Ehli Sünnet İtikatı

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Ehl-i sünnet vel cemaat

Sual: Doğru olan, sadeceEhl-i sünnet vel cemaat fırkası mıdır?
CEVAP
Evet, sadece Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ümmetim, 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan 72’si, Cehenneme gidecek, yalnız bir fırka kurtulacaktır. Cehennemden kurtulacak olan tek fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir.) [Tirmizi, İbni Mace]

Ehl-i sünnet vel cemaat, sünnet ve cemaat ehli demektir. Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin cemaatidir. Sünnet de, Peygamber efendimizin yolu demektir.

Demek ki, (Ben, sadece Kur’ana ve sünnete yapışırım) demek yetmiyor. Eshab-ı kiramı sevmek ve onların yolunda olmak da şarttır. Peygamber efendimiz, (Sadece benim yolumdan gidenler cennetliktir) demedi. (Benim ve Eshabımın yolunda gidenler) buyurdu. Bu çok önemli bir inceliktir. Eshab-ı kiramın tamamını sevmek, sadece Ehl-i sünnet fırkasına nasip olmuştur. Şu halde, doğru yolda olmanın ölçüsü, Resulullahın ve Eshabının yolunda olmaktır. Her grup, ben Ehl-i sünnetim diyebilir. Bunu öğrenmenin, yolu da vardır. Allahü teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi. Allah sözünden dönmez. İki âyet-i kerime meali:
(Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.)[Ankebut 69]

(Allah, kendisine yöneleni doğru yola iletir.) [Şûra 13]

O halde, Allahü teâlânın sözüne güvenmeli, (Biz kesin doğru yoldayız) desek de, yine, (Ya Rabbi, kimler doğru yolda ise, senin rızan kimlerle ise, bana onları sevmeyi, onlarla beraber olmayı nasip eyle) diye dua etmelidir. Eğer doğru yolda isek, duanın bir zararı olmaz. Yanlış yolda isek, ihlasla yaptığımız dua sebebiyle doğruya kavuşmuş oluruz. Herkes böyle dua etmelidir. Hâşâ Allahü teâlâ, beni yanlış yola sokar sanmamalıdır.

73 fırka hadisi
Sual:
(Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, biri Cennete, doğru yoldan ayrılan 72’si ise Cehenneme gidecek) hadis-i şerifi için, (Bu, istismara çok açık bir sözdür. Buna göre, her fırka kendisinin kurtulan fırka olduğunu iddia eder) deniyor. Böyle söylemek uygun mu?
CEVAP
Hadis-i şerif için öyle söylemek çok çirkindir. Herkes zaten kendi fırkasının kurtulan fırka olduğunu iddia etmese o fırkada bulunmaz. Aynı manada âyet-i kerime de vardır:
(Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak sevinmektedir.)[Müminun 53, Rum 32]

Yukarıdaki hadis-i şerifin devamında, (Kurtuluş fırkasında olanlar, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır) buyurulmuştur. İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Peygamber efendimiz, kendini söyledikten sonra, Eshab-ı kiramı da söylemesine lüzum olmadığı hâlde, bunları da söylemesi, (Benim yolum, Eshabımın gittiği yoldur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshabımın gittiği yoldur) demektir. Eshab-ı kiramın yolunda giden, elbette Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Cehennemden kurtulan fırka, yalnız bunlardır. (1/80)

Rehbere ihtiyaç
Sual:
Bir insanın, Kur’an, hadis okuyarak veya rastgele kitap okuyarak hidayete kavuşması, doğru yolu bulması, imanını kurtarması mümkün değil midir? İlla dört hak mezhepten birini iyi bilen bir âlime mi bağlanması gerekir?
CEVAP
Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri yanlış anladıklarından dolayı 72 sapık mezhep çıkmış, çokları da küfre girmiştir. Âyet ve hadis bir deryadır. Yüzme bilmeyen kimseyi okyanusun ortasına atsalar, anında boğulur. Yüzmeyi iyi bilenin de, çok uzaktaki sahile yüzerek çıkması çok zordur. Çok geçmeden yorulur, yüzemez. Balıklara, deniz hayvanlarına yem olur. Denize düşen bir kere ölür. Kur’andan, din öğrenmeye kalkan ise, sonsuz ölüme mahkûm olur. Bugün herkesin dört mezhepten birine uyması şarttır. Bu da yetmez, çünkü piyasada binlerce farklı kitap var. Bunları okuyanın kafası karışır, hangisinin doğru olduğunu anlayamaz. Mezhebinin hükmünü iyi bilen bir âlime veya onun kitaplarına tâbi olması, bir Allah adamını tanıması lazımdır. Allah adamını tanıyanlarla görüşmesi, kötü insanlardan uzak durması gerekir. Ancak Allahü teâlânın sevgili kullarına kavuşan, imanını kurtarır. Çünkü bu büyükler, karanlık gecede parlayan dolunay gibidir. Bir insanın gözü çok sağlam olsa da, ışık olmadıkça karanlıkta göremez. Allah adamları, karanlıkta aydınlatan ışık kaynaklarıdır. Her biri gökteki yıldızlar gibidir. Kendileri veya talebeleri bulunmazsa, böyle büyük bir zatın kitaplarını esas almak lazımdır.

