H.z Davud'un kılıcında yazan yazı

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Resimde gördüğünüz gibi H.z Davud'un kılıcında yazan yazı görülmektedir.

kilic.jpg
 
Son düzenleme:

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Bakır kitabe şifrelerle dolu

Hz. Davud'un kılıcıyla birlikte gelen kitabenin şifreli satırları...

Kılıç kıyamet günü Mesih'in olacak

Hz. Davud'un sır dolu kılıcı bugün Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet dairesinde. Üzerinde çok sayıda hiyeroglif yazı bulunan kılıcın tek bir şifreyi barındırdığı iddia ediliyor: Kıyametin kopacağı tarih.

Hz. Davud zamanında en parlak dönemlerini yaşayan İsrailoğulları daha sonra Kudüs'ü fethettiler. Ve Kuran'ı Kerim'in "(Her taraftan) gelen kuşlar da ona icabet ederler hepsi onun nağmesine katılırlardı O'nun mülkünü kuvvetlendirmiştik. Kendisine hikmet ve açık konuşma güzel konuşma vermiştik" (Sad 38/19-20) dediği Hz. Davud'a 150 sureden oluşan kutsal kitap Zebur indirildi. Doğada insanoğlunun idrakinin ötesinde geçen olayları kavrama yeteneği tüm canlı varlıklarla konuşabilmesi ve hatta onlarla beraber metafizik aleminde sohbetler ettiği rivayet edilen Hz. Davud kılıcıyla zalimliğin hüküm sürdüğü bir devri değiştiren peygamber oldu. Hz. Davud'un bir başka özelliği de diğer peygamberler peygamberliklerini kanıtlamak için mucizeler göstermiş olmalarına rağmen kendisinin mucizelerini daha çok Allah'ın bir lütfu ve armağanı olarak göstermesiydi. Mucizeyi sadece kılıcıyla gösterdi.

KILIÇ TOPKAPI SARAYI'NDA
Hz. Davud öldükten sonra kılıcı elden ele peygamberlerden peygamberlere ve hükümdarlardan hükümdarlara geçti. Ve en sonunda kılıç mukaddes emanetlerle birlikte Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinden sonra İstanbul'aTopkapı Sarayı'na getirildi. Bugün Topkapı Sarayı Müzesi'nin 21/137 numaralı envanterine kayıtlı olan bu kılıcın yolculuğu şöyle gelişti: "Çoğu geceleri uyumayan Yavuz Sultan Selim hep nedimi Hasan Can ile kitap okuyup ilim konuşurlardı. Hasan Can'ın uyuyakalıp padişahın hizmetine gidemediği gecenin sabahında Yavuz Hasan Can'a sordu: İmdi ne düş gördün beyan eyle." Fakat sonradan anlaşıldı ki söz konusu rüyayı Hasan Can değil Kapı Ağası Hasan Ağa görmüştü. Rüyasını hemen padişahına anlatan Hasan Ağa "Padişahım rüyamda gecenin bir vakti kapı çalındı kalabalık halde gelenler Arap elbiseli ve Arap şimali şahıslardı. Kapının yanında dört kişi durmaktaydı. Kapıyı vuranın elinde ise sizin ak sancağınız bulunmaktaydı. O bana dedi ki; 'Bu gördüğün Resul'ün Ashabıdır. Bizi gönderip buyurdu ki; Kalkıp gelsin! Haremeyn (Mekke ve Medine) hizmeti ona verildi. Bu gördüğün dört kimseden bu Ebu Bekr-i Sıddık bu Ömerü-l Faruk bu Osman-ı Zinnureyn'dir. Seninle konuşan ben ise Ali bin Ebu Talib'im. Var Selim Han'a selam söyle'" dedi. Yavuz Sultan Selim ise bu rüyayı yüzü kızararak ve gözyaşları içinde dinledi. Bu hadiseden sonra hazırlıklar tamamlandı ve Mısır seferine çıkıldı. 20 Şubat 1517 Cuma günü Kahire'de Yavuz Sultan Selim adına hutbe okunmasıyla ise Mısır ve Hicaz artık Osmanlı padişahının yönetimi altına girdi. İçlerinde Hz. Muhammed'in Hırka-i Şerif'i nalını oku Kabe'nin altın oluğu Yusuf peygamberin sarığı ve Hz. Davud'un kılıcının da bulunduğu bir çok kutsal emanet de Yavuz tarafından Mısır dönüşü İstanbul'a getirildi. Bu sayede Hz. Davud'un kılıcı ve üzerinde kılıcın son sahibi İsa Mesih olacak yazan kılıcın bakır kitabesi de İstanbul'a getirilmiş oldu.
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
HZ.Davud'un dönemin hükümdarlarından Calut'un kafasını kesmesini resmeden ve kılıçla birlikte Mısır'dan getirilen levhaya dikkatle bakıldığında bir yüzünde Süryanice ve Nebatice diğer yüzünde ise Arapça yazılar göze çarpıyor. Hicri 880 yılında yani Mısır'ın Osmanlılarca fethinden yaklaşık yarım asır önce yazılmış olduğu üzerinde kayıtlı olan bu kitabe son derece ilginç bilgiler içeriyor. 33 satırdan oluşun kitabede kısaca Hz. Davud'un Calut'u bu kılıçla öldürdüğü kılıcın daha sonra Hz. Yusuf'a ondan da Hz. Harun'a geçtiği ve yine bu kılıcın Hz. Muhammed'in kabrine tecavüze kalkışan Mecusiler'e karşı kullanıldığı ifade ediliyor. Ancak cifr ilmiyle vakıf olunabilecek birtakım bilgileri üzerinde barındırdığını söylemesi ise bakır kitabeyi ilginç kılan en önemli ifade. Kitabede ayrıca Mısır'ın Osmanlılarca fethinden yaklaşık yarım asır önce bu fethin haber verilmesi fetihle birlikte Hz. Davud'un kılıcının Osmanlılar'a geçeceğinin anlatılması ve kılıcın daha sonra ahir zamanda Mesih Hz. İsa'nın eline geçeceğinin belirtilmesi insanlarda büyük ilgi uyandırıyor. İfadeleri karışık ve anlaşılması güç olan levhada ahir zamanla ilgili enteresan haberlere de yer verilmesi ve bu ifadelerin hemen altında sekiz kamaralı bir gemi resmi bulunması ise Hz. Davud'un kılıcının şifresinin bu gemide saklı olduğunun iddia edilmesine sebep oluyor.

ASIL MESAJ GEMİDE
'Tevrat ve İncil'in Son Peygamberi Hz. Muhammed' adlı kitabın yazarı ve kılıcın üzerindeki şifreyi çözdüğünü iddia eden Serkan Tekin Hz. Davud'un kitabesindeki 'kılıcın çözülmesi çok zor bir sırrı vardır' yazısının kılıç hakkındaki gizemi herkese duyurduğunu belirtiyor. Yavuz Sultan Selim'in İstanbul'a getirdiği bu kılıcın yüzündeki hiyeroglif yazıyı kimsenin çözemediğinden bahseden Tekin kitabenin bu hiyeroglifi daha açık bir anlama getirmek için yazıldığını ve üzerindeki gemi resmine dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor.
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Hz.Dâvud'un kılıcını kim kullanacak?

Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Dairesi'nde muhafaza edilen bu kılıcın Hz. Dâvud'un bizzat kendi eliyle yaptığı kılıç olduğunu nice peygamberlerin hükümdarların elinden geçtiğini biliyor muydunuz? İlginç olan ise bu kılıcın kıyamet yaklaştığında bir kez daha kullanılacak olması...


KILICIN ÜZERİNDEKİ PEYGAMBER İSİMLERİ
Mâlûmunuz her peygamberin bir mesleği vardır. Peygamber Efendimiz tüccar olduğu gibi Hz. İsa marangoz Hz. Yusuf saatçi Hz. İdris terziydi. Hz. Dâvud da demirciydi ve kılıcını da bizzat kendi eliyle yapmıştı. Peygamberler içerisinde sesi en güzel olan da Hz. Dâvud idi. Bu yüzden sesi güzel olanlara "Dâvûdî sesli" tâbirini kullanırız. Şu an Destîmâl Odası'nda bulunan bu kılıç 101 cm uzunluğunda deri kabzalı gümüş başlıklı ve 3 kilo ağırlığında. Kılıcın üzerindeki resim çok ilginç. Balçağa yakın kısmında bir elinde kılıç diğer elinde kesik bir başı saçlarından tutmuş bir insan resmi. Kılıcın üzerindeki okunabilenhenüz silinmemiş yazılarda Hz. Dâvud Hz. Süleyman Hz. Musa Hz. Yûşâ Hz. Zekeriyyâ Hz. Yahyâ Hz. İsa ve Hz. Muhammed Mustafâ'nın isimleri mevcut. Kabzası ve kını deriyle kaplı kılıcın yanında bulunan bakır levhâda bu kılıcın esrârengiz hikâyeleri anlatılıyor.
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
ESRARENGİZ RESİMLER

