Ders İçinde Bir Öğretmen Nelere Dikkat Etmelidir?

_HAMZA44_

Tecrübeli
Ders İçinde Bir Öğretmen Nelere Dikkat Etmelidir?
1- Diksiyonuna, jest ve mimiklerine, el ve vücut hareketlerine çok dikkat etmelidir. İcabında aynanın karşısına geçip bir aktör gibi kendini eğitmelidir.
Öğrencinin karşısına çıkan bir öğretmen de onun itibarına dokunacak ve onu hafife aldıracak hiçbir zaafı olmamalıdır.
Aynı zamanda ders anlatırken öğrencilerin dersi anlayabilmeleri için ne süratle konuşacak, ne de ses tonunu çok alçaltarak anlaşılmaz ve bayıltıcı kılmayacaktır.
2- Tahtayı kullanma, tahtayı kullanma adına titizlik gösterme, bir öğretmenin verimliliği adına çok şey ifade eder.
Tahtadan kopuk işlenen ders, ders değildir.
Tahtayı kullanma da bir plan dahilinde ön hazırlık gerektirir.
Ön hazırlığı ve planı olmayan her iş verimsizliğe mahkumdur.
Öğretmen arkadaş, her şeyiyle öğrenciye kendini imrendirici kılmaya mecburdur.
Renkli tebeşirlerle, muhakkak güzel, okunabilir bir yazıyla tahtayı kullanmalıdır.
Bir de öğretmen tahtayı kullanayım derken bir yanıyla da öğrencilerle olmalıdır. Siz onlardan koparsanız onlar da sizden kopar.
3- Dersin özelliğine göre dersle ilgili çeşitli kaynak, materyal, poster, şekil, sesli-görüntülü alet, tepegöz vb... Bunlarla ders işleyebilmek, bu zenginliklerden istifade edebilmek çok önemlidir. Tabii ki bu da bir ön hazırlık, gayret ister.
4- Öğretmen bir dersi nasıl sunabilmelidir?
Her dersi farklı bir şekilde sunabilmeniz, için ön hazırlık yapmak şarttır. Bu farklılığı her derste sunabilirseniz tekdüzelikten uzak, etkili bir ders yapmış olursunuz.
Ders sunarken öğrencilerin duygusal zekalarını tahrik edebilme, onlarda merak uyarabilme çok önemlidir. Eğer öğretmen öğrencisinin öğrenme iştahını uyarmadan dersini sunmaya kalkarsa gerçek manada konuyu hazmettiremez, ancak o konuyu ezberletmiş olur, ezbercilik yapmış olur.
Anlattıklarımızı sindirmeliyiz. Öğrenciyi zihnen konuya hazırlamalıyız, öğrenciyi motive etmediğimiz taktirde bütün yaptıklarımız ve emeğimiz boşa gider. Gerçek öğretmen ve vazife şuuruna müdrik öğretmen en önce öğrenciyi motive edebilen ve aynı zamanda dersine mutlak surette planlı ve hazırlıklı gelen öğretmendir.
5- Öğrencinin genel katılımı sağlanmayan ders, öğretici tarafından ne kadar mükemmel de sunulsa, güzel bir ders değildir.
Öğretmen derste bir orkestra şefi olmalıdır. Bütün nefesli, nefessiz çalgı aletleri ve elemanları ile öğrenci orkestraya iştirak ettirilmiş olmalıdır.
Öğretmen dersini ders saati içinde öğretmesini, her öğrenciye özelliğine göre iletişim kurarak inmesini bilebilmelidir.
Bir öğretmen ders içinde ilgi ve alakayı temin edemiyor, öğrencilerin dersten kopmalarına göz yumuyor, görmezlikten geliyorsa, o öğretmenin hem mesleğine hem de kendine olan saygısında bir problem var demektir.
6- Aktif ve verimli bir ders, hazırlıklı gelmiş öğrencilerin katılımıyla elde edilir. Öğrencinin derse hazırlıklı gelmesi öğretmenin maharetini ve seviyesini gösterir. Dersine ve öğrencisine gerçek manada sahip öğretmen, mutlaka hem kendisinin hem de öğrencisinin derse hazırlıklı gelmesini sağlar. Ve böylece öğrencinin derse katılımı ve ders içi diyalogu sağlıklı bir şekilde olur.
7- Ders kürsüde oturarak takrir (anlatım yoluyla) yapıldı mı, ne kadar güzel anlatırsak anlatalım ders içindeki muhataplarımız bizi belirli bir müddet d,inler ve sonra dersten koparlar.
Oturarak ders işlenmez. Bir öğretmen oturuyorsa, ya ders içinde çok efor sarfetmiştir, haklı olarak o an oturabilir, ama oturmayı adet haline getirmiş ise ya kendine tam güveni yoktur ya da mesleğinin yorgunu olmuştur.
8- Öğretmenin kılığı-kıyafeti ile birlikte sınıfının düzeni de, sınıfına çeki-düzen vermesi de iş edinip ortaya koyabilmesi de çok önemlidir. Bir öğretmenin bu artısıdır. Ne derbederlikte ne de düzensizlikte verimlilik aramayalım. Verimli olmanın ön şartı hem öğretmenin kendi vitrinini hem de sınıfının tertibini sağlamasıdır.
9- Tenefüsde mutlaka öğretmen tarafında bir öğrenci vazifelendirilerek tahtaya gün, tarih, dersin ve öğretmenin adı, dersin konusu ve ana hatlarıyla yazdırılmalıdır.
