Hikâye

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Hikâye

Hikâye

Hikâye olunur: Müslüman bir esir bir Aşûrâ günü kâfirlerin elinden kaçtı. Kâfirler, onu yakalamak için bineklerine binip arkasına düştüler. Müslüman esir, arkasında atlıları gördü. Yakalanacağını bildi. Ellerini göğe kaldırıp, dua etti:

-”Allahım! Bu mübarek günün hürmetine, Senden beni bu kâfirlerin elinden kurtarmanı istiyorum,” dedi. Allahü Teâlâ Hazretleri, kâfirlerin gözlerini kör etti. Onu göremediler. Müslüman esir öylece onların elinden kurtuldu. O günü oruçla geçirdi. İftar vaktinde, kendisiyle iftarını açacak bir şey bulamadı. Aç ve susuz uyudu. Rüyasında, kendisine yedirdiler, içirdiler. Kalktığında, tok ve suya kanmıştı. Bu Müslüman bundan sonra yirmi sene yaşadı ve bu yirmi sene içinde açlık ve susuzluk hissetmedi. Efendimiz ( s.a.v.) Hazretleri buvurdular:

Onun yani Âşûrânın fazlını arayın. Çünkü, o mübarek bir gündür. Allah, onu günlerin arasından seçti. Kim bu gün oruçlu olursa, Allahü Teâlâ Hazretleri, bütün kullarının ibâdetinden ona bir nasib verir. Meleklerin, nebilerin, rasûllerin (peygamberlerin), şehidlerin ve sâlihlerin ibâdetinden bir nasib ona verir.” Bunlar oruçta olan fazilettir.

Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri Tercümesi cilt 1
 
Üst