Çocukları Obez Yapan Anneler

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
Her anne gibi ben de, çocuklarımın sağlıklı ve düzenli beslenmesini istiyorum. Bunun için, zaman zaman çocuklara karşı baskı uyguladığımı da itiraf etmeliyim. Kızımı ilk altı ayında sadece anne sütüyle besledim. Daha sonra, sırasıyla alması gereken gıdalara geçtik. Yemeklerini hep kendim taze taze yapıp bilendırdan geçirdim.


Kızımın bir gün, yaptığım ıspanak püresi tabağının tam ortasına eliyle vurup, mutfakta kurbağaların dolaştığı görünümünü vermesi bile beni yıldırmamıştı. Çok zor durumda kalmadığım ve misafirlikte olmadığım zamanlar kızıma genelde hep kendim yemek hazırladım. Hazır kavanoz mamalarından çok nadir aldık. Kızım yemek istemediği zamanlar arkasından kaşıkla dolaşıp mutlaka yedirmeye çalıştım. Oğlumu memeden tam bir yaşına girdiği gün kestim. (Üç yaşına kadar sırf uyutmak için emzirdiğim kızımdan tecrübe kazanmış, aynı hatayı düşmemiştim.) Evde iki çocuk olunca, bizim yemek menülerimiz de hep onlara göre ayarlandı. Çocuklar ne istiyor, ne seviyorsa onlar yapıldı. Benim çocuklarım minyon tipli oldukları için bana hep diğer çocuklara göre zayıf gelmişlerdir. Bu nedenle onları yedirmek için kendimi parçaladığım günler oldu. Hatta ‘zayıflar, bir şey yemiyorlar’ diye doktorlara götürdüm. Her defasında, çocukların sağlıklı oldukları ve yemek konusunda endişelenmemem gerektiği şeklinde öğütler alarak geri döndüm.


Doktorlar ne derse desin, bana göre, benim çocuklarım hep zayıftı ve devamlı yemeleri gerekiyordu. Kızımın arası hiç bir zaman çikolata ve şekerlemelerle iyi olmadı. Ortalıkta olan şeker ve çikolataları tenezül edip yemez. Yediği domates, salatalık, biber, havuç, elma. Hatta çiğ ıspanak ve brokoliyi de çok severek yer. Gerçekten sağlıklı beslenir. Oğlum, sebze ve meyveleri severek yese de, tatlılar, çikolatalar ve şekerlemeler vazgeçilmezi. Kimi zaman, sırf yemekten sonra şekerlemelerden yiyebilmek için yemek yemiştir. Bir gün annem, çocukların peşinden koşmaktan kendime hiç bakamadığımı, çok zayıf olduğumu söyleyince irkildim. Ben gerçekten zayıf mıydım? Oysa kendime göre, benim fazlalıklarım vardı. Bu nedenle düzenli olarak spor yapıyordum. Yediklerime dikkat etmeye çalışıyordum. Anneme henüz istediğim kiloya düşemediğimi söylediğimde, bana ‘gandiler’ gibi kuruduğumu, bir gün zayıflıktan hastalanacığımı kızarak anlatmaya başladı.


Zayıflamak için ter döken ben, anneme göre kurumuş bir deri bir kemik kalmıştım. Bana göre ise, annem şaşırmıstı. En az beş kilo fazlalığım vardı. Yani kendim kilolu, çocuklarım çok zayıftı. Onlara devamlı yemeleri için baskı uyguluyordum. Son zamanlarda kızım, katlanan göbeğinden sonra, "artık yemesine dikkat etmesi gerektiğini" söyleyince cevabımı da aldım.


Her zaman bilmiş kızım, "bunun suçlusunun da ben olduğumu, devamlı ona zorla yedirdiğimi, şimdi de yemekten vazgeçemediğini" söyledi. "Hatta diğer arkadaşları gibi zayıf olmak istediğini" ağlayarak dile getirdi. Simdi yıllardır yemesi için baskı yaptığım kızıma karşı kendimi suşlu hissediyorum.


Artık çocuklara yemek konusunda baskı yapmak yok.


Canım kızım, annesi ne yaptıysa iştahlı iştahlı yiyor. Oğlum ise, bu konuda çok iradeli. Ben ne yaparsam yapayım, canı istemediği hiç bir şeyi yemiyor. Ama, artık ısrar eden bir anne değilim. Dersimi aldım.


Bundan sonra sadece sağlıklı yemek hazırlamakla yükümlüyüm.


"Ye ye", diye çocukların arkasından koşma devri kapandı.....


Gününüz aydın, yaşamınız mutlu olsun

Zekiye Altınkır
 
Üst