Hasan el Basri Hazretlerinin Huzur ve Mutluluk İlacı Reçetesi

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
Hasan el Basri hazretlerinin Huzur ve mutluluk ilacı için verdiği reçete:


  • Fakirlik ağacı ile tevazu ağacının kökünü al.
Müslüman akıllı insandır. Akıllı insan da bu dünyanın fani olduğunu bilir, her şeyin iğreti olduğuna inanır. Dolayısıyla dünya varlığı için böbürlenmez, kibirlenmez. Şunu bilmeliyiz ki bir gönülde iki ben olmaz. İki benden birini öldürmelisin. Mutluluğa ulaşmak için de benlik göstergesi olan kibiri yok etmelisin.



  • Tevbe eriği (marmelâdı) ile karıştır.
Tevbe, yaradana karşı özür dilemektir. Bir de yaratılanlara karşı da özür dilemek vardır. Öfkelenmemeye dikkat etmek gerekir. Peygamber efendimize bir kişi geldi. Ya Rasülüllah bana bir öğüt verdedi. Peygamberimiz de Öfkelenme buyurdular. O kişi üç kere aynı şeyi sordu. Peygamberimiz de her defasında öfkelenme buyurdular.
Dilimize sahip olmalıyız. Atalarımız sözleri bunu güzel özetlemişler. Dilim, senden çektiğim zulüm Söz ola, kese savaşı, söz ola kestire başı. Dil, iki tarafı keskin bir bıçaktır.
Cenabı Allah Kuranı Kerim de size bir dil, iki dudak verdik (Beled-9) buyuruyor. Bir dil verdik ama iki tane de kapı verdik. Öfkelendiğin zaman iki kapıda duracaksın. Birinci kapı dişler, ikinci kapı dudaklar kapatılarak öfke kontrol edilebilecektir. Ödemişin Birgi kasabasında meftun İmam-ı Birgivi Hazretleri Kılıçların yarasına merhem vardır ama dil yarasına merhem yoktur. Nihayet Büyük Yunusun dediği gibi

Aksakallı bir koca
Bilinmez ki nice hali
Emek vermesin hacca
Bir gönül yıktı ise



Sözün özü; hem haktan hem halktan özür dilemesini bilmeliyiz.




  • Rıza dibeğine koy.
Yüce yaratıcının rızası da gazabı da insanların söz ve davranışlarında gizlenmiştir. Bu noktada insana düşen güzel olanı söylemek, iyi olanı yapmaktır. Bütün amellerde riya perdesi çıkarılmalıdır. İbadetin iflası riyanın ortadan kaldırılması ile mümkündür.

  • Kanaat tokmağı ile döv.
Yokluğa ve yoksulluğa dayanabilme gücü kanaattir. Peygamberimiz kanaatkârlığı, tok gözlülük ve gönül zenginliği olarak değerlendirmiştir. İbni Hibban, Kanaat kalptedir, kalbi zengin olanın eli de zengindir. Kalbi yoksul olanın mal zenginliği kendine fayda sağlamaz.



  • Takva tenceresine koy.
Kuranı Kerimde takva, ittika muttaki kelimeleri 250defa geçmektedir. Sahabenin tanımıyla dikenli yolda yürürken, dikenlerden nasıl korunuluyorsa Takvada haram ve günahlara düşmemek için dikkatli olmak anlamına gelmektedir. Peygamberimizin deyişiyle helal haram arasındaki şüpheli şeylerden harama yakın olması muhtemel konulardan da sakınılması takva dairesinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.




  • Hayâ suyunu üzerine dök.
Hayâ, Utanma, çekinme demektir. Peygamberimiz, Hayâ, imandandır. Hayâ insana ancak mutluluk kazandırır. buyurmuşlar. Elin, dilin, belin, midenin hayâ perdeleri vardır. Bunların isteklerine râm olanlar hevasına esir olurlar. Nefislerinin arzularına engel olamazlar. Kuranı Kerimin Furkan 43 ve Casiye 23.ayetlerinde bu tür insanlar hevasını tanrı yapanlar olarak adlandırılmaktadır. Peygamberimiz de En kötü kul, hevasına kul olup dalalete düşen kimsedir diye buyurmuşlardır. İşte Hayâ perdesi, insanı inanç ve yaşayışında haktan ayrılmayı, isyan ve günaha saplanmayı önleyen önemli bir özelliktir. Hayâ ve iffet sayesinde insan, söz konusu tehlikelerden (heva ve heves ile nefsanî kötü huylardan) korunur.




