Bilemeyeceksin
Sen bu romanda dile getirdiğim her şeysin
sana yazıp da sabahlarca senin bilmediğin
defalarca bakmak isteyip de göremediğin
yırtmaya çalışıp kıskançlık krizine girdiğin
başka birine yazıp aşkımdan şüphelendiğin
kimdi bu kadın şimdi duymak ister misin?
ama hiçbir zaman bunu bilemeyeceksin
sayfalar isyan etti kıskandı seni
yazdığım mum ışığında ölüme atlar gibi
yapraklarını yaklaştırdı
küçücük ateş alev olup aktı satırlara
korku veren ihtişamıyla son hücumuna kalktı
belliydi seni sevmediği sana kızdığı
yoksa seni yakmak ister miydi
bu senin için yazılmış bir romandı
bu kitapta neler vardı ahh bilemedin
sana seni anlatmak bu kadar mı
bu kadar mı zordu
seni sana yazarken zorlanıyordu satırlar
nerden girip nerden çıkacaktı ki
seni anlatmak imkansızdı bana
sen benim önümde duran
ucu bucağı görünmeyen bir okyanustun
bazen karşıma geçip bana bakan
baktığında gözlerimi yakan
güneş bile kifayetsiz kalıyor
sana olan sevdam evrenlere sığmıyor
ummanlar derdime çare değil
atlayınca dünya taşıyor
susuzum sana anlamıyorsun
susuzluğumun çaresi yok
aklıma gelen her bakışın beyin sancısı
koparıp atamıyorum bu ne baş belası
geçiyorum artık kendimden
karşı konulacak bir güç değil
amansız bir hastalığın koynuna düşmüşçesine
sonunu bekleyen bir hastayım artık
ilacım ise yok biliyorum
ilacım olduğunu düşüneceksin bir gün
senin o kokuşmuş bedenin gelecek son günlerime
acıyarak bakacaksın belki de
acınacak durumda olduğunun farkına varmadan
sana söyleyecek o kadar çok şey var ki
üstüne mi alınıyorsun yoksa yine
sen bu tozlu satırların arasından
hiçliğe doğru akıp gideceksin
çünkü sen bu satırları
hiç göremeyeceksin.
07.08.2007
Hakan Albayrak
Sen bu romanda dile getirdiğim her şeysin
sana yazıp da sabahlarca senin bilmediğin
defalarca bakmak isteyip de göremediğin
yırtmaya çalışıp kıskançlık krizine girdiğin
başka birine yazıp aşkımdan şüphelendiğin
kimdi bu kadın şimdi duymak ister misin?
ama hiçbir zaman bunu bilemeyeceksin
sayfalar isyan etti kıskandı seni
yazdığım mum ışığında ölüme atlar gibi
yapraklarını yaklaştırdı
küçücük ateş alev olup aktı satırlara
korku veren ihtişamıyla son hücumuna kalktı
belliydi seni sevmediği sana kızdığı
yoksa seni yakmak ister miydi
bu senin için yazılmış bir romandı
bu kitapta neler vardı ahh bilemedin
sana seni anlatmak bu kadar mı
bu kadar mı zordu
seni sana yazarken zorlanıyordu satırlar
nerden girip nerden çıkacaktı ki
seni anlatmak imkansızdı bana
sen benim önümde duran
ucu bucağı görünmeyen bir okyanustun
bazen karşıma geçip bana bakan
baktığında gözlerimi yakan
güneş bile kifayetsiz kalıyor
sana olan sevdam evrenlere sığmıyor
ummanlar derdime çare değil
atlayınca dünya taşıyor
susuzum sana anlamıyorsun
susuzluğumun çaresi yok
aklıma gelen her bakışın beyin sancısı
koparıp atamıyorum bu ne baş belası
geçiyorum artık kendimden
karşı konulacak bir güç değil
amansız bir hastalığın koynuna düşmüşçesine
sonunu bekleyen bir hastayım artık
ilacım ise yok biliyorum
ilacım olduğunu düşüneceksin bir gün
senin o kokuşmuş bedenin gelecek son günlerime
acıyarak bakacaksın belki de
acınacak durumda olduğunun farkına varmadan
sana söyleyecek o kadar çok şey var ki
üstüne mi alınıyorsun yoksa yine
sen bu tozlu satırların arasından
hiçliğe doğru akıp gideceksin
çünkü sen bu satırları
hiç göremeyeceksin.
07.08.2007
Hakan Albayrak