Hakikati Görebilmek

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Hakikati Görebilmek

Bakmak ayrıdır, görmek ayrıdır. O bakımdan müminin, isabetli bir bakış melekesi kazanması lazımdır.

Cenab-ı Mevlamız Habibine hitaben buyuruyor ki:

"Onları, sana bakar görürsün; halbuki onlar görmezler." (S.Araf, 198) Bu ayet-i kerimede "bakmak" la "görme"nin farklılığına dikkat çekilmektedir.

Yine bir başka ayet-İ kerimede, Göklerde ve yerde(Allahın varlığını, birliğini ve kemal-i kudretini isbat eden) nice ayetler (deliller-ibretler-harikalar) vardır ki, insanlar bunlardan yüz çevirici olarak, üstüne basar geçerler." (S. Yusuf, 105)buyruluyor.

"Pek çok insan, zahire yani görünüşe müpteladır. "Onlar sade bu dünya hayatından bir zahir (görünen yüzünü) bilirler. (Bugün kim galip gelir, ne yüze çıkarsa ona bakar, onu bilirler.)Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler. (Dünyanın sonunun nereye varacağını düşünmez, ilerisinin ne olacağının farkında olmazlar) [S. Rum, 7] ayet-i kerimesi oldukça düşündürücüdür. Halbuki zahire takılan bir göz, hakikati-gerçeği göremez.

Mesela:zahirde yağmur buluttan, meyve ağaçtan gelir. Hakikatte ise –her şeyin yaratıcısı olan Rabbimiz Teala ve Tekaddes Hazretleri tarafında– yağmur bulut vasıtasiyle indirilir, meyve de ağacın dalları ile gönderilir.

Pencereye bakmakla pencereden bakmak aynı şey değildir. Pencereye bakanlar lekeleri görürler. Pencereden bakanlar ise güzellikleri... "İki adam hapishane penceresinden dışarıya baktı. Birisi çamuru gördü, diğeri yıldızları..."(Dale Carnegie)

Yarısı dolu bir bardak iki kişiye gösterildiğinde biri, "yarısı boş bir bardak görüyorum" derken diğeri, "yarısı dolu bir bardak görüyorum" diyor. Halbuki her ikisi de aynı dünyada yaşayan insanlar; fakat, kainata ve hadiselere bakış tarzları faklı... Bu bakımdan bize düşen, zahire takılıp kalmadan hakikati görebilmektir.

Gerçek mahkum, demir parmaklıklar arasındakiler değil, "zahir"in hapishanesinde maddeye takılıp kalırlar.
 
Üst