Esir

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Soru
Bundan dolayı onları harpte yakalarsan, kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır, belki ibret alırlar.SORU:Esirlere iyi davranılması emrediliyordu,.Burada ise diğerlerine ders olsun diye ağır bir cezaya çarptırın onları deniliyor.Bu çelişki olmuyor mu?

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;


Allah'a göre iyi veya kötü fiilleri olan canlıların en kötüsü, en âdi ve aşağılık olanı, İnkâr eden, bu şekilde yaşayan ve bir türlü imana gelmeyen, yaptıkları antlaşmaya, verdikleri söze sadık, kalmayan, hiçbir şeyden çekinmeyerek her defasında sözünden dönen kimselerdir.

Müşrik, münafık ve yahudilerden bazı grup ve kabileler Hz. Peygamber'le saldırmazlık, hak ve hukuka saygı, düşmanla iş birliği yapmama gibi konularda antlaşmalar yapıyor, sonra da bunu bozuyorlardı. Meselâ yahudilerden Benî Kaynuka, antlaşmaya aykırı olarak, bölgelerinde alış-veriş yapmaya gelen bir müslüman kadına tacizde bulunmuşlar, kadın yere düşüp mahrem yerleri açılınca da gülüşüp eğlenmişlerdi. Orada bulunan bir müslüman sataşan yahudiyi öldürdü, diğerleri de müslümanı öldürdüler. Bedir'le Uhud savaşları arasında meydana gelen bu olay üzerine müslümanlar, Benî Kaynuka'ya karşı harekete geçtiler. Yine münafıkların reisi Abdullah b. Übey adamlarıyla beraber Uhud Harbi'nde müslümanların safında yer almış, sonra askerlerin üçte bîrini teşkil eden gücünü geri çekerek müslümanlara zarar vermişti (İbn Hişâm, Sîre, II, 426; İbn Âşûr, X, 48).


Allah Teâlâ pek çok ayette Resulünü bazen yumuşak ve nazik olmaya teşvik etmiştir. Meselâ, Cenâb-ı Hakk'ın, "Biz, seni âlemlere ancak rahmet için gönderdik... " (Enbiyâ. 107) ayetiyle, "Artık onları bağışla, Allah 'dan da günahlarının bağışlanmasını iste, iş hususunda onlarla müşavere et " (Al-i İmran, 159) ayeti böyledir. Cenâb-ı Hak, bazen de bu ayette olduğu gibi, O'nu sert ve şiddetli davranmaya teşvik ediyor. Çünkü Allah, her defasında ahitlerini bozanlardan bahsedince, onlara ne şekilde muamele edilmesi gerektiğini de beyân ederek, "eğer bunları harpte yakalarsan" buyurmuştur. Leys şöyle demektedir: "Arapça'da, "onu ele geçirdik, onu yakaladık " manasında olmak üzere, "Falancayı falanca yerde yakaladık" denilir. Teşrid kelimesi ise, ızdırap vererek dağıtmak anlamına gelir. Nitekim, ürküp kaçmak ve ürkütüp kaçırmak denilmektedir." Buna göre ayetin manası, "Sen, savaşta ahdi bozan o kâfirleri ele geçirmeye muvaffak olursan, onlara, onlar vasıtasıyla arkada bulunacak bir iş yap, o şekilde cezalandır, muamele et!" demektir. (bk. Razi, Tefsir, ilgili ayetin açıklaması)

Düşmanın bu gibi döneklik ve ihanetinin cezasını savaşta, diğer milletlere ve geridekilere öğüt ve ibret olacak şekilde vermek gerekir. Çünkü iyi bir ders, hafızalardan silinmeyecek tesirli bir ibret, ileride fazla kan akıtılmasını önler, caydırıcı bir müeyyide olarak her zaman hesaba katılır. Bu özel bir durumdur. Yoksa esirler konusunda genel hüküm bellidir.

Esirler konusunda bilgi almak için tıklayınız.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör
 

FERASETLİ

KF Ailesinden
Özel Üye
Düşmanın bu gibi döneklik ve ihanetinin cezasını savaşta, diğer milletlere ve geridekilere öğüt ve ibret olacak şekilde vermek gerekir. Çünkü iyi bir ders, hafızalardan silinmeyecek tesirli bir ibret, ileride fazla kan akıtılmasını önler, caydırıcı bir müeyyide olarak her zaman hesaba katılır. Bu özel bir durumdur. Yoksa esirler konusunda genel hüküm bellidir.
emeğinize sağlık kardeşim
sampf1b56753b0d581fa.jpg
 
Üst