Hiss:
Duymak. Farkına varmak. Duygu.
* Bir kimsenin haline acıyıp rikkat ve şefkat eylemek.
* Bir şeyi idrak edip şuur hâsıl eylemek. Bedendeki his uzuvlarından birisini müteessir eden bir şeyin mevcudiyetini idrak eylemek.
Hiss-i sâdis:
Altıncı hiss, altıncı duygu.
(Kalb ile vicdan, mahall-i iman.
Hads ile ilham, delil-i iman.
Bir hiss-i sâdis, tarik-ı iman.
Fikr ile dimağ, bekçi-i iman) (Lemaat. dan)
Hiss-i selîm:
Selim his. Her çeşit zarar verebilecek olan, müsbet olmayan ve şerre giden şeylerden kendini koruma hissi.
* Sağlam ve insanı yanıltmayan his
K:Yeni Lûgat
Duymak. Farkına varmak. Duygu.
* Bir kimsenin haline acıyıp rikkat ve şefkat eylemek.
* Bir şeyi idrak edip şuur hâsıl eylemek. Bedendeki his uzuvlarından birisini müteessir eden bir şeyin mevcudiyetini idrak eylemek.
Hiss-i sâdis:
Altıncı hiss, altıncı duygu.
(Kalb ile vicdan, mahall-i iman.
Hads ile ilham, delil-i iman.
Bir hiss-i sâdis, tarik-ı iman.
Fikr ile dimağ, bekçi-i iman) (Lemaat. dan)
Hiss-i selîm:
Selim his. Her çeşit zarar verebilecek olan, müsbet olmayan ve şerre giden şeylerden kendini koruma hissi.
* Sağlam ve insanı yanıltmayan his
K:Yeni Lûgat