Doğu Türkistan Yanlız Değil!(STOP killer china)

enes61

KF Ailesinden
Özel Üye
Doğu Türkistan Yalnız Değil!

***Doğu Türkistan Türkiye’nin NAMUSUDUR !!!***
Dünya sağır, Amerika kör, Avrupa duyarsız…
Orta Asya’nın emaneti, çekik gözlüm, şimdi mazlum.
Haykıracak kimseler yok, sokaklar eğlence mekanlarına kilitlenmiş ve Türkiye’ye uzaktan gelen kan kokusu midemizi bulandırmıyor.

Utanmıyoruz, arlanmıyoruz ve hayasızca duymadan, isyan etmeden seyrediyoruz.

Doğu Türkistan’da akıtılan kan ayaklarınızı kirletmiyor mu?

Bu kan içinizi eritmiyor mu?

Allah aşkına... Muhammed aşkına...Aynaya bakın tek tek, yok edilen sana, bana benziyor...

Gökbayrak'ın mavi rengini al kanları ile sulayanlar bizim bayrağımıza benzetiyorlar maviyi...Bir el verin onlara, bir dua.

Ama nafile onlar bizim bayrağa benzetseler bile kanları ile ne önemi var ki?

O Gökbayrak’ın kendi ırkından gelen insanların yaşadığı Türkiye topraklarında taşınması bile yasak.

Çin politikalarını bize bile yutturmuş, bizi bile ikna edip kardeşlerimizi terörist sınıfına koydurmuş.

İnadına yarın Albayrak’ın yanına birde Gökbayrak alacağım arabama, evime koyacağım. Soranlara bu benim anavatanım, yadigarım diye tanıtacağım, birde utanmadan biz onlara sahip çıkamadık diyeceğim.

Bu bayrağı biz yasak etti diye…Sonra'da aldığım her üründe Çin'i protesto edeceğim. Çin mallarını asla almayacağım.

Çin kinini, nefretini kolluk kuvvetleri aracılığı ile kusuyor, bu yetmezmiş gibi birde vatandaşlarını ellerinde demir sopalarla sokaklara döküp öyle öldürtüyor kardeşlerimizi.

İçim kan ağlıyor.

Ağlasa ne fayda.

Kim duyacak, kim gidip Çin Büyükelçisine durdurun bu vahşeti yoksa…

Zor be çekik gözlüm zor.

Sen bize Orta Asya’nın emanetisin ya biz ne kadar sahibiz sana?...

Yarım asıra yakın zamandır kustuğun kanı görmedik. Bazen Filistin’i, Afganistan’ı duyduk, ses verdik omuz verdik onlara da seni hiçe saydık.

Sahip çıkmadık kısacası sana, seni öldürenleri lanetlemedik gür bir sesle. Filistin davamız dedik, Müslümanlar ölmesin dedik de...

Senin Müslüman olduğunu unuttuk hep. Unuttuk da ne oldu?

Hatırladıklarımızda da başına dert açmadık mı?

Resmi politikalarımız Çin’in elini güçlendiren türden olmadı mı? Biz bile seni Çin’in terörist görmesine yardımcı olmadık mı?

Bugün bini aştı ölü sayısı... Sende bilmiyorsun bende hatırlamıyorum ama 32 yıldır kaç şehit verdin? Kaç ana yüreğine taş bastı da cesedini ağlamadan götürüp gömdü.

Ben bilmem bunu belki sende unutmuşsundur. Çünkü acılar taze eskisini hatırlayacak kadar zaman tanımıyorlar size.

Öldürün öldürün sesleri ile sokaklarınız cesetlerle dolduruyorlar yine. Yeniden...

Bu kez sokaklarda cansız bedenlerinize sahipleriniz bile ulaşamıyor.

Onlara ölü demeyin, ben diyorsamda bakmayın cahilliğimdendir.

