Ben soruya farklı bir açıdan yaklaşarak cevap verme istediği duydum. Benim fikrime göre gençliğin en büyük sorunu genç olamamak, bu yaşların anlamını kavrayamamaktır. Görüşümü de şu şekilde açıklayayım. Yaşadığımız bu dönemlerde gençlerimiz ya kendilerinden ağır yükleri yüklenmiş ya da hala çocukluk evrelerini üzerlerinden atamamanın vermiş olduğu bocalamalarla uğraşmaktadırlar.
Eğitim evet sorun ama yokluğunda insan yarım sayılmaz. Nice eğitim almamış fakat hayata o kadar anlamlı, o kadar mantıkçıl bir açıdan bakıyorlar ki okul okumamış olmak onlar için bir dezavantaj sayılamaz. Zaten denmiyor mu hep 'Eğitim cehaleti alır, eşeklik baki kalır'.
İşsizlik evet sorun ama bunu yaratan biraz da bizim gençliğimiz değil mi? Nice üniversite mezunları var ki sırf ödenen maaşı beğenmemekten aylarca, yıllarca boş gezmekteler. Emeğin karşılığını alamamak elbette insanlık ayıbı ama bir yerden de başlamadan neyin emeği demezler mi adama. Biraz çabalamak gerekiyor ki karşı tarafa sunulacak deliller, gösterilecek kozlar olsun elimizde.
Yozlaşma evet sorun ama kimse kimseyi zorla yozlaştıramaz. Burdaki asıl sorun iradesizliktir diye düşünüyorum. Ben istemediğim sürece kimse beni ne ırkımdan ne de mezhebimden yozlaştırabilir.
Benim değinmek istediğim nokta gençlerin tamamen özenti ve de kıskanmalar üzerine bir hayat kurma çabalarının getirmiş olduğu toplum sorunudur. Bu yaşların heyecan dolu, tüm duyguları tadarak tanıyarak geçirmeleri gereken evre olduğunu unutmaktan gelen ve ilerisi için karşılaşılacak sorunlar için deneyimsizlikten dolayı bocalamak ve boş çırpınışlarda bulunmaları en büyük sorunlardandır diye düşünüyorum.
Sevgi ve saygılarımla...