Ey insan!
Hiç mümkün müdür ki,
sana bu sîmâyı veren ve o sîmâda
böyle bir sıkke-i rahmeti ve bir hâtem-i ehadiyeti vaz’ eden Zât,
seni başıboş bıraksın;
sana ehemmiyet vermesin,
senin harekâtına dikkat etmesin,
sana müteveccih olan bütün kâinatı abes yapsın,
hilkat şeceresini meyvesi çürük, bozuk, ehemmiyetsiz bir ağaç yapsın,
güneş gibi zâhir olan rahmetini
hem hiçbir cihetle şüphe kabul etmeyen
ve hiçbir vecihle noksaniyeti olmayan,
ve ziyâ gibi görünen hikmetini inkâr ettirsin? Hâşâ!
Sözler | 17
Alıntı...