Hadi Git, Özür Dile

(*DERYA*)

Tecrübeli

Ne kadar benziyoruz birbirimize…
Aynı sıcaktan bunalıp, aynı soğuktan üşüdüğümüz gibi;
Aynı şeylerden bunalıp, aynı şeylerden soğuyoruz mesela…
Önce kendimize benzemeyeni seviyoruz,
sonra benzesin diye aslında kendi ömrümüzü “benzetiyoruz”
Oysa karşıdan beklediklerimizin yarısı yok bizde…

Bakın çevrenizde yaşayanlardan şikayet ettiklerinize; hepsinden bir parça var kendinizde…
Sen de onun kadar tembelsin, sen de onun kadar kibirlisin işte..

Bir kadının, ağzına geleni geldiği gibi söyleme kolaylığı, erkeğin o lafı hazmetme ve unutma zorluğu ile eşdeğerdir…
Keşke kadın ağzına gelenin yarısını söyleyebilse, erkek te yarısını duyma yeteneğine sahip olabilse, ama olmuyor işte…
Kadın üç vakte kadar unuturken söylediklerini, erkek damıtarak süzüyor içine…
Fırtına durulduğunda; kırılmış dallar, bir enkaz bırakıyor geride
Kökü ve gövdesi sağlam gözükse de o da içten çürüyor, biz görmesek de...

Kadın sürekli konuşarak rahatlasa da erkek içine gömülüyor ve kapısını kapatıyor kendi üstüne, keşke o kapıyı ısrarla çalmaktansa içerden açılıncaya kadar kadın biraz sabretse, erkek de biraz aralayıp sesini yükseltmeden zaman istese, yine olmuyor işte…

Diyorum ki; Yaradılışımız farklıdır ve aynileşmemiz mümkün değildir, biraz anlamaya çalışalım birbirimizi, yüzde yüz anlamamız mümkün olmasa bile..
Amacım ne kadını “çene” ne de erkeği “masum” göstermektir.
Amacım karşımızdakini tanımak ve birbirimize “taktik savaşı” yerine “sabır siperini” önermek, biraz tevekkül biraz da empatiyle, o süreçte bu zor gelse bile…

Öfke ve öfkenin getirdiklerini yutmak elbette zordur ama…
Sabır acı olsa da, meyvesi tatlıdır

Hadi git, şimdi haklı da olsan sen özür dile…

Bedirhan Gökçe
 
Üst