10- Ödev vermek, yerinde ve ihtiyaca yönelik ödev verebilmek, öğretmenin ciddi bir çalışma ve araştırmasına dayanmalıdır. Ödev vermek için, verilen ödev, ödev değildir. Ödev verirken ne istediğini ve getirisinin ne olması gerektiğini öğretmen çok iyi bilmelidir. Ve bilerek ödev vermelidir.
Ödev vermek kadar ödevi değerlendirmek ve takip etmekte önem arzeder. Değerlendirilmeyen ve takip edilmeyen ödev bir şey ifade etmez.
Öğretmen muhakkak verilen her emeğin takipçisi ve değerlendiricisi olmalıdır.
11- Öğretmen dersi adına sınıfta hiçbir mazeretin arkasına sığınmamalıdır. Kendi kendine üretmesini, öğrencilerini tatmin ederek, faydalı olmasını bilebilmelidir. Verimsiz, hedefsiz,, plansız ve yetki-sorumluluğunu bilmeyen öğretmenin mazereti kabul edilemez.
Öğretmen önce kendi mesleği adına gaye-yi hayalinin peşinden koşucu olmalıdır, hedefsizlikle bir yere varılamaz. Nasıl verimli olabilirim?diye mesaisini, katlayarak çok çalışmalı öğretmenliğin ona verdiği yetki ve sorumluluğu sonuna kadar ifade etmesini bilmelidir.
Mesai tanzimi ve planlı çalışmayı hiç göz ardı etmeden, aşk derecesinde insanı ve mesleğini severek gayretini ortaya koymalıdır.
Eğitim dinamik bir süreçtir. Öğretmen devamlı ileriye doğru bakabilen ve kendini yetiştirme adına cehd edebilen bir eleman olmalıdır.
Yer yüzü mirasçısının ön temsilcisi öğretmenlerdir. Eğer kendilerini motive ederek, kendilerini yetiştirmeleri adına bir gayret içinde değillerse gerçek manada öğretmenlik yapmaları mümkün değildir. Hem kendilerini aldatmış olurlar, hem de kendilerine teslim edilen bir nesli heba etmiş olurlar.
12- Öğretmen öğrencisini hayata taşıyan en önemlisi rehberdir.
13- Öğretmen öğrencilerine öğrenmeyi öğretebilmelidir.
14- Öğretmen öğrencisini gerçek hayatta yaşanması gerekene göre eğitmelidir.
15- Öğretmen öğrencilerine düşünmeyi öğretmelidir.
16- Öğrenci öğretmeninden aldığı mesajlarla hem hayatı, hem de kendini müspet manada sorgulayabilmelidir.
17- Her öğrencisini tanıma ve onlarla birebir meşgul olma adına vazifelidir öğretmen.
18- Öğretmen kendi kendini, mesleğini ve insanlarla olan münasebetini devamlı sorgulayabilen, sorgulatabilen ve netice itibariyle kendine çeki düzen verebilendir. Öğretmen öğrencisini hem çalışmaya ikna etmede, hem de yetiştirme adına ne yapılması gerekiyorsa sorumlu olur, olmuyor, olmaz demeye hakkı yoktur.
19- Bir okulda gerçek manada tam bir iştirakle, arzuyla geçiştirmeden herkesin inandığı bir öğretmenler kurulu oluyorsa, zümre toplantıları yapılıyorsa, sınıf öğretmenler toplantısında öğrenciler tek tek ele alınıyorsa, rehberlik toplantıları kamil manada periyodik yapılabiliyorsa, o okulda gerçek verimlilikten, eğitim ev öğretimden söz edilebilir.
Eğitim ve öğretimin işte o zaman tadına varılır ki, bu da gerçek manada netice almadır. O zaman öğretmen, hem kendini, hem de öğrencilerini, motive eder, dersi derste öğretir, öğrencilerini hayata kazandırmış olur.
O zaman idare ve öğretmen, personel arasında takım ruhu olur. Muavenet ve sevgi eser. Birbirine saygıdan söz edilebilir. O zaman eğitici kol faaliyetleri, dışa açılım, tanıtım, sosyal-kültürel-sportif faaliyetler kamil manada bir şey ifade eder.
20- Bir okulun öğrencisi şunları söyler hale gelmemelidir: İhmal ediliyoruz, ilgi, sevgi ve şefkat istiyoruz, bekliyoruz, sorunlarımızın üzerine gidilmiyor ve cevap verilmiyor, hiç olmazsa bizi bir dinleseler, evet onlara bir şeylerin anlatılmasına, ikna olmalarına ihtiyaçları var, ders içinde daha sıcak yaklaşım ve diyaloglarla güven veren tavırlarla muamele görmek istiyoruz...
Öğretmenlerin fazilet dolu örnek davranışlarının onlarda çok müspet duygu ve düşünceler uyardığı hatta bu duygularını eve bile taşıdıklarını, evde ailelerine anlattıklarını da söylemekteler.
Sert tepkilerle umumun içinde rencide edilmek, olur-olma her şeyden azarlanmak, değer verilmemek, alay edilmek, hafife alınmakta istemiyorlar.
Öğrenciler kendilerine güvenilmesini ve öğretmenlerine de güvenmek istiyorlar.
Öğretmeninin her sözünün arkasında durmasını, öğrencilerin haklarının yanında ve isteklerinin de takipçisi olmasını arzu etmektedirler.
Evet bu yukarıda sıralanan ve istenilen taleplerin hepsi beşeri ve insani hak ve beklentilerdir. Öğretmende öğrencisi ile olan hukuku gereği bu isteklere cevap vermek mecburiyetindedir.
Bu bir fedakarlık değil, öğretmenliğin bize verdiği sorumluluk ve yükümlülüktür.
 
Üst