KALBİN GECE UYANIŞI:TEHECCÜD
Gecenin karanlığında, arzın ve arşın taşıyamadığı yaratılmış olmanın sorumluluğunu, insanın üzerine almasıdır teheccüd. Gecenin doruğunda, aniden ve sebepsiz yere uyandığı olur insanın.
Uykusunun bir yerindeki açıktan başka alemleri görmüştür.
Uyku, uykuda tutamaz artık insanı.
İlk düğüm çözülmüştür.
Sonraki düğümleri çözmek yiğitlerin işi.
Kapı çalınıyor.
Gecenin yarısı... Kim olabilir?
Hz. Ali r.a. ile Hz. Fatıma r.a.'yı bu geç vakitte uyandıran kim?
Bir şey mi oldu? Önemli bir haber mi var?
Herkesin uykuda olduğu şu vakitte kapı neden çalınıyor?
İkisi birden uyanıyor. Bakıyorlar, kapıyı çalanın Rasul-i Ekrem s.a.v. olduğunu anlıyorlar.
Gelen O... Alemlerin övüncü, ALLAH'ın son elçisi. Gece ibadetine kalkmaları için geldiğini biliyorlar.
Efendimiz s.a.v. onları uyandırdıktan sonra kendi evine dönüyor.
Namaza duruyor, Aişe r.a. Validemiz'in her zaman güzelliğinden ve uzunluğundan sitayişle bahsettiği teheccüd namazına. (Buharî, Teheccüd 16)
Namaz uzun sürüyor. Efendimiz s.a.v. selam verip namazından ayrıldıktan sonra, tekrar Hz. Ali r.a. ile Hz. Fatıma r.a.'nın evine gidiyor. Onları uyandırmıştı, ama kalktıklarına dair bir emare göremedi. Tekrar uyandırmaya gidiyor ve bu sefer sesleniyor:
-Kalkın. İkiniz de… Namaz kılın!
İkisi de uyanıyor. Hz. Ali r.a. gözlerini ovalıyor. Uykulu halde belki de iyice düşünmeden ağzından bir söz çıkıyor:
-VALLAHi ALLAH'ın bize farz kıldığından başka namaz kılamayız. Canlarımız ALLAH Tealâ'nın elindedir. Bizi uyandırmayı dilerse, uyandırır.Rasul-i Ekrem s.a.v. hemen geri dönüyor, bir taraftan da “ALLAH'ın bize farz kıldığından başka namaz kılamayız” sözünü iki kere tekrar ediyor ve şu ayeti okuyor:
-“Zaten insan tartışmaya pek düşkündür.” (Kehf, 54) (Buharî, Teheccüd 5)
Gecenin karanlığında, arzın ve arşın taşıyamadığı yaratılmış olmanın sorumluluğunu, insanın üzerine almasıdır teheccüd. Gecenin doruğunda, aniden ve sebepsiz yere uyandığı olur insanın.
Uykusunun bir yerindeki açıktan başka alemleri görmüştür.
Uyku, uykuda tutamaz artık insanı.
İlk düğüm çözülmüştür.
Sonraki düğümleri çözmek yiğitlerin işi.
Kapı çalınıyor.
Gecenin yarısı... Kim olabilir?
Hz. Ali r.a. ile Hz. Fatıma r.a.'yı bu geç vakitte uyandıran kim?
Bir şey mi oldu? Önemli bir haber mi var?
Herkesin uykuda olduğu şu vakitte kapı neden çalınıyor?
İkisi birden uyanıyor. Bakıyorlar, kapıyı çalanın Rasul-i Ekrem s.a.v. olduğunu anlıyorlar.
Gelen O... Alemlerin övüncü, ALLAH'ın son elçisi. Gece ibadetine kalkmaları için geldiğini biliyorlar.
Efendimiz s.a.v. onları uyandırdıktan sonra kendi evine dönüyor.
Namaza duruyor, Aişe r.a. Validemiz'in her zaman güzelliğinden ve uzunluğundan sitayişle bahsettiği teheccüd namazına. (Buharî, Teheccüd 16)
Namaz uzun sürüyor. Efendimiz s.a.v. selam verip namazından ayrıldıktan sonra, tekrar Hz. Ali r.a. ile Hz. Fatıma r.a.'nın evine gidiyor. Onları uyandırmıştı, ama kalktıklarına dair bir emare göremedi. Tekrar uyandırmaya gidiyor ve bu sefer sesleniyor:
-Kalkın. İkiniz de… Namaz kılın!
İkisi de uyanıyor. Hz. Ali r.a. gözlerini ovalıyor. Uykulu halde belki de iyice düşünmeden ağzından bir söz çıkıyor:
-VALLAHi ALLAH'ın bize farz kıldığından başka namaz kılamayız. Canlarımız ALLAH Tealâ'nın elindedir. Bizi uyandırmayı dilerse, uyandırır.Rasul-i Ekrem s.a.v. hemen geri dönüyor, bir taraftan da “ALLAH'ın bize farz kıldığından başka namaz kılamayız” sözünü iki kere tekrar ediyor ve şu ayeti okuyor:
-“Zaten insan tartışmaya pek düşkündür.” (Kehf, 54) (Buharî, Teheccüd 5)