Ümmü Şerik bint-i Ebil-Aker:
‘Yâ ResulAllah! Peki o gün Araplar nerede olacak?’ diye sordu. O: ‘Araplar o gün azdır ve büyük çoğunluğu Beytü’l-Makdis (Kudüs)te bulunacaktır. İmamları da sâlih bir adam (olacak)tır. Sonra imamları (Mescid-i Aksa’da) öne geçip onlara sabah namazını kıldıracağı sırada sabahleyin onların üzerine İsa bin Meryem Aleyhisselâm inecektir. Bunun üzerine İsa Aleyhisselâm’ın öne geçip cemaate namaz kıldırması için imam geri geri yürümeye başlayacak. Fakat İsa Aleyhisselâm elini onun omuzları arasına koyarak: ‘Öne geç de namaz kıldır! Çünkü kamet senin için getirildi!’ diyecektir. Bunun üzerine imamları onlara namaz kıldıracak, sonra imam namazını bitirince İsa Aleyhisselâm:
‘Kapıyı açınız!’ diyecek ve kapı açılacaktır. Kapının önünde Deccal beraberinde yetmiş bin yahudi olduğu halde bulunacaktır. Hepsi süslü süslü kılıç kuşanmış, yeşil şallı olacaktır. Deccal, İsa Aleyhisselâm’a bakınca tuzun suda eridiği gibi eriyecek ve kaçmaya başlayacaktır. İsa Aleyhisselâm da ona:
‘Sana öyle bir darbem vardır ki sen ondan kurtulamayacaksın!’ diyecek ve Lüdd’ün doğu kapısı yanında yetişip onu öldürecektir. ALLAH yahudileri de hezimete uğratacaktır. Artık ALLAH’ın yarattığı yaratıklardan arkasında bir yahudinin saklanıp da ALLAH ’ın konuşturmayacağı hiçbir şey kalmayacaktır. ‘Ey ALLAHIN ’ın müslüman kulu! İşte bu bir yahudidir. Gel de onu öldür!’ demeyen ne bir taş, ne bir ağaç, ne bir duvar, ne de bir hayvan olacaktır. (Yalnız Gargad ağacı bu hükmün dışındadır. Çünkü bu ağaç onların ağaçlarındandır, konuşmayacaktır.)
İbn-i Mâce
Gargad ağacı