Hil'at:
Yüksek makamdaki zatların beğendiği kimseye ve takdir edilen zevata giydirdiği kıymetli, süslü elbise. Kaftan.
Hil'at-i fâhire:
Çok kıymetli ve değerli olan kaftan.
Hil'at-i hass-ül-has:
Tar: En değerli kumaştan yapılan hil'atler için kullanılan bir tâbirdir. Bu türlü kaftanlar şeyh-ül İslâm, sadrazam ve Mekke şerifi gibi en yüksek derecedeki devlet memurlarına giydirilirdi.
Hil'at-ı vedâ:
Tar: Osmanlılar zamanında saraya misafir edilen kimselere ayrıldıkları zaman giydirilen hil'at.
Hil'at-ı vücûd:
Vücud elbisesi. Ruhun,içinde bulunduğu ten elbisesi. Cesed.
(İşte Sultan-ı Ezelin rahmet ve inâyeti vaktâ bizi istedi, kudret bizi çıkardı, lütfen bizi bindirdi kanun-u meşîete etvâr üstünde perdâz.
Şimdi bizi getirdi, şefkat ile giydirdi şu hilat-ı vücudu. Emanet rütbesini bize tevcih eyledi; nişanı, niyaz ve namaz.S.)
Hil'at-dûz:
f. Kaftan diken, terzi.
K:Yeni Lûgat
Yüksek makamdaki zatların beğendiği kimseye ve takdir edilen zevata giydirdiği kıymetli, süslü elbise. Kaftan.
Hil'at-i fâhire:
Çok kıymetli ve değerli olan kaftan.
Hil'at-i hass-ül-has:
Tar: En değerli kumaştan yapılan hil'atler için kullanılan bir tâbirdir. Bu türlü kaftanlar şeyh-ül İslâm, sadrazam ve Mekke şerifi gibi en yüksek derecedeki devlet memurlarına giydirilirdi.
Hil'at-ı vedâ:
Tar: Osmanlılar zamanında saraya misafir edilen kimselere ayrıldıkları zaman giydirilen hil'at.
Hil'at-ı vücûd:
Vücud elbisesi. Ruhun,içinde bulunduğu ten elbisesi. Cesed.
(İşte Sultan-ı Ezelin rahmet ve inâyeti vaktâ bizi istedi, kudret bizi çıkardı, lütfen bizi bindirdi kanun-u meşîete etvâr üstünde perdâz.
Şimdi bizi getirdi, şefkat ile giydirdi şu hilat-ı vücudu. Emanet rütbesini bize tevcih eyledi; nişanı, niyaz ve namaz.S.)
Hil'at-dûz:
f. Kaftan diken, terzi.
K:Yeni Lûgat