Arapça ve Nebâtîce yazılmış kitâbenin ilginçliği daha en başından başlıyor. Levhânın baş kısmında kılıçtaki resmin aynısı çizili. Yâni Hz. Dâvud'un dönemin zâlim kralı Câlût'un başını kestiğini gösteren resim. Yavuz Sultan Selim tarafından kılıçla birlikte Mısır'daki Memlûk Halîfesi'nden alınıp İstanbul'a getirilen bu bakır levhâda hicrî 880 yılında yazılmış olduğu da belirtiliyor. Nebâtîce yazıların bulunduğu yüzü 28 satırdan oluşuyor. Baş kısmında sağ elinde kılıcı sol elinde zâlim Câlût'un kesik başıyla Hz. Dâvud resmedilmiş. Levhânın diğer yüzünde ise 32 satırdan oluşan Arapça yazılar var. Levhânın bu yüzünün en altında da bir gemi resmi mevcut. Yâni kitâbe Hz. Dâvud'u temsîl eden resimle başlayıp bir gemi resmiyle son buluyor. Kılıcının sırrının gemide gizli olduğu anlaşılıyor. Sırlarla dolu yazı resimle başlayıp resimle bitiyor ve bu 2 resmin üzerindeki harfler işâretler ve şifrelerin her biri bir sırra işâret ediyor.

CİFR İLMİYLE VERİLEN İŞÂRETLER Kitâbenin en ilginç yanı da cifr ilmiyle vâkıf olunan bâzı bilgileri de ihtivâ etmesi. Meselâ; Mısır'ın Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilmesinden yarım asır önce bu fetihten bahsediliyor ve fetihle birlikte Osmanlılara geçecek olan kılıcın âhir zamanda Hz. Mehdî ve Hz. Mesih'in ( Hz. İsa ) eline geçeceği bildirilmektedir. Sâlih bir zât tarafından görülen bir rüyâdan da bahsedilen kitâbede rüyânın tâbiri olarak Mısır'ı fetheden Osmanlı sultanını Mısır'da ilk karşılayacak şahsın da rüyânın tâbircisi olan şahsın olacağı ifâde edilmektedir. Kitâbede ayrıca Hz. Dâvud'un bu kılıçla zâlim Câlût'un başını kestiği daha sonra kılıcın birçok peygambere geçtiği ve Hz. Muhammed'in (SAV) kabr-i şerîfine saldıran mecûsîlere karşı kullanıldığı da anlatılır. Daha sonra birçok sultanın elinden geçecek olan kılıcın nihâyet Mısır Meliki Mukavkıs'ın hazînesinde bulunduğu da bildiriliyor. Kimin eline geçse hâkimiyeti ele geçirmesine vesîle olan kılıcın en nihâyet Âhir zaman mehdîsi tarafından kullanılacağı anlatılıyor.
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
ARAPÇA KİTABE HERŞEYİ SÖYLÜYOR Bu kadar ön mâlûmâttan sonra levhânın fasih bir Arapça ile yazılmış 32 satırlık yüzünün tercümesinin bir bölümünü vereyim şimdi de: "Muvaffâkiyet ancak Allah'tandır. Ali buyuruyor ki: Bu kılıcı ve levhâyı Mısır'ın sâhibi Melik Mukavkıs'ın hazînesinde buldum. Onda Süryânice ve İbrânice olarak Dâvud'dan (AS) bir rivâyet vardı.

