Dest:
f. El, yed.
* Mc: Kudret, fayda, nusret, galebe.
* Düstur.
* Tasallut.
* İkmâl.
* Âlî makam. Meclisin şerefli yeri.
Dest-i gaybî:
f. Görünmez el, inâyet-i İlâhi.
* Mc: Allah'ın yardımı.
(Hava o kadar çok vazifelerle gayet hakîmâne ve kerîmâne istihdam olunur ki, güya o câmid havanın şuursuz zerrelerinden herbir zerresi, bu Kâinat Sultanından gelen emirleri dinler, bilir ve hiçbirini geri bırakmayarak, o kumandanın kuvvetiyle yapar ve intizamla yerine getirir bir vaziyetle, zeminin bütün nüfuslarına nefes vermek ve zîhayata lüzumu bulunan hararet ve ziya ve elektrik gibi maddeleri ve sesleri nakletmek ve nebatatın telkîhine vasıta olmak gibi çok küllî vazifelerde ve hizmetlerde, bir dest- i gaybî tarafından gayet şuurkârâne ve alîmâne ve hayatperverâne istihdam olunuyor.Ş.)
Dest-i istibdad:
İstibdadın verdiği azap, istibdadın eli.
Dest-i rast:
Sağ el, sağ taraf.
Dest-ü pâ(y):
El ve ayak.
Dest-be -dest:
f. Elden ele, el ele.
* Peşin satış.
* Birbirine bitişik olan.
Dest-bus:
f. El öpme.
Dest-beste:
f. El bağlamış, eli bağlı.
Dest-dirâz:
f. El uzatan, zulmeden.
* Sarkıntılık etme, el uzatma.
Dest-gîr:
f. Muavenet. Arka olmak. Tutucu, yardımcı, muin. Zahir.
Dest-res:
f. İsteğine ulaşan, elini yetiştiren.
* Kudret, zenginlik, iktidar.
K:Yeni Lûgat
f. El, yed.
* Mc: Kudret, fayda, nusret, galebe.
* Düstur.
* Tasallut.
* İkmâl.
* Âlî makam. Meclisin şerefli yeri.
Dest-i gaybî:
f. Görünmez el, inâyet-i İlâhi.
* Mc: Allah'ın yardımı.
(Hava o kadar çok vazifelerle gayet hakîmâne ve kerîmâne istihdam olunur ki, güya o câmid havanın şuursuz zerrelerinden herbir zerresi, bu Kâinat Sultanından gelen emirleri dinler, bilir ve hiçbirini geri bırakmayarak, o kumandanın kuvvetiyle yapar ve intizamla yerine getirir bir vaziyetle, zeminin bütün nüfuslarına nefes vermek ve zîhayata lüzumu bulunan hararet ve ziya ve elektrik gibi maddeleri ve sesleri nakletmek ve nebatatın telkîhine vasıta olmak gibi çok küllî vazifelerde ve hizmetlerde, bir dest- i gaybî tarafından gayet şuurkârâne ve alîmâne ve hayatperverâne istihdam olunuyor.Ş.)
Dest-i istibdad:
İstibdadın verdiği azap, istibdadın eli.
Dest-i rast:
Sağ el, sağ taraf.
Dest-ü pâ(y):
El ve ayak.
Dest-be -dest:
f. Elden ele, el ele.
* Peşin satış.
* Birbirine bitişik olan.
Dest-bus:
f. El öpme.
Dest-beste:
f. El bağlamış, eli bağlı.
Dest-dirâz:
f. El uzatan, zulmeden.
* Sarkıntılık etme, el uzatma.
Dest-gîr:
f. Muavenet. Arka olmak. Tutucu, yardımcı, muin. Zahir.
Dest-res:
f. İsteğine ulaşan, elini yetiştiren.
* Kudret, zenginlik, iktidar.
K:Yeni Lûgat
Moderatörün son düzenlenenleri: