Yetim kalmış bir günün ahirinde
/ruhun aleminde zamanın ve mekanın sözü olmazmış ;
yüreğin ruh alemini özlediği yerde de zaman, bereketten çalarmış;
mekan aşktan
gün geçermiş hızlıca; yüreğin özlemi artarmış.
mekan şahit olduğu aşk ın sırrından
vermezmiş artık
yüreğe/
aşk, aşk ı hakkıyla dileyenlerin diyarına hicret etmiş;...
ensarlarının yüreğine inşirahı yaşatmaya gitmiş
geride kalanlar yetimliğinden bihaber kalmışlar; iç acılarının yetimliklerinden olduğunu bilememişler...
Geride kalanlar sol taraflarının, aşka olan özlemden sızladığını anlayamamışlar.
Onlar..
Aşk ın dileyen e, özleyen e vefasını anlayamamışlar.
aşk
ey, yar e en ziyade yakışan,
geride kalanların her şeyi yetim kaldı aslında;
sözleri yetim;
yare dokunmadan, yürek ikliminden geçmeden dudağa dokunur;
muhatabının yüreğine yaralar açar
sükutları yetim; duaya burak olmaz; tebessümü setreyler.
geceleri yetim; bir boyun eğişe şahitlik etmez; bir yorgunluğun ahirinde gelir ve geçer
günleri yetim;
halleri aşkı örmez;
günlük telaşların gölgesinde kalır; aik ın güneş olması bir şey ifade etmez onlar için.
ey aşk!...
ey vefanın sadık dostu;
inşirahın hirası
geride kalanların yetimliğini hatırla; vefasızlıklarını cehaletlerine ver...
sen bir yüreği dahi bıraksan orası artık talan olur; bir çorak toprak misali
bir çöl misali
oysa bir yürek değil binlerce yürek gerilerde kaldı.
ey aşk...
bilir misin buralara yetimlik çok dokundu; özlediğimizin sen olduğunu hissettir de gel artık&
sana vefa yakışır; bize acziyetin yakıştığı kadar.
sana cömertlik yakışır; bize "dileyen" vasfının yakıştığı kadar.
sana dönmek yakışır; dönmek ve geride kalanların yüreğine inşirahı yaşatmak
ey aşk;
gel ! .
günümüze, gecemize, sükutumuza, kelamımıza mana kat
gel !.
/çölde bir iz var;
belli ki aşk geçmiş buralardan,
çünkü çöldeki tek mahfuz iz aşk ındır./
nokta!
:agla:
/ruhun aleminde zamanın ve mekanın sözü olmazmış ;
yüreğin ruh alemini özlediği yerde de zaman, bereketten çalarmış;
mekan aşktan
gün geçermiş hızlıca; yüreğin özlemi artarmış.
mekan şahit olduğu aşk ın sırrından
vermezmiş artık
yüreğe/
aşk, aşk ı hakkıyla dileyenlerin diyarına hicret etmiş;...
ensarlarının yüreğine inşirahı yaşatmaya gitmiş
geride kalanlar yetimliğinden bihaber kalmışlar; iç acılarının yetimliklerinden olduğunu bilememişler...
Geride kalanlar sol taraflarının, aşka olan özlemden sızladığını anlayamamışlar.
Onlar..
Aşk ın dileyen e, özleyen e vefasını anlayamamışlar.
aşk
ey, yar e en ziyade yakışan,
geride kalanların her şeyi yetim kaldı aslında;
sözleri yetim;
yare dokunmadan, yürek ikliminden geçmeden dudağa dokunur;
muhatabının yüreğine yaralar açar
sükutları yetim; duaya burak olmaz; tebessümü setreyler.
geceleri yetim; bir boyun eğişe şahitlik etmez; bir yorgunluğun ahirinde gelir ve geçer
günleri yetim;
halleri aşkı örmez;
günlük telaşların gölgesinde kalır; aik ın güneş olması bir şey ifade etmez onlar için.
ey aşk!...
ey vefanın sadık dostu;
inşirahın hirası
geride kalanların yetimliğini hatırla; vefasızlıklarını cehaletlerine ver...
sen bir yüreği dahi bıraksan orası artık talan olur; bir çorak toprak misali
bir çöl misali
oysa bir yürek değil binlerce yürek gerilerde kaldı.
ey aşk...
bilir misin buralara yetimlik çok dokundu; özlediğimizin sen olduğunu hissettir de gel artık&
sana vefa yakışır; bize acziyetin yakıştığı kadar.
sana cömertlik yakışır; bize "dileyen" vasfının yakıştığı kadar.
sana dönmek yakışır; dönmek ve geride kalanların yüreğine inşirahı yaşatmak
ey aşk;
gel ! .
günümüze, gecemize, sükutumuza, kelamımıza mana kat
gel !.
/çölde bir iz var;
belli ki aşk geçmiş buralardan,
çünkü çöldeki tek mahfuz iz aşk ındır./
nokta!
:agla:
Moderatörün son düzenlenenleri: