Cidd:
Çalışmak. Ciddiyetle yapmak.
Cidden:
Şaka olmayarak. Gerçekten. Ciddi olarak.
Ciddî:
Gerçek. Hakikat.
* Ağırbaşlı, hâlleri sakin olan kişi.
* Mühim.
Ciddiyat:
Hakiki sözler. Ciddiyetler.
Ciddiyet:
Ciddîlik.
* Ağırbaşlılık, sakin hâllilik.
* Ehemmiyet.
(Ahlâk-ı âliyeyi ve yüksek huyları hakikata yapıştıran ve o ahlâkı daima yaşattıran, ciddiyet ile sıdktır. Eğer sıdk kalkıp araya kizb girerse, rüzgârlara oyuncak olan yapraklar gibi, o adam da insanlara oyuncak olur. İ.İ.)
K:Yeni Lûgat
Çalışmak. Ciddiyetle yapmak.
Cidden:
Şaka olmayarak. Gerçekten. Ciddi olarak.
Ciddî:
Gerçek. Hakikat.
* Ağırbaşlı, hâlleri sakin olan kişi.
* Mühim.
Ciddiyat:
Hakiki sözler. Ciddiyetler.
Ciddiyet:
Ciddîlik.
* Ağırbaşlılık, sakin hâllilik.
* Ehemmiyet.
(Ahlâk-ı âliyeyi ve yüksek huyları hakikata yapıştıran ve o ahlâkı daima yaşattıran, ciddiyet ile sıdktır. Eğer sıdk kalkıp araya kizb girerse, rüzgârlara oyuncak olan yapraklar gibi, o adam da insanlara oyuncak olur. İ.İ.)
K:Yeni Lûgat