Onlar Doğu Türkistan’ın kurtuluşu, bağımsızlık yolundaki dik duruşu. Onlar ki Gökbayrak’a renk vermek için bedenlerini teslim eden namus bekçileri.

Bilmezler ki o sokaklarda yatan her beden bir damla kan verdi Gökbayrak’a.

Ah Doğu Türkistan…

Orta Asya’nın bize emaneti.

Çekik gözlüm...

Urumçi sokaklarında ruhsuz bedenin yatıyor ya, ben de hayasızca seyretmeye devam ediyorum.

Soyumu soysuzlaştırmak için zorla fuhuşa teşvik edilen kızlarımıza sahip çıkmıyorum.

Ah ben bu emaneti nasıl koruyamadım da demiyorum artık.

Doğu Türkistan bile diyemiyorum cesaret edip.

Gökbayrak’ın yasak olması beni korkutuyor.

Ve ben zorla kürtaja götürülen emanetin karnından deşilerek alınan ve öldürülen o çocukları bilmiyorum artık.

Bilmiyorum çünkü ben senin Müslüman ve Türk kardeşim olduğunu unuttum.

Öldürülen ve soysuzlaştırılan bendim o kürtajda.

Unuttum ya benden soracaklar seni, yarın bilmiyorum da derim ben. Çin’in Sincan denilen bölgesi diye umarsızca konuşurum.

Varsın biz böyle diyelim, varsın biz senin esaretini seyredelim.

Çekik gözlüm, Orta Asya’nın bize son emaneti…

Bu kez ok yaydan çıktı. Tüm sağır dünyaya inat, vefasız bize kendini ispat edercesine sokaklardaki kadınlar mücadelesini veriyor.

Namusunu koruyor. Ve dökülen kanlarınız bu kez bağımsızlık diyor.

Sen namusunu korudun korumasına ya, biz sana ne kadar sahip çıktık?

Gökbayrak'ını bile serbest edemeyecek kadar bizde emanet kaldın!

Ayhan Kıskaç






___________________________________________
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'indeki çatışmalarda ölenlerin sayısı 156'ya yükseldiği bildirildi. Bölgeden öyle görüntüler kaydedildi ki...

Öte yandan Sincan Uygur Özerk Bölgesi Polisi, Rabiya Kadir'in liderliğindeki Dünya Uygur Kongresi'nin, dün meydana gelen olayların düzenleyicisi olduğuna ilişkin kanıtlar bulunduğunu ileri sürdü.

Bölgenin kamu güvenliği biriminin sözcüsü, resmi Şinhua Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, kimi kişilerin şiddet olaylarını yönetmek için yurtdışındaki kimi numaraları aradığını ve yurtdışındaki Doğu Türkistan gruplarıyla yapılan konuşmaların kayıtları bulunduğunu söyledi.

Kaydedilen telefon görüşmelerinde Rabiya Kadir'in, ''Urumçi'de kimi şeyler olacak'' dediği, erkek kardeşiyle yaptığı görüşmede de Guangdong eyaletindeki oyuncak fabrikasında meydana gelen olayları kastederek, ''Çok şey olduğunu biliyoruz'' diye konuştuğu ileri sürüldü.

BÖLGENİN GEÇMİŞİ

Çin'in hakimiyetindeki Uygur bölgesi, 1930'larda şiddetli bir ayaklanmaya sahne oldu. Bu ayaklanmalar netice verdi ve ''Şarki Türkistan Cumhuriyeti'' kuruldu. Ancak çıkan karışıklık ve yaşanan gelişmeler sonrasında bölgenin Çinli kumandanı Komünist Parti'ye bağılığını ilan edince, Çin ordusu kansız bir şekilde Uygur bölgesini ele geçirdi. Rusya'nın da etkisiyle Çin'deki İsa Yusuf, Mehmet Emin Buğra ve binlerce Uygur ile Kazak Türkü, Pakistan ve Hindistan'a iltica etti. Uygurlar için karanlık günler başlamış oldu. Tansiyonun sürekli yüksek olduğu bu bölgede Uygurlar ile Çinliler arasında sık sık çatışmalar oluyor.

Çin, Uygurların El Kaide ile bağlantılı olarak bağımsız bir devlet kurma çabası içinde olduğunu savunuyor. Uygurlar ise Çin'in 'terörizm' kisvesi altında kendilerini yok etme planı uyguladığını ileri sürüyor. Çin'in özellikle '11 Eylül 2001' sonrasında uyguladığı baskı politikaları Uygurların büyük tepkisini çekiyor.

1 milyondan fazla nüfusa sahip Urumçi'de, 17 farklı etnik milliyet yaşıyor. Çin'in 1949'dan sonra Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne uyguladığı göç sonrası, Han Çinlilerinin sayısı Uygurların nüfusuna yaklaştı. Sincan, Çince'de yeni sınır anlamına geliyor.


Resmi ajanslara göre 140 kişinin hayatını kaybettiği, 816 kişinin de yaralandığı olaylarda bölgeden gelen haberlerde resmi olmayan ölü sayısının yüzlerle ifade edildiği belirtiliyor. Sincan Üniversitesi ile şehrin banliyölerinin yakınlarındaki bazı yolların halen ulaşıma kapalı olduğu bildirildi. Bazı yollarda enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor ve çok sayıda dükkan da kapalı durumda. Sincan'da 8 milyon Müslüman Uygur Türkü yaşıyor.

OLAYIN GELİŞİMİ

26.06.2009 Günü Çin iç eyaletlerinden Guandongda zorunlu işçi olarak götürülen Doğu Türkistanlı Uygurlar ile Çinliler arasında vukuu bulan tartışma Çinli Uygur kavgasına dönüşmüş kavgada binlerce Çinli tarafından dövülerek öldürülen masum Doğu Türkistanlı Uygur vatandaşların ölümlerini protesto etmek amacı ile URÜMÇİ şehrinde dört bölgede toplanan çoğunluğu aydınlardan ve halktan oluşan gurubları dağıtmak için Çin polisi gaz bombası ve gerçek mermiler kullanarak halkı dağıtmak istemiş alınan haberlerde ölü sayısının 100'lerin üzerinde olduğu bir o kadar da yaralıdan bahsedilmektedir. Çin polisini önüne gelen Uygur Türk'ünü suçlu suçsuz tutukladığı bildirilmektedir.

Ulusal basın ve medyasından dünyaya duyurulan haberlerde olayların sabah başladığı akşam saatlerinde devam etmekte olduğu haberi verilmekte. Çin olayları kanlı şekilde bastırmanın yoluna giderek halka gözdağı vermektedir. Olayların gerçek ne kadar küçümsenmeyecek olduğu alınan resimlerde açıkça ortaya çıkmaktadır. Burada Çin protesto yapan halkın üzerine gaz bombası atarak gerçek mermiler kullanarak masum insanları katlederek Uygur halkını kendi ayaklandırmıştır.

Bütün Dünya devletlerine İnsan hakları Örgütlerine sivil toplum örgütlerine seslenen yetkililer "Çin'in işlediği devlet terörüne İnsan hakları ihlallerine dur demelerini bekliyoruz" diyor.

OLAYLAR KAŞGAR ŞEHRİNE SIÇRADI

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesinin başkenti Urumçi'de çıkan olayların ardından, protesto gösterileri bölgenin kuzey batısında yer alan Kaşgar kentine sıçradı.

Kaşgar kentinde yaşayan Yakub isimli bir Uygur, Associated Press muhabirine, öğleden sonra İdkah Camisinden ayrılan 300 protestocunun polis tarafından durdurulduğunu aktardı.

Polisle tartıştıklarını ancak arbede yaşanmadığını belirten Yakub, protesto sırasında etraflarının polis tarafından aniden sarıldığını kaydetti.

Urumçi'de çıkan olaylarda ölü sayısının 140, yaralı sayısının ise 828 olduğu açıklanmıştı.

* * *

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olaylarla ilgili Çin'den resmi bir açıklama beklediklerini bildirdi.
Topçu, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, 23 Haziranda Çin'i ziyareti sonrasında, böyle bir olayın gerçekleşmesini manidar bulduklarını belirtti. Topçu, açıklamasında şunları kaydetti:
''2002 yılında, Sayın Devlet Bahçeli'nin, Kaşgar ziyareti sonrası on binlerce tarihi eserin yakılıp dil yasağına gidilmesi hafızalarda iken, Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti sonrası Uygur Türklerine karşı girişilen bu katliama dair Dışişleri Bakanlığının cevabı nedir? Sayın Başbakan, bu konu hakkında ne söyleyecektir? Hükümet, Çin'le ilişkilerinde hala hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaktır? Bu olayla ilgili Çin elçisi Dışişleri Bakanlığı tarafından uluslararası esaslara göre dinlenilmiş midir?
Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine mezalimi sürdükçe, Çin Devleti, Türk milleti için düşmandır. Çin'den resmi bir açıklama bekliyoruz. Uygar ve özgür dünyayı göreve çağırıyor ve bu katliama seyirci kalmamalarını istiyoruz. BBP, Doğu Türkistan davasını unutmayacak ve unutturmayacaktır.''
Topçu'nun, Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Hayrullah Efendigil'i arayarak olaylarda hayatını kaybedenler için baş sağlığı dileğinde bulunduğu da bildirildi.

* * *

Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olaylarla ilgili, ''Gelişmelerden endişeliyiz. Aldığımız bilgilere göre, ölü sayısı 500'ün üzerinde. Binlerce yaralı var'' dedi.
Tümtürk, yaptığı açıklamada, bölgede yaşanan olayların temelinde Çin'in asimilasyon politikasının yattığını iddia etti.
Çin'deki olayların ilk kıvılcımının 26 Haziranda Guangdong eyaletindeki bir oyuncak fabrikasında başladığını belirterek şunları söyledi:
''26 Haziranda Guangdong eyaletindeki başlayan olaylarda 300 kişi hayatını kaybetmişti. Çin, uzun yıllardan beri özellikle son 5 yılda Doğu Türkistan'dan 18-25 yaş arasındaki genç kızları zorla alarak Guangdong eyaletindeki oyuncak fabrikalara götürerek zorla çalıştırıyor. Bu insan hakları ihlaline dünya bugüne kadar göz yumdu. Doğu Türkistan'daki gelişmelerden endişeliyiz. Aldığımız bilgilere göre, ölü sayısı 500'ün üzerinde. Binlerce yaralı var. Dün Urumçi'de gelişmeleri protesto etmek isteyen üniversiteli gençlerin üzerine yaylım ateşi açılmış ve yüzlerce kişi öldürülmüş. Urumçi'de ve diğer kentlerde de olaylar devam ediyor. Gelişmelerden endişeliyiz.''

-ÇİN'İ PROTESTO-

Dernek Genel Başkanı Seyit Tümtürk, bu olayların sorumlusunun Çin hükümeti olduğunu öne sürerek, şunları kaydetti:
''Yarın Ankara'da Çin Büyükelçiliği önünde tüm siyasi parti temsilcilerinin katılımı ile Çin'de yaşanan vahşeti protesto edeceğiz. Basın açıklaması yapacağız. Çin'in acilen gerekli önlemleri alarak Uygur katliamı yapılmasını önlemesini arzu ediyoruz. Olayların, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Doğu Türkistan'ı ziyaret etmesinin ardından başlamısını manidar buluyoruz. Çin'de yaşanan vahşeti izlemek isteyenler Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma derneği adresine girebilir. Doğu Türkistan'ın hür dünya ile internet, telefon ve tüm iletişim ağları kesildi. Yarınki protesto eylemine tüm halkımızı davet ediyoruz. Yarın ayrıca şehitlerimiz için gıyabi cenaze namazı kılacağız.''

* * *

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Hu Cintao, İtalya'da bugün başlayan resmi ziyaretinin ilk gününde insan hakları uyarısıyla karşılaştı.
İtalya Cumhurbaşkanı Georgio Napolitano, Quirinale Sarayı'nda Hu Cintao'yu kabulü sırasında yaptığı konuşmada, "İnsan hakları konusunda yeni adımlar gerekiyor. İtalya, Çin'in kararlarındaki bağımsızlık ve gerekçelerine azami saygı esası çerçevesinde bu meseleyi de ele alma niyetindedir" dedi.
Napolitano'nun Hu Cintao'ya insan hakları konusunda genel bir uyarı yapmakla yetinerek, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki kanlı olaylara açıkça atıfta bulunmaması da dikkati çekti.
İtalya Cumhurbaşkanı Napolitano, "Konuk başkanla Çin'in ekonomik ve toplumsal kalkınma alanında gerçekleştirdiği gelişmenin insan hakları alanında yeni düzenlemeleri zorunlu kıldığı konusunda mutabık olduğumuzu müşahede ettik" diye konuştu.
Bugün İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile de bir araya gelecek olan Hu Cintao, İtalya'nın L'Aquila kentinde düzenlenecek G-8 zirvesine de katılacak.

* * *

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olaylarla ilgili olarak Türk hükümetinin saldırıların derhal durdurulması için vakit geçirmeden kararlı bir tutum sergilemesini, Çin hükümeti nezdinde gerekli girişimlerde bulunmasını ve uluslararası camianın harekete geçmesi için adım atmasını'' istedi.
Bahçeli, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan olaylarla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, ''Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de soydaşların maruz kaldığı saldırı ve katliamların Türk Milletini derin bir kedere ve endişeye sevk ettiğini'' dile getirdi.
Bölgeden gelen ilk haberlere göre olaylarda 140 kişinin hayatını kaybettiğini, yaralı sayısının 800'ü aştığını belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
''Uygur Türklerinin insanlık dramı Türk milleti için çok hassas bir konudur. Türk milletinin arzusu ve beklentisi, soydaşlarımızın Çin'in toprak bütünlüğü içinde temel hak ve özgürlüklerden yararlanacakları şartların ve ortamın hazırlanması ve maruz kaldıkları şiddet ve baskıların biran önce son bulmasıdır.
Bu olayların ve saldırıların Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bölgeye yaptığı ziyaretin hemen sonrasında meydana gelmesi düşündürücü ve esef vericidir. Türk hükümeti Uygurlu kardeşlerimize yönelik saldırıların derhal durdurulması için vakit geçirmeksizin kararlı bir tutum sergilemeli, Çin hükümeti nezdinde gerekli girişimlerde bulunmalı ve bunun ısrarlı takipçisi olmalıdır. Uluslararası camianın da bu insanlık ve hukuk dışı şiddet uygulaması karşısında sessiz kalmaması gerekir. Hükümet, uluslararası camianın bu konuda harekete geçmesi için de gereken adımları bir an önce atmalıdır.''
Bahçeli, MHP'nin, hükümetin bu yöndeki girişimlerini destekleyeceğini ifade etti.

* * *

Doğu Türkistan Gençlik ve Kültür Derneği Onursal Başkanı Arslan Alptekin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olayların nedeninin çok eskiye dayandığını belirterek, ''Bu zulme dayanamayan insanlar artık 'yeterse yeter' diye ayaklanma derecesinde harekete başlamışlardır'' dedi.
Alptekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yaşanan olayların Kanton eyaletinin bir fabrikasında çalışan işçilere Çinlilerin hücum ederek, Uygur işçileri öldürmesine bağlandığını ifade eden Alptekin, ''Buna öyle bakmamak lazım. Bu olay çok eskiye dayanır. Bu zulme dayanamayan insanlar artık 'yeterse yeter diye ayaklanma derecesinde harekete başlamışlardır. Çin devlet terörü Doğu Türkistan'da çok şiddetli bir şekilde esmektedir. Bu zulme, işkencelere bu katliamlara dayanamayan millet birden bire ayaklanıyor' diye konuştu.
Kanton eyaletindeki fabrikada çalışanların mecburi olarak oraya götürülüp çalıştırıldığını, bunların boşalttığı yerlere de Çin'den göçmenler getirip yerleştirildiğini savunan Alptekin, ''buradaki maksat Doğu Türkistan'daki nüfusun tamamen eritilmesi ve yok edilmesidir'' iddiasında bulundu.
''Orta Asya coğrafyasında senelerden beri oynanan büyük oyun olduğunu'' öne süren Alptekin, ''Amaç Doğu Türkistan'daki Müslüman Uygur Türklerinin tarih sahnesinden silmektir'' diye konuştu.
''Şiddetsiz ve BM'nin tanımış olduğu haklar çerçevesinde çözüm önerilerinde bulunduklarını'' anlatan Alptekin, şunları kaydetti:
''Doğu Türkistan'da 'Nasıl olsa öleceğiz. Yatıp öleceğimize savaşıp ölelim' diyen gençlerimiz var. Bunun böyle olmasını istemiyoruz. Çinlilere bir mesaj yolluyoruz devamlı olarak. 'Her iki tarafın menfaatine göre bir çözüm yolu arayalım. Demokratik bir sistemde, insan hakları dahilinde bir çözüm arayalım' diyoruz ama bunu kabul etmiyorlar. Şimdi Doğu Türkistan'ı Çin'in ayrılmaz bir parçası diyorlar. Buradaki halkın Çin'e bağlı olduğunu söylüyorlar. Fakat orada Uygur Türk'leri ikinci sınıf değilde onuncu sınıfın aşağısında bir muamele görüyor.
Çin'de bir çocuk sınırlaması varken, Doğu Türkistan'da yaşayan Çinlilere ne kadar çocuk yaparsanız yapın deniliyor. İnsan yaşamının kalitesini yükselteceğiz deniliyor. Uygurlara imkanlar sunarak kaliteli yaşama imkanı sağlanmıyor. Urumçi'de çıkan hadise bunlardan dolayı senelerden beri birikmiş olan kin, nefret, artık dayanamamazlıktır.''
İki tarafında şiddet kullanmasını istemediklerini dile getiren Alptekin, şu anda Avrupa ve Amerika'da Doğu Türkistan davasının iyi bir konuma geldiğini, şiddetsiz siyaset ve kendi kaderlerini kendi belirleme yöntemini sürekli dile getirdiklerini kaydetti.


Dışişleri Bakanlığı, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de meydana gelen olaylara sebebiyet veren sorumluların en kısa zamanda tespit edilmesinin ve adaletin tecelli etmesinin beklendiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'de dün meydana gelen olaylarda, edinilen ilk bilgilere göre 140'tan fazla insanın hayatını kaybettiğinin, 800 kişinin de yaralandığının derin üzüntüyle öğrenildiği belirtildi.
Açıklamada şöyle denildi:
"Olaylara sebebiyet veren sorumluların en kısa zamanda tespit edilmesini ve adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. İstikrarlı ve müreffeh bir ülke olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen Çin Halk Cumhuriyeti'nde bu tür olayların ileride meydana gelmemesi için gerekli tedbirlerin alınacağına inanıyoruz. Yaralılara acil şifa, hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına ve başta Sincan Uygur Özerk Bölgesi halkı olmak üzere tüm Çin halkına başsağlığı diliyoruz."

Çin'de Sopalı Gruplar MÜSLÜMAN arıyor!!!!

Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne giren TRT Türk muhabiri gündüz saatlerinde bazı caddelerde sopalı grupların dolaştığını kaydetti.Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan etnik gerilimden sonra bölgeye giden Türk televizyoncu TRT Türk muhabiri Levent Uluçer gerilimin hala devam ettiğini söyledi.

URUMÇİ'DEN İLK CANLI YAYIN

Uluçer, resmi rakamlara göre 156 kişinin yaşamını yitirdiği Urumçi'de yaşananları TRT Türk'te yayınlanan Dünyamız Detay programında canlı yayınla izleyicilere aktardı.

Programda sokaklarda askerlerin geniş güvenlik önlemleri aldığını aktaran Uluçer, gündüz saatlerinde bazı caddelerde sopalı grupların dolaştığını kaydetti. Bu grupların genellikle Han milliyetinden Çinliler olduğunu belirten TRT Türk muhabiri, Uygur Türklerinin sokağa çıkmaya çekindiğini ve günü daha çok evlerinde geçirdiğini söyledi.

Akşam saatlerinde başlayan sokağa çıkma yasağının ardından kentte bir ölüm sessizliğinin hakim olduğunu belirten TRT Türk muhabirinin görgü tanıklarına dayanarak verdiği bilgiye göre Urumçi'de tansiyon yakın tarihte hiç olmadığı kadar yüksek.



KATİL ÇİN,DOĞU TÜRKİSTAN ZULMÜNÜ UNUTMAYACAĞIZ
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye


emeğine sağlık kardeşim
ALLAHU teala razı olsun

üst bölümde biraz oynama yaptım hakkınızı helal edin
yazının veya şeklinin bir ehemmiyeti yok ben ince yazıları okumakta güçlük çekiyorum o nedenle
diğer bölümleride worde kopyalayıp okudum :ççk:​
 

*TuanA*

Vip Üye
Özel Üye
ALLAH razı olsun
Amerika ve israille beraber çin mallarınıda boykot ediyoruz inşALLAH...
Müslümanımın teline dokunana bir kuruşum geçmesin...
 

enes61

KF Ailesinden
Özel Üye
Soyumun kokusu eser serinden,
Güneşi batmayan şehir Türkistan
El açıp öpseydim eşiklerinden,
Cennetten fışkıran nehir Türkistan…

Firdevs’i Rudeki ünlü Farabi,
Kadizade Rumi İbn-i Arabî,
Yusuf Has Hacip’i renk renk türabi,
Sonsuza hülyâlı şiir Türkistan...

Evlad-ı Resulün Pir-i Türkistan,
Kusam bin Abbas’ın nuru Türkistan,
Divani lugati’n yeri Türkistan,
Semerkand aksanlı şair Türkistan.

Muhammedi ışık tarihe inat,
Gönül sultanları sana emanet,
Ey Hiva! Ey Yesi! Buhara Taşkent,
Dört mevsim gül kokan bayır Türkistan.

28.01.08 Bursa

Okuyan: Yaşar Gürlek / Hollanda
Şiir : Türkistan / Ömer Ekinci Micingirt

Esiristan
Bakarken dünyanın dört bir yanını
Kuzeyde gördüm kanayan bir yaramı.
Vatan diye inlerken Kırım Halkına
Unuttuk biz eski öz vatan toprağını.

Gönül bahçesi mahzundu bu akşam.
Kopardılar Balkanlar’ı Anadolu’dan.
Hasret kokusu geldi azgın Tuna’dan.
Özelleştirdik mi yoksa sizleri baştan?

Arap ellerinden geliyor şimdi çöl havası.
Hani Yemen’de vermiştik kahve molası.
Sina Çölü bile Sultan Selim’in hatırası.
Yanıyor Bağdat, ümmetin namus belası.

Doğuya dönünce aklıma geldi Türkistan.
Çin zulmüyle inlerken garip esiristan,
Nerde Gök Bayrak, nerde Alptekin Han?
Ah anayurdum ah, esir Doğu Türkistan!

Turancılık mı yaptım yoksa bilmeden?
Tüm soydaşlarım rahata, huzura ermeden,
Göçersem bu fani dünyadan, görmeden,
Huzura çıkamam, ar ederim kendimden.
 
Üst