Hz. Dâvud buyuruyor ki: Câlut bana düşmanlığa kalkıştığında Rabbimin bana öğrettiği şekilde bir kılıç ve ok yaptım. Ve Allah bana nusret ve zafer nasîp etti. (...) Bu mübârek kılıç Yusuf (AS)'a O'ndan sonra da Melik Sancar'a intikâl edecek. Melik Sancar vefât ettiğinde mülkü istilâ edilecek. Ondan sonra Firavun gelecek ve Mısır'a hâkim olup zulmedecek. Allah ondan bu kılıcı gizleyecek. Kılıcı Firavun'un hanımı Âsiye bulacak. Ve Âsiye îmân edecek. Âsiye'den Hz. Musa'ya O'ndan kardeşi Hârun'a Hârun'dan Yûşâ'ya (...) ve nihâyet Peygamber Zekeriyyâ ve Yahyâ'ya geçer. Daha sonra da İsa'ya ulaşır. Sonra Nebî (SAV)'e arzolunur. Ve O da savaşlarda bu kılıcı kuşanır."
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Kitabede Rasûlüllah'ın vefâtından sonra kılıçın Hz. Ebû Bekir'e kaldığı belirtiliyor ve sonrası şöyle anlatılıyor: "O da oğlu Muhammed'e mîras bırakır. Ali bin Ebû Tâlip Muhammed bin Ebû Bekir'i Mısır'a vâli tâyin edince kılıç da Onunla berâber gider. Vefâtında da kılıç Yusuf (AS) ın hazînesine geri döner. Ali bin Ebû Tâlip (KV) buyuruyor ki: Dâvud (AS)'ın hükmü burada sona erdi. Ve bu benim Allah'ın ve Rasûlü'nün gizli ilimlerden bana ihsân buyurduğu cifir ile çıkarttıklarımdır. Ali bin Ebû Tâlip (KV) buyuruyor ki: Bu kılıcın üzerinde İbranice isimler ile "Âhiyyen şerâhiyyen Edvenay Asbavût Eleşday" Necrânî olarak "Yâ Kâhir Yâ Ze'l-batşiş Şedîd Entellelezî lâ yutâku intikâmuhû" (Ey Kahreden Ey intikâmına tâkat getirilemeyecek şekilde şiddetle yakalayan) yazılı idi. Sonra Ömer bin Akîl'e sonra da Ahmed bin Tolun'a ulaşır bu kılıç. Sonra Muâviye kılıcı istediğini ifâde eden bir mektup gönderir. Kılıç Emevî ve Abbâsî devletleri ortadan kalkıncaya kadar batıdaki Fas şehrinde gizli kalır. Sonra kılıç Hâkim bi-emrilllâh'a kalır. O da bu kılıçla Mısır'ın sâhibi olur. Ve kılıç Yusuf (AS)'ın hazînesine geri döner." Kılıç Melik Zâhir Baybars Sicî tarafından Hz. Peygamber'in kabrini Mecusilere karşı korumak için kullanıldıktan sonra yeniden Yusuf (AS) ın hazînesine geri döner. Hicrî 880 senesine kadar da gizli kalır. Ardından da bir çok hayret uyandırıcı hadisenin ardından Osmanlılara geçer. Kılıcın Osmanoğlullarına geçmesi ve sonrası ise şöyle anlatılıyor: "Sonra Mısır Hicaz Şam Irakeyn Fars Rüşt Benî Asfar diyarlarına Efrenc diyârının yarısına mâlik olacak. Osmanoğulları devleti tamâma erdikten sonra Mehdî (AS) zamanına kadar kâfirlerle mücâhede edecekler. Allah onlardan râzı olsun. Sonra bu kılıç zamânın sâhibi Mehdî'ye intikâl edecek ve İsa (AS) da bu kılıçla tek gözlü Deccal olan münâfık ibni Siyat'ı öldürecek. Allah ve Rasûlü gizli ilimlerden bunları bana bildirdi. Gaybı ancak Allah ü Teâlâ bilir. Hamd bir olan Allah'a mahsustur. Efendimiz Muhammed'e âile ve ashâbına salât ve selâm olsun."
 

MEHMET DADAŞ

Yeni Üye
Üye
hz.davut kılıcı ve hz.yuşa ve istanbulda ismini vermedigim bir ehlibeyt merzarındaki sır bu sırrı çözüp o,adrese bu kılıcı teslim edecekler üç kişiler onuda hz ALLAH cc tayin edecek.bakın şurada bir gercek var o,kılıcı getiren ve bugünümüzedek saklayan dindar ve dinsiz tabir edilen kişiler sahip çıkmıştır topkapı sarayında daha çok sırvar orayı kollayan hz ALLAH cc dir:istanbul boş degil hele o,bogazın sırları ve topkapı sarayına girişte ve çıkıştaki ruh halinize bakın topkapı etrafı altında bir şehir çıkacak bir zamanlar oralarda yaşayanlar yeryüzüne çıkınca her şey... topkapı etrafı evvala temizlenmeli ticaret hane olmamalı...mazallah bir tünel kazılırsa bir taş oynarsa...
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Üst