Gözümün nuru ya resulallah!!

rumuzkederli

Deneyimli Üye
Kademeli
GÖZÜMÜN NURU YA RESULALLAH!!!



Peygamber efendimiz ruhu almak için gelen ölüm meleğine; "Ey
Azaril! Cebrail'i nerede bıraktın?" buyurdu. Cebrail'i dünya
semasında bıraktım. Melekler, onu senin vefatın sebebiyle taziye
ediyorlar" dedi.
Böyle konuşurlarken Cebrail aleyhisselam geldi. Resulullah efendimiz;
"Ey kardeşim Cebrail! Artık dünyadan göç vakti geldi. Allahü
teâlânın katında benim için ne var? Bana onu müjdele de gönül
rahatlığı ile emaneti sahibine teslim edeyim" buyurdu.
Cebrail aleyhisselam; "Ey Allahü teâlânın sevgilisi! Ben semanın
kapısını açık bıraktım. Melekler saf saf olmuşlar, senin ruhunu
sevgiyle beklerler" dedi.
Peygamber efendimiz; "Hamd, Allahü teâlâya mahsustur. Sen bana
müjde ver! Rabbimin nezdinde benim için ne var?" buyurdu.
Cebrail aleyhisselam; "Ya Resulallah! Senin teşrifinden dolayı,
Cennet kapıları açılmış, Cennet'in nehirleri akmış, Cennet'in
ağaçları sarkmış, huriler süslenmiştir" dedi.
Peygamber efendimiz yine; "Hamd, Allahü teâlâya mahsustur. Sen bana
başka müjde ver ya Cebrail!" buyurdu. Cebrail aleyhisselam; "Ya
Resulallah! Sen kıyamet günü ilk şefaat eden ve ilk şefaatı kabul
olunansın" dedi.

Sevgili Peygamberimiz tekrar; "Hamd, Allahü teâlâya mahsustur. Ya
Cebrail! Bana başka müjde ver" buyurunca, Cebrail aleyhisselam; "Ya
Resulullah! Neyi soruyorsunuz!" dedi.
Bunun üzerine Peygamber efendimiz; "Benim bütün endişem, üzüntüm
ve kederim, benden sonra geride bıraktığım ümmetimdir" buyurdu.
Hazret-i Cebrail; "Ey Allahü teâlânın Habibi! Allahü teâlâ
kıyamet günü, sen razı oluncaya kadar ümmetini bağışlar.
Bütün peygambelerden önce seni, bütün ümmetlerden önce senin
ümmetini Cennet'e koyacaktır" dedi.
Sevgili Peygamberimiz, Cebrail aleyhisselama; "Allahü teâlâ katında
üç muradım vardır:
Biri; ümmetimin günahkarlarına beni
şefaatçı etmesi,

ikincisi; dünyada yaptıkları günahlardan
dolayı onlara azab etmemesi,

üçüncüsü; Perşembe ve Pazartesi
günleri ümmetimin amellerinin bana arzedilmesidir. (Eğer amelleri
iyi ise dua ederim, Allahü teâlâ kabul eder. Kötü ise şefaat
edip, amel defterinden silinmesini isterim)" buyurdu.
Cebrail aleyhisselam, Allahü teâlâdan, bu üç arzusunun da kabul
edildiği haberini verdi. Bunun üzerine sevgili Peygamberimiz
rahatladılar.





Resulullah (asm.) birgün sahabelerine:

"Ah keşke bana doğru, havuza gelen kardeşlerimi bir görsem de, içlerinde şerbetler olan kaselerle onları karşılasam. Cennet´e girmeden önce, onlara (Kevser) havuzumdan içirsem."

Bu sözleri üzerine ona denildi ki:
"Ey Allah´ın Resulü biz senin kardeşlerin değil miyiz?"

O şöyle cevap verdi:
"Sizler benim ashabımsınız (arkadaşlarımsınız). Benim kardeşlerim de beni görmedikleri halde bana inananlardır. Mutlaka ben Rabbimden sizinle ve beni görmeden iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını istedim" (1).

Bir başka benzer hadis-i şerifte de şöyle buyurur:
"Mutlaka kardeşlerime kavuşmamı arzuladım." (Bunun üzerine kendisini dinleyenler) şöyle dediler:
"Biz senin kardeşlerin değil miyiz?"

O şöyle cevap verdi:
"Sizler benim ashabım ve kardeşlerimsiniz. Benden sonra da beni görmedikleri halde bana inanan bir topluluk gelecektir."

Bir zaman geçtikten sonra da şöyle buyurdu:
"Ey Ebû Bekir, senin beni sevdiğini duyduklarından dolayı seni seven bir kavmi sevmek istemez misin? Sen de Allah´ın kendilerini sevdiği kimseleri sev." buyurdu.
 
Üst