

- Duaya başlarken olduğu gibi, duayı bitirirken de Allah'a hamd ve resulüne salât ve selâm ile mühürlemek.

- Dua sonunda "âmin" diyerek elleri yüzüne sürmek.

Bunları ve diğer dua adabını yerine getirerek dua edildiğinde, İnşallah o dua makbuldür.

Kul, kendisine en yakın olarak Allah'ı bulmalı ve hiç unutmamalıdır.

Duanın kabulü ve Allah'ın rızasını almak için, hayatımızı İslam'a göre düzenlemeli ve yaşamalıyız ki, Allah'tan istemeye yüzümüz olsun... (bk. İmam Nevevi, Dualar ve Zikirler)

Aslında her duaya cevap verilmektedir. Ancak her duanın aynıyla verilmesi ve mutlaka dünyada olması şart değildir. Nasıl ki, sen bir doktora gitsen ve desen “Ey doktor bana şu ilacı verir misin?” elbette hekim sana “Buyurun!..” diye cevap verir. Fakat istediğin şey ya hikmetsiz, ya faydasız veya sana zararlı bir ilaç ise, onu değil de daha güzelini sana verir.

Aynen onun gibi, mutlak hikmet sahibi Cenab-ı Hak, bize ve dualarımıza cevap verir. Ama kabul etmek hikmetine tabi olduğundan bazen istenen şeyin aynısı bazen de daha güzelini verir, bazen de zararlı olduğunu bildiği için hiç vermez.

Örneğin, bir erkek evladı isteyen kimseye, Hz. Meryem gibi bir kız evladının verilmesi, onun duasının kabul olmadığı anlamına mı gelir, yoksa daha hayırlı olarak kabul edildi mi denilir?!. Ya da dünya saltanatı isteyen bir kimse, ahiret saltanatının verilmesi, duasının kabul edilmediği anlamına mı gelir?!..

Bu gerçeği Peygamber Efendimiz (asm) şöyle haber verirler:

“Allah'a dua eden herkese Allah cevap verir. Bu cevap ya dünyada peşin olur,ya da ahirete saklanır. Yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur. Yeter ki günah talep etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun ya da acele etmemiş olsun.” (Tirmizî, Daavât 145)

İlave bilgi için tıklayınız:

- Ayet ve hadislerde dua ediliş şekilleri nasıldır?
- Duanın yapılış şekli nasıl olmalıdır, makbul dualar nelerdir ve ne ...
- “Bir Müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua ...
- Duanın manası ve hikmeti nedir?..
- Duanın önemi nedir? "Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var ...
- Duadaki ince sır nedir? Her dua kabul olur mu? İstidat, fıtri ihtiyaç ...


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 
Üst