Sual: Ehl-i sünnet itikadında olmanın şartları nelerdir?
CEVAP
Ehl-i sünnet itikadından, önemli olanlardan bazıları şunlardır: 1- Amentü’deki altı esasa inanmak. [Hayrın, şerrin ve her şeyin Allah’tan olduğuna inanmak. İnsanda irade-i cüziye vardır. İşlediği günahlardan mesuldür.] 2- Amel, imandan parça değildir. Yani ibadet etmeyen veya günah işleyen mümine kâfir denmez. [Vehhabiler, (amel imanın parçasıdır, namaz kılmayan ve haram işleyen kâfirdir) derler.] 3- İman ya vardır ya yoktur, artıp eksilmez. [Parlaklığı artıp eksilir.] 4- Kur’an-ı kerim mahluk [yaratık] değildir.5- Allah mekândan münezzehtir. [Vehhabiler, (Allah gökte veya Arşta) derler. Bu küfürdür.] 6- Ehl-i kıble tekfir edilmez. [Vehhabiler, kendilerinden başka herkese kâfir derler.] 7- Kabir suali ve kabir azabı haktır. 8- Gaybı yalnız Allah bilir, dilerse enbiya ve evliyasına da bildirir. 9- Evliyanın kerameti haktır. 10- Eshab-ı kiramın hepsi cennetliktir. [Rafiziler, (Beşi hariç sahabenin tamamı kâfirdir) derler. Halbuki Kur’anda, tamamı cennetlik deniyor.](Hadid 10) 11- Ebu Bekr-i Sıddık, eshab-ı kiramın en üstünüdür. 12- Mirac, ruh ve bedenle birlikte olmuştur. 13- Öldürülen, intihar eden eceli ile ölmüştür. 14- Peygamberler günah işlemez. 15- Bugün için dört hak mezhepten birinde olmak. 16- Peygamberlerin ilki Âdem aleyhisselam, sonuncusu Muhammed aleyhisselamdır. [Vehhabiler, Hazret-i Âdem’in, Hazret-i Şit’in, Hazret-i İdris’in peygamber olduğunu inkâr ederler. İlk peygamber Hazret-i Nuh derler. Liderlerine resul [Peygamber] diyen bazı gruplar da, (Nebi gelmez, ama resul gelir) derler. Bunun için de Resulüm diyen zındıklar türemiştir.] 17- Şefaate, sırata, hesaba ve mizana inanmak. 18- Ruh ölmez. Kâfir ve Müslüman ölülerin ruhları işitir. 19- Kabir ziyareti caizdir. İstigase, yani Enbiya ve evliyanın kabirlerine gidip, onların hürmetine dua etmek ve onlardan yardım istemek caizdir. [Vehhabiler ise buna şirk derler. Bu yüzden Sünnilere ve Şiilere müşrik, yani kâfir derler.] 20- Kıyamet alametlerinden olan Deccal, Dabbet-ül-arz, Hazret-i Mehdi’nin geleceğine, Hazret-i İsa’nın gökten ineceğine, güneşin batıdan doğacağına ve bildirilen diğer kıyamet alametlerine inanmak.

İmam-ı a’zam hazretleri (Kıyamet alametlerine tevilsiz inanmalı)buyuruyor. (Fıkhı ekber)

Bir hadis-i şerif meali:
(Güneş batıdan doğmadıkça, Kıyamet kopmaz. O zaman herkes iman eder, ama iman artık fayda vermez.) [Buhari, Müslim]

Güneşin batıdan doğmasını, (Avrupa Müslüman olacak) diye tevil etmek, imam-ı a’zamın sözüne aykırıdır. Hiçbir İslam âlimi tevil etmemiştir. Hâşâ Resulullah, bilmece gibi mi söz söylüyor? Böyle tevil etmek, (elma dersem çık, armut dersem çıkma) demeye benzer. Nitekim (Salat, duadır, namaz diye bir şey yok) diyenler çıkmıştır. O zaman ortada din diye bir şey kalmaz. Bir de Avrupa Müslüman olunca, iman niye fayda vermesin? Güneşin batıdan doğması, ilmen de mümkündür. Dinsizler itiraz eder diye zoraki tevile gitmek gerekmez. Allahü teâlâ, dünyayı şimdiki yörüngesinden çıkarır, başka yörüngeye koyar. Dönüşü değişince, güneş batıdan doğmuş olur.21- Ahirette Allahü teâlâ görülecektir.22- Kâfirler Cehennemde sonsuz kalır ve azapları hafiflemez, hatta gittikçe artar.23- Mest üzerine mesh etmek caizdir.24- Sultana isyan caiz değildir.

(Bu bilgiler, Fıkh-ı ekber, Nuhbet-ül-leali, R. Nasihin, Mektubat-ı Rabbani, F. Fevaid’den alınmıştır.)

Cehennemden kurtulan tek fırka
Sual:
Ben dini bilgilerden mahrum olarak yetiştim. Dinimi doğru olarak öğrenmek istiyorum. Birçok kitap aldım. Kitaplarda oldukça çok farklılık var. Kur'an mealleri de farklı. Kendi başıma doğruyu bulmam mümkün değildir. Aynı konuları hocalara sordum. Onlar da farklı şeyler söylediler. Dinimi doğru olarak öğrenmeden ölürsem, mazur sayılır mıyım? Yoksa yanlış bildiğimden sorumlu olur muyum?
CEVAP
Aynı ve benzer sualleri çok kimse soruyor. Her fırka, her grup, benim yolum doğru diyor. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte, müslümanların 73 fırkaya ayrılacakları bildirildi. Bu 73 fırkadan herbiri, İslamiyet’e uyduğunu, Cehennemden kurtulacağı bildirilen bu fırkanın kendi fırkası olduğunu söylemektedir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak, sevinmektedir.)[Müminun 53 ve Rum 32]

Bu çeşitli fırkalar arasında kurtuluş fırkasının alametini Peygamber efendimiz bildirmiştir:
(Bu fırkada olanlar, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır.) [Tirmizi]

Peygamber efendimiz, kendini söyledikten sonra, Eshab-ı kiramı da söylemesine lüzum olmadığı halde, bunları da söylemesi, (Benim yolum, Eshabımın gittiği yoldur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshabımın gittiği yoldur) demektir. Eshab-ı kiramın yolunda giden, elbette Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Cehennemden kurtulan fırka, yalnız bunlardır. (C.1, m.80)

Bugün çok kimse de kendilerinin Ehl-i sünnet olduğunu söylüyor. Bu bakımdan Ehl-i sünnet itikadının ne olduğunu bilmek şarttır. Bu bilindikten sonra doğruyu, hakkı bilmek zor olmaz.

Şirki affetmez ne demek?
Sual:
Allah’ın her günahı affedebileceği söyleniyor. Halbuki en büyük günah olan şirki affetmeyeceği Kur'anda yazılı imiş. Bu hususu açıklar mısınız?
CEVAP
İtikadımızı düzeltmeliyiz. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İtikad edilecek şeylerde, bir sarsıntı olursa, kıyamette Cehennemden hiç kurtulmak olmaz. İtikad doğru olup da işlerde [ibadetleri yapmakta, haramlardan kaçmakta] gevşeklik olursa, tevbe ile ve belki tevbesiz de af olabilir. Eğer af olunmazsa, Cehenneme girse bile, sonunda yine kurtulur. İşin aslı, temeli itikadı düzeltmektir. (1/193)

Yine İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Her müslüman, Ehl-i sünnet itikadını öğrenmeli, imanını buna göre düzeltmelidir. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında yazılı olan itikada uymayan fena, bozuk itikadlar, imanlar, yani bunlara gönül bağlamak, gönlü öldüren bir zehirdir. İnsanı sonsuz azaba götürür. Amelde, ibadetlerde tembellik, gevşeklik olursa, affolunabilir. Amma itikadda gevşek davranmak affolunmaz. Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Allah [ahirette] şirki [küfrü, bozuk imanı] asla affetmez. Diğer bütün günahları ise, istediği kimselerden affeder.) [Nisa-48]

O halde ölmeden önce itikadı düzeltmelidir. (2/67)

Görüldüğü gibi, şirk yani küfür üzere ölen kimse, ebedi olarak Cehennemde kalır. Dünyada iken, yani ölmeden önce şirke [küfre] düşen kimse, tevbe ederse affolur.

Bir kâfir, kâfirliğine tevbe ederse, tertemiz, günahsız müslüman olur. Bir müslüman da şirke [küfre] düşerek kâfir olur, sonra pişman olup tevbe ederse, yine müslüman olur. Tevbe etmek için yalnız Kelime-i şehadet söylemek kafi değildir. Küfre sebep olan şeyden de tevbe etmek lazımdır. (Allah şirki affetmez) sözü yanlış anlaşılmaktadır. Şirk üzere ölmüş olan affolmaz; fakat hayattayken, defalarca şirke düşüp sonra tevbe eden affolur.

Ehl-i sünnet olmak için
Sual:
Bir muteber kitapta, (Tafdil-uş-şeyhayn, hubb-ül-hateneyn ve mest üzerine mesh, Ehl-i sünnet olmanın alametidir) deniyor. Burada ne denmek isteniyor?
CEVAP
Tafdil-uş-şeyhayn
, iki kayınpeder olan Hazret-i Ebu Bekir ile Hazret-i Ömer’in diğer sahabe-i kiramdan üstün olduğuna inanmaktır. Hubb-ül-hateneyn, iki damadı, yani Hazret-i Osman ile Hazret-i Ali’yi sevmek demektir. Bir de, mest üzerine mesh etmek, Ehl-i sünnet olmanın alametlerindendir. Özellikle İbni Sebeciler, ilk üç halifeyi sevmezler ve mest üzerine meshi caiz görmezler. Çıplak ayağa mesh ederler. Bunları kabul etmeyenin Ehl-i sünnet olmadığı anlaşılır.

Her şeyi yaratan Allah’tır
Sual:
İmam-ı Rabbani hazretleri, 289. mektubunda, (Cebriye’nin, “İşi insanın yapması mecazdır, görünüştür, insanda kudret yoktur. Kullar, rüzgârla sallanan yaprak gibidir. İnsanların her hareketi, ağacın hareketi gibi mecburidir” sözü küfür olduğu gibi, “Kulların iyi kötü, bütün işleri, hakikatte onların değildir. İhtiyarî [isteğe bağlı] hareketleri de yapan, yalnız Allah’tır” sözleri de küfürdür) buyuruyor. Aynı mektupta ve başka mektuplarda da, her şeyi yaratanın Allah olduğu bildiriliyor. İkisi farklı gibi görünüyor. Biz nasıl inanırsak Ehl-i sünnete uygun yani doğru inanmış oluruz?
CEVAP
Her şeyin yaratıcısı elbette Allahü teâlâdır. Aksini söylemek küfür olur. Ancak bize irade-i cüziyye vermiştir. (Şunu yaparsan günah olur, şunu yaparsan sevab olur) diyor. İrade-i cüziyyemiz olmasa, yani her şeyi bize zorla işletse, günahımıza ceza, ibadetimize sevab vermez. Bize irade-i cüziyye kuvvetini veren de Allahü teâlâdır. Her şeyin yaratıcısı Odur. Böyle inanırsak doğru inanmış oluruz.
(NOT:Konu Alıntıdır.)
 

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Ehli Sünnet İtikatı ile ilgili Şu eserleri okuyabilirsiniz.
1.Ömer Nesefi Akaidi (Yasin Yayınları)-Ömer Nesefi R.A. Hz.
2.Ehli Sünnet İtikatı Ahmet Ziyaettin Gümüşhanevi Haz. (Bedir Yayınevi)
3.İman İslam İlmihali-Ahmet Mahmut Ünlü (Lalegül Neşriyat-Kampanyalı alırsanız size çok uyguna gelir eşsiz bir eser diyebilirim)
4.Sevadü'l Azam Şerhi - Selamü'l Ahkam / Ehli Sünnet İnancının Temel İlkeleri-Hakim es-Semerkandi YASİN YAYINEVİ
5. Fıkhul Ekber-İmam-ı Az'am Ebu Hanife Rahimullah - Hisar ve Çağrı Yayınları.Tavsiyem Çağrı yayınlarıdır.
 

Mukeka

Düzenleyici
Moderator
Özel Üye
Çağrı
Ehli Sünnet İtikatı ile ilgili Şu eserleri okuyabilirsiniz.
1.Ömer Nesefi Akaidi (Yasin Yayınları)-Ömer Nesefi R.A. Hz.
2.Ehli Sünnet İtikatı Ahmet Ziyaettin Gümüşhanevi Haz. (Bedir Yayınevi)
3.İman İslam İlmihali-Ahmet Mahmut Ünlü (Lalegül Neşriyat-Kampanyalı alırsanız size çok uyguna gelir eşsiz bir eser diyebilirim)
4.Sevadü'l Azam Şerhi - Selamü'l Ahkam / Ehli Sünnet İnancının Temel İlkeleri-Hakim es-Semerkandi YASİN YAYINEVİ
5. Fıkhul Ekber-İmam-ı Az'am Ebu Hanife Rahimullah - Hisar ve Çağrı Yayınları.Tavsiyem Çağrı yayınlarıdır.

Çağrı yayınlarının Fıkhul Ekberinin bazı sayfalarının eserin aslı ile aynı olmadığı tespit edilmiştir. Bazı sayfalarda tahribat yapıldığı tespit edilmiştir. Yeni Baskısında 65 - 80. sayfalar arasında, Eski baskılarda 90-110 sayfalar arası tahribat vardır.
 
Üst