Halvet:
Yalnızlık. Tek başına kalmak. Tenhaya çekilme.
* Gizlilik.
Halvet-i fâside:
Karı-kocanın aralarında şer'î mâni olmasına rağmen birleşmeleri.
Halvet-i sahîha:
Karı-kocanın aralarında şer'î mâni bulunmaması halinde birleşmeleri.
Halvet-gâh:
f. Tek başına oturup ibadetle vakit geçirilen yer.
* Halvet yeri. Gizli olarak görüşülecek yer.
Halvetgüzîde:
Halvetgüzin) f. Halveti, tenha bir yeri seçmiş olan kimse.
Halvethâne:
f. Gizli ibadet yeri.
* Gizli konuşup görüşmeye mahsus yer.
Halvetî:
Halvete müteallik, halvetle alakalı.
* İbadet ve zikirlerini tenhada yapan bir tarikat adı.
* Halvetiye Tarikatından olan kimse.
Halvet-nişîn:
Yalnız başına bir yere çekilip ibadetle meşgul olanlar.
K:Yeni Lûgat
Yalnızlık. Tek başına kalmak. Tenhaya çekilme.
* Gizlilik.
Halvet-i fâside:
Karı-kocanın aralarında şer'î mâni olmasına rağmen birleşmeleri.
Halvet-i sahîha:
Karı-kocanın aralarında şer'î mâni bulunmaması halinde birleşmeleri.
Halvet-gâh:
f. Tek başına oturup ibadetle vakit geçirilen yer.
* Halvet yeri. Gizli olarak görüşülecek yer.
Halvetgüzîde:
Halvetgüzin) f. Halveti, tenha bir yeri seçmiş olan kimse.
Halvethâne:
f. Gizli ibadet yeri.
* Gizli konuşup görüşmeye mahsus yer.
Halvetî:
Halvete müteallik, halvetle alakalı.
* İbadet ve zikirlerini tenhada yapan bir tarikat adı.
* Halvetiye Tarikatından olan kimse.
Halvet-nişîn:
Yalnız başına bir yere çekilip ibadetle meşgul olanlar.
K:Yeni Lûgat