Diş Hekimi Korkusu

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici

Diş Hekimi Korkusu Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları dişhekimi,dişhekimi korkusu,dental fobi,psikoterapi,bilinçaltıBir kişi neden diş sorunlarını halletmek için rahatlıkla bir dişhekimine başvurup bu sorunlardan rahatlıkla kurtulabilirken, bir diğeri yıllar boyunca bu işlemlerden kaçınır ve hatta bu sorun sağlığını tehdit edici bir noktaya gelse bile dişhekimine gidemez?


Eğer ekonomik, erişilebilirlik vb. koşullar engel teşkil etmiyorsa genellikle bu durumun nedeni aynı konu hakkında insanların birbirinden farklı düşüncelere sahip olmalarıdır.

"Dental Fobi"yi dişhekiminin koltuğunda yaşanan hafif tedirginlikten, genel sağlığı tehlikeye girse bile yıllarca dişhekimine gitmemeye kadar uzanan bir ruhsal problem şeklinde özetleyebiliriz. Peki ama bir insanı başka bir insanın rahatlıkla altından kalkabildiği durumlardan alıkoyan bu problemin nedenleri ve çareleri nelerdir?

Fobiler yani belirli ortamlar veya nesnelere karşı duyulan gerçeküstü korkular, yıllardan beri psikiyatrinin konusu olmuştur. Bu korkulara örnek olarak hayvanlara karşı duyulan korkular, uçak vb. araçlara binmeye yönelik korkular, kanser vb. hastalıklara yakalanma ile karakterize sağlığa zarar gelmesinden duyulan korkular verilebilir. Aslında burada korku duyulan nesne veya ortamlarda çoğunlukla bir gariplik yoktur. Elbetteki bu ortam veya durumlarda gerçekçi tehditler vardır. Bindiğiniz uçak düşebilir de... Ancak burada önemli olan, var olan tehdit algısının artması ile beraber kişinin yaşadığı duygunun başedilemez seviyede oluşudur. Düşüncenin içeriğinde gerçekçi yanlar olmakla beraber tehlikenin ortaya çıkma olasılığında bir hesaplama hatası söz konusudur.

Dişhekimine gitme korkusu da bu fobilerden biridir. Ağzının içine vınlayarak giren bir torna, keskin parlak metaller çoğu insan için hoş olmayan duygular ve hatta gerçekçi duyumlar yaratabilir. Ancak sağlıklı düşünüldüğünde elde edilecek fayda için bu başedilebilir bir sıkıntıdır. Fobik bir kişi ise bu tehlikeyi bir felaket olarak değerlendirir. Dişhekimine gittiğinde ya da gitme düşüncesi aklından geçtiğinde şöyle düşünceler aklına üşüşür:
-Doktor tornayı elinden kaçıracak, dilim ve yanağım parçalanacak.
-Kesin anesteziye karşı allerjim vardır. Anesteziden bir daha hiç uyanamayacağım.
-Acı öyle dayanılmaz olacak ki çıldıracağım.

Zihne hücum eden bu ve benzeri düşünceler kişilerin hangi davranışlarda bulunacağını belirler. Bilişsel ve davranışçı terapiler de tam bu alanda kişilere tedavi anlamında yardımcı olmaya çalışır. Bu nedenle psikoterapistler gerçek dışı kaçınmaların varlığında öncelikle kişide bu kaçınmalara neden olan ve kişinin o sırada aklından geçen düşüncelere odaklanırlar. Ortak sorumuz ise şudur:
"O sırada aklından ne geçti?"

Doktorun ofisine gitmemesini veya koşarak kaçmasını sağlayacak aşırı duygularından hemen önce aklından geçen bu "olumsuz otomatik düşünceler" tespit edilmeye başlandığında kişi artık tepkisinin bir "delilik" olmadığını, zihinsel bir sürecin sonucu olduğunu anlamaya başlar. Aklından geçen bu düşüncelere kanıt ve karşı-kanıt arama çalışması bilişsel terapinin en güçlü silahlarından biridir.
Yani tüm bu düşünceler mercek altına yatırılarak, kanıt ve karşı-kanıt aranır:
"Bildiğin kaç doktor tornayı elinden kaçırmış ve insanların ağzı parçalanmış? Sorun çıkmadan tedavisini olmuş kaç hasta tanıyorsun?"

Elde edilen cevaplara göre korkulan durum tekrar çerçevelenmeye çalışılır:
"Korktuğun durumlarla sorunsuz geçen durumları karşılaştırdığımızda dişhekimine gitmeme isteğini nasıl değerlendirebiliriz?"

Genellikle bu soru kişinin tepkisinin, tehlikeye oranla gereksiz büyüklükte olduğunu tam olarak anlamasına neden olur. Eğer korkma alışkanlığı kişinin kişiliğinin derinliklerine çok işlememişse aşamalı olarak mantıksız kaçınmaların üstüne gidilmeye başlanır. Belki ilk gün sadece dişhekiminin bekleme odasına gidilir. Ertesi gün veya bir sonraki hafta sadece dişhekimi koltuğunda oturulur. Fobinin konusuna göre belki bir süre sonra küçük işlemlere kısa sürelerle başlanır. Bu aşama terapi sürecinin davranışçı kısmını oluşturur. Bu tekniğin bir diğer adı da "aşamalı maruz bırakma"dır. Tedavinin sonuçları ise çoğunlukla yüz güldürücüdür. Bununla beraber bazen eşlik eden duygular o kadar yoğun olabilir ki kişi düşüncelerinin farkında olmasına rağmen "maruz kalma egzersizleri"ni yapamayabilir. Bu gibi durumlarda ise daha uzun süren psikoterapiler veya ilaç tedavisi eklenmesi faydalı olabilir.

Fobiler, diğer psikiyatrik hastalıklar gibi psikiyatrinin konusudur. Bu nedenle de uzmanlarca tedavi edilmelidir. Ancak fobik kişilerle çalışan kişilerin sadece işin mantığını bilmesi bile sıkıntı çeken kişiye yardımcı olmasına yarayabilir. Kişinin korku ve kaçınmasına neden olan düşünceler, aslında en iyi dişhekimi tarafından saptanabilir. Ve bu düşüncelere karşı kanıtlar da en iyi dişhekimleri tarafından bilinir. Bu nedenle bilişsel ve davranışçı tekniklerden haberdar olan bir dişhekiminin; hastasının bilinçaltında yatan düşüncelerini saptaması ve buna ilişkin aksi örnekleri uygun bir dille hastasına anlatması, hafif vakaların herhangi bir ek tedavi alınmadan giderilmesine olanak tanıyabilir. Bunların dışında orta ve ağır olgular uzmanların yardımını gerektirebilir
 

out of whack

© ◄ Ayarsız..! ►
Forum Administrator
ben dişçilerde barışamadım gitti, aslında şu aralar gitmem gerek ama, ben bu konuyu görmemiş olayım :ops::salla:
 

asya_kurt

◄ كُن فَيَكُونُ ►
Özel Üye
Arı sesinden hiç korkulur mu.


dis_hekiminden_ilginc_yontem_h33394.jpg
 

araf

KF Ailesinden
Özel Üye
Kucukken bi aile discimiz vardi babamin arkadasi disim cok agriyor kucuk hali korkuyorum..
Bakicam sadece cekmicem dedi.birde babamdan oyuncak sozu aldiktan sonra actim agzimi disci amca biranda cekmesii
Disimi. Ogun bugundur urkmusumdur disciden...
 
Üst