Bulutlar geçiyor üstümüzden.

  • Konuyu başlatan AhDe_VeFaLi
  • Başlangıç tarihi
A

AhDe_VeFaLi

Ziyaretçi

Bulutlar geçiyor üstümüzden.



Aklıma, Dost’un yüzü geliyor. Adını anarken, kalbime ateşin düşüyor. İlkbahar yağmurları yüklü bulutlar gibi, ümmete rahmet oluşun…


Bulutlar geçiyor üstümüzden.


Ağaçlardan yapraklar düşüyor. Aklıma ecelim düşüyor. Ömür ağacından, sessiz ve usûl usûl ve titrek bir yaprak, ölüm meleğine doğru süzülüyor; üstünde adım yazılı. İçime, verilmemiş cevapların korkusu düşüyor.


Bulutlar geçiyor üstümüzden.


Üç dört yaşlarında bir erkek çocuğu, Mahmud bin Rebî, gülücükler saçarak, bahçede oradan oraya kaçıyor. Arkasında, ona ağzındaki suyu püskürten, âlemlerin Rahmet’i... Dudaklarından saçılan her bir damla, bir inci olup meleklerin avucuna düşüyor. Varlığı âlemlere rahmet olan Sevgili, seninle dolu hâtıralar, hâtıralarım oluyor, yâdıma düşüyor.




Bulutlar geçiyor üstümüzden.




Aynadaki yüzüm eskiyor, içimdeki özüm değişiyor. Cennet bahçelerinde bir zümrüd-ü ankâ kanat çırpıyor. Melekler kimi secdede, kimi rukûda, kimi kıyamda seni tahdis ediyor. Sana âşinâ ruhlarımız, elest bezmini özlüyor. Yoğun kesâfeti içinde dünyanın, rûhuna âşinâ bir cânla, cânımız seyrü sülûke çıkıyor. Dünyada birer yolcuyuz biz, vatan seninle olabildiğimiz her yer oluyor.


Bulutlar geçiyor üstümüzden.


Yağmur, toprağa düşüyor. Balçık, insana dönüşüyor. İnsan, Ebu’l-Hasan Harakânî hazretleri gibi “Türkmenistan’dan Şam’a kadar uzanan coğrafyada hüzünle atan hangi kalp varsa, o benim kalbimdir.” diyerek, tek yürek olup atıyor.


Bulutlar geçiyor üstümüzden.


Rahmet bulutları beklerken gökten, yere ateş okları yağıyor. Kulaklarımı helâk olan kavimlerin çığlıkları dolduruyor. Gönlüme kıvılcım düşüyor. Günahlarımın ateşi yanıyor, bir duman benliğimi sarıyor. Boğulan rûhuma açılan pencere, Sen’in yanın…


Bulutlar geçiyor üstümüzden.


“Hayat, gördüğünden ibaret değil!..” diyor derviş. Gözlerine bakıyorum kalbimle, rûhunun dünyaya açılan pencerelerine. “Seyrettiğim bir insan mı, melek mi, kâinat mı yoksa Sen misin ey Sevgili!..” diyorum.


Cemâlin cemâliyle tecellî ediyor özünde, seyrediyorum. Kahır gibi gözüken lutuflar, lutuf gibi gözüken kahırlar; tecellî hâlindeyken âleme, “bildiğim yok” diyorum. Bildiklerim senin öğrettiklerindir…


Bulutlar geçiyor üstümüzden.


Kimi insan fark etmiyor, hayat akıyor. Dikkatim, Sen’in kudret akışlarını tâkibe yetmiyor. “Okumak, satırları değil; kâinattaki hikmeti okumaktır!..” diyor Dost. Okumak için önce görmek lâzım. Görüşümün vüs’ati esrârına yetmiyor.


Bulutlar geçiyor üstümüzden.


Aklıma, Dostun yüzü geliyor, ağaçlardan yapraklar düşüyor. Üç dört yaşlarında bu erkek çocuğu, gülücükler saçarak, bahçede ordan oraya kaçıyor. Aynadaki yüzüm eskiyor. Yağmur toprağa düşüyor. Rahmet bulutları beklerken gökten, yere ateş okları yağıyor. “Hayat, gördüğünden ibaret değil!..” diyor derviş, kimi insan fark etmiyor.



Şebnem Dergisi : Nihan Kandemir
 

__DURU__

KF Ailesinden
Özel Üye
Nihan Kandemirin kalemine sağlık..fark etmeli insan.aklıma okuduğum şu satırlar geldi birden!..anne karnına sığarken,dünyaya sığamadığımız,ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kaldığımız!!!!!.çok güzel bir paylaşım.farkında oluyoruz da iş işten geçtikten sonra:tşk:
 
Üst