  • Sevgi ateşinde kaynat.
Sevgi, sürekli yakılması ve beslenmesi gereken bir ateştir. Kâinatın boşluk kabul etmemesi gibi gönül de boşluk kabul etmez. Gönlü sevgiyle doldurmazsan onun yerine kin, haset, nefret, kıskançlık gibi kötü huylar kalbe dolar. Hoşgörü ve bağlılık sevgi değildir. Sevgi, değer vermek, gönüldeki yapaylıkları almaktır. Daha açık bir deyişle gülü dikeniyle avuçlamak avuca akan kanın hesabını gülden sormamaktır. Sevgili Peygamberimiz birbirimizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olmazsınız. buyurmaktadır. Sevilmeden sevemezsiniz. Sevgiyle büyümeyen büyüyünce başkalarını da zor sevecektir. Allah rasulü çocukların sevilmesini, onlarla ilgilenilmesini isterken çocuklar, cennet çiçekleridir. buyuruyor. Çiçek anlamında Reyhan kelimesini kullanıyor. Reyhan, bizim bildiğimiz fesleğendir. Fesleğen de durup dururken kokmaz. Onu okşar seversiniz kokmaya başlar. Çocuklar da aynıdır. Onlarla ilgilenir, onları severseniz büyüyünce onlarda diğer insanlara ve çevrelerine sevgiyle bakacaklardır. Böylece mutluluk ve huzur ortamının oluşması mümkün olabilecektir.




  • Şükür kadehine koy.
Nimetin itiraf ve ikrar edilmesine şükürdiyoruz. Kuranı Kerime göre, insanla Allah arasındaki ilişki, imanla başlar, sevgiyle gelişir, nimetlerine şükürle güzelleşir.
- Zenginliğe şükür infak ve sadaka ile
- Sağlığa şükür hastayı ziyaretle
- İlme şükür onu başkasına öğretmekle gerçekleşir.
Şirazlı Sadinin dediği gibi Bir insan her nefeste Allaha iki defa şükür borçludur. Biri soluğumuzu aldığımızda diğeri de verdiğimizde. Çünkü Allah bir nefes alışverişimizde hayatımızı iki defa bağışlamaktadır.




  • Umut yelpazesiyle soğut.
İslam inancında umutsuzluk veya ümidi kesmek yasaktır. (Zümer suresi 53.ayet) Bu ayetin iniş sebebi Peygamberimizin amcası Hz. Hamzayı öldüren Vahşi nin Müslüman olması ile ilgilidir. Furkan Suresi 70.ayet ile Nisa suresinin 48.nci ayeti bu olayla ilgili nazil olmuş fakat Vahşi yeterli tatmini sağlamadığını ifade edince Zümer Suresi 53.ayet inmiştir. Bu ayette şöyle buyrulmaktadır. Allahın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok affedici ve merhamet sahibidir. Vahşi, nihayet bu ayetten sonra Müslüman olmuştur.




  • Hamd kaşığı ile iç.
Hamd, Allaha karşı kulların memnuniyet ve sevinçlerini ona şükürlerini bildirmesidir. Türkçe dâhil başka dillerde hamd kelimesinin tam karşılığı yoktur. Kurana özgü bir kavramdır. Kuranı Kerimde 43 yerde geçmektedir. Ayrıca 17 ayette de Esmaül Hüsnadaki Hamid kelimesi yer almaktır. Hamd kelimesi, şükürden daha genel ve daha zengin bir anlamı ifade eder. Sevgi ve tazimle Allaha yönelip şükür ve övgü anlamı ağırlık basar. Allaha yalnız sözle değil fiil ile de hamd etmeliyiz. Hem kalp hem dil ve hem de bedenin diğer organlarıyla hamd edilmelidir. Hamd ederken onun sıfatlarını düşünmeli, tefekkür yoluyla kemale ermenin yollarını aramalıyız. Peygamberimiz (S.A.V.) Elhamdüllah ala külli hal Her durumda Allaha hamdolsun buyurmuşlardır. Bu da insan organlarının yaratılış gayesine uygun olarak kullanılmasıyla mümkündür. Bakışımızı ve bakış açılarımızı güzele doğru yönlendirmeliyiz. Güzel bakarsak güzel görürüz. Olaylara, varlıklara Allahın nuruyla bakmalıyız. Beden gözümüzle göremediğimiz güzellikleri kalp gözümüzle görebiliriz. Yüzümüzün hamdi tebessümdür. Mutluluk ve huzurun gönülden yüze yansımasıdır. Peygamberimiz daima mütebessimdi. Hamd, ruhları Allaha bağlayan bir manevi bağdır. İnsanı Allaha sürekli irtibatlı bir varlık haline getirir. Hayata güzel ve olumlu pencereden bakmalıyız. Mutlu olabilmek hamd ile mümkündür. İşte Hasan-el Basri Hazretlerinin dediği gibi; İşte yukarıda yazılan on ilacı zamanında ve zemininde eksiksiz ve kusursuz kullanırsak hem bu dünyada ve hem de öbür dünyada mutluluğa erenlerden oluruz.



Özetle;


- Tevazu ağacının kökünü al,
- Tevbe eriği ile karıştır,
- Rıza dibeğine koy,
- Kanaat tokmağı ile döv,
- Takva tenceresine koy,
- Haya suyunu üzerine dök,
- Sevgi ateşinde kaynat,
- Şükür kadehine doldur,
- Umut yelpazesiyle soğut,
- Hamd kaşığı ile iç,


Bu yazı İzmir Müftüsü İbrahim Acarın 2010 yılı Hac Görevi için kutsal topraklarda bulunan hacılara yaptığı konuşmadan derlenmiştir.
 
Üst