Füruattı,teferruattı nev'ilerinden , epey gündemi meşgul eden başörtüsü-tesettür için bir kaç küçük anekdot yararlı olur düşüncesiyle, kısa bir açıklama yapalım istedik.
İlk olarak fürûat kelimesi,bizim dilimizdeki teferruat kelimesinden anladığımız gibi "önemsiz sayılabilecek küçük detaylar" demek değildir.Burada ki dikkat çekici nokta,konunun ne ile kıyaslandığı ile ilgili. Dinimizin temeli iman esasları olduğu hasebiyle, elbette ki ilk sırada iman esaslarıdır.Ve imanın da en elzem gereği ibadet olmasından denebilir ki bu saydıklarımızla aynı önemdedir diyemesek de,bu örtünme konusunun hafife alınabileceği ve önemsiz olduğu anlamına gelmez.
Bu, esasında iman konusunun ne kadar mühim olduğunun göstergesidir. Zira, iman olmadan ,insaniyet de islâmiyet de olmaz.
Burada Kur'ân-ı Kerîm'deki kesin ve açık emre layığıyla uyabilmek için, sözde tasarımcıların "modern tesettür" adı altında ,günden güne çıkardıkları,farklı olmak adına , göz zevkini bozan, komik ve hatta çirkin sayılabilecek örtü ya da kıyafetler mevzu bahis değil tabii.
Eğer âyetin kast ettiği gibi, dikkat çekmemek,vücut hatlarını belli etmemek,zinetleri saklamak gayelerini güdüyorsak, tesettürsüz gezenlerden daha fazla dikkat çeken bu kıyafetlerden şiddetle uzak durmak lazımdır. Zaten bu tarz giyinenlerin, Allah indinde de tesettürlerinin makbul olmadığı gibi, insanların gözünde de ,inandığı için değil, baskı ve geleneksel yaşamaya zorlanma kaynaklı bir örtünme olduğu imajının yerleşmesi de kaçınılmazdır.
Madem konumuz başörtüsü,öncelikle örtünün nasıl olması ve nasıl örtünülmesi gerektiğine bakmak lazım. Örtü ya da kıyafet içindekini gösterecek kadar ince olmamalıdır.
Ebu Hureyre (ra)’den, Hz. Peygamber (asv)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, onları görmedim. (Onlardan biri) ineklerin kuyrukları gibi kamçılarla insanları dövenlerdir. Diğer ikincisi de, giyinik, fakat çıplak olan, kibirlenerek yürüyen, öteki kadınları kendileri gibi olmaya zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. Onlar cennete girmeyecekler, onun kokusunu bile alamayacaklar. Halbuki onun kokusu şu kadar (500 sene) mesafeden hissedilir.”
Müslim
Bu konuda pek çok âyet ve hadis olmasına rağmen, konuyu uzatmamak adına bu kadarıyle kifayet ediyor ve yeni başörtüsü takmaya başlayacak bayanlara örnek teşkil edebilecek eşarp bağlama şekillerinden örnekler vermeye çalışalım inşâAllah.....
İlk olarak fürûat kelimesi,bizim dilimizdeki teferruat kelimesinden anladığımız gibi "önemsiz sayılabilecek küçük detaylar" demek değildir.Burada ki dikkat çekici nokta,konunun ne ile kıyaslandığı ile ilgili. Dinimizin temeli iman esasları olduğu hasebiyle, elbette ki ilk sırada iman esaslarıdır.Ve imanın da en elzem gereği ibadet olmasından denebilir ki bu saydıklarımızla aynı önemdedir diyemesek de,bu örtünme konusunun hafife alınabileceği ve önemsiz olduğu anlamına gelmez.
Bu, esasında iman konusunun ne kadar mühim olduğunun göstergesidir. Zira, iman olmadan ,insaniyet de islâmiyet de olmaz.
Burada Kur'ân-ı Kerîm'deki kesin ve açık emre layığıyla uyabilmek için, sözde tasarımcıların "modern tesettür" adı altında ,günden güne çıkardıkları,farklı olmak adına , göz zevkini bozan, komik ve hatta çirkin sayılabilecek örtü ya da kıyafetler mevzu bahis değil tabii.
Eğer âyetin kast ettiği gibi, dikkat çekmemek,vücut hatlarını belli etmemek,zinetleri saklamak gayelerini güdüyorsak, tesettürsüz gezenlerden daha fazla dikkat çeken bu kıyafetlerden şiddetle uzak durmak lazımdır. Zaten bu tarz giyinenlerin, Allah indinde de tesettürlerinin makbul olmadığı gibi, insanların gözünde de ,inandığı için değil, baskı ve geleneksel yaşamaya zorlanma kaynaklı bir örtünme olduğu imajının yerleşmesi de kaçınılmazdır.
Madem konumuz başörtüsü,öncelikle örtünün nasıl olması ve nasıl örtünülmesi gerektiğine bakmak lazım. Örtü ya da kıyafet içindekini gösterecek kadar ince olmamalıdır.
Ebu Hureyre (ra)’den, Hz. Peygamber (asv)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Cehennem ehlinden iki sınıf var ki, onları görmedim. (Onlardan biri) ineklerin kuyrukları gibi kamçılarla insanları dövenlerdir. Diğer ikincisi de, giyinik, fakat çıplak olan, kibirlenerek yürüyen, öteki kadınları kendileri gibi olmaya zorlayan ve başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. Onlar cennete girmeyecekler, onun kokusunu bile alamayacaklar. Halbuki onun kokusu şu kadar (500 sene) mesafeden hissedilir.”
Müslim
Bu konuda pek çok âyet ve hadis olmasına rağmen, konuyu uzatmamak adına bu kadarıyle kifayet ediyor ve yeni başörtüsü takmaya başlayacak bayanlara örnek teşkil edebilecek eşarp bağlama şekillerinden örnekler vermeye çalışalım inşâAllah.....
Moderatörün son düzenlenenleri: