Azap ayetleri!

enes61

KF Ailesinden
Özel Üye
Bakara(*) Sûresinin 7 . Ayeti
Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.

Bakara(*) Sûresinin 10 . Ayeti
Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.

Bakara(*) Sûresinin 59 . Ayeti
Derken, onların içindeki zalimler, sözü kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de haktan ayrılmaları sebebiyle o zalimlere gökten bir azap indirdik.12

Bakara(*) Sûresinin 86 . Ayeti
Onlar, ahireti verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Artık bunlardan azap hiç hafifletilmez. Onlara yardım da edilmez.

Bakara(*) Sûresinin 90 . Ayeti
Karşılığında nefislerini sattıkları şeyi kıskançlıkları sebebiyle Allah’ın, kullarından dilediğine lütfuyla indirdiği vahyi inkar etmeleri ne kötüdür! Bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. İnkâr edenlere alçaltıcı bir azap vardır.

Bakara(*) Sûresinin 96 . Ayeti
Andolsun, sen onların, yaşamaya, bütün insanlardan; hatta Allah’a ortak koşanlardan bile daha düşkün olduklarını görürsün. Onların her biri bin yıl yaşamak ister. Halbuki uzun yaşamak onları azaptan kurtaracak değildir. Allah onların bütün işlediklerini görür.

Bakara(*) Sûresinin 104 . Ayeti
Ey iman edenler! “Râinâ” (bizi gözet) demeyin, “unzurnâ” (bize bak) deyin ve dinleyin. Kafirler için acıklı bir azap vardır.22

Bakara(*) Sûresinin 114 . Ayeti
Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.

Bakara(*) Sûresinin 162 . Ayeti
Onlar ebedî olarak lânet içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

Bakara(*) Sûresinin 174 . Ayeti
Allah’ın indirdiği kitaptan bir kısmını gizleyip onu az bir bedel ile değişenler (var ya); işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Kıyamet günü Allah onlarla ne konuşacak, ne de onları arıtacaktır. Onlar için elem dolu bir azap vardır.

Bakara(*) Sûresinin 178 . Ayeti
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.41

Bakara(*) Sûresinin 284 . Ayeti
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 3,4 . Ayeti
O, sana Kitab’ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat’ı ve İncil’i insanlar için birer hidayet olarak indirmişti.Furkan’ı3 da indirdi. Şüphesiz, Allah’ın âyetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 21 . Ayeti
Allah’ın âyetlerini inkar edenler, Peygamberleri haksız yere öldürenler, insanlardan adaleti emredenleri öldürenler var ya, onları elem dolu bir azap ile müjdele.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 77 . Ayeti
Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 91 . Ayeti
Şüphesiz inkar edip kafir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.
Âl-i İmrân(*) Sûresinin 105 . Ayeti
Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 128 . Ayeti
Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 176 . Ayeti
Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, Allah’a hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah, onlara ahirette bir pay vermemek istiyor. Onlar için büyük azap vardır.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 177 . Ayeti
İman karşılığında küfrü satın alanlar Allah’a hiçbir zarar veremezler. Onlar için elem verici bir azap vardır.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 178 . Ayeti
İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 188 . Ayeti
Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır.

Nisâ(*) Sûresinin 14 . Ayeti
Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder ve onun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedi kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.

Nisâ(*) Sûresinin 18 . Ayeti
Yoksa, (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, “İşte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.

Nisâ(*) Sûresinin 37 . Ayeti
Bunlar cimrilik eden, insanlara da cimriliği emreden ve Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimeti gizleyen kimselerdir. Biz de o nankörlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.

Nisâ(*) Sûresinin 93 . Ayeti
Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.

Nisâ(*) Sûresinin 138 . Ayeti
Münafıklara, kendileri için elem dolu bir azap olduğunu müjdele.

Nisâ(*) Sûresinin 150,151 . Ayeti
Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkar ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya;işte onlar gerçekten kafirlerdir. Biz de kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır

Nisâ(*) Sûresinin 160,161 . Ayeti
Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu halde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık.İçlerinden inkar edenlere de acı bir azap hazırladık.

EN'AM/49
(49) ayetlerimizi yalanlayanlara ise, yapmakta oldukları fasıklık sebebiyle azap dokunacaktır.

EN'AM/57


EN'AM/65
(65) De ki: “O, size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir.” Bak, anlasınlar diye, ayetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz.

EN'AM/70
(70) Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur’an ile öğüt ver. Yoksa ona Allah’tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. (Kurtuluşu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıkları yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır.

EN'AM/93
(93) Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen, ya da “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim” diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, “Haydi canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O’nun ayetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız” diyecekleri zaman hallerini bir görsen!

EN'AM/124
(124) Onlara bir ayet geldiği zaman, “Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla inanmayacağız” derler. Allah, elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekarlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.

EN'AM/125
(125) Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslam’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir.

EN'AM/147
(147) Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. (Bununla beraber) suçlu bir toplumdan O’nun azabı geri çevrilmez.”

EN'AM/148
(148) Allah’a ortak koşanlar diyecekler ki: “Eğer Allah dileseydi, biz de ortak koşmazdık, babalarımız da. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık.” Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: “Sizin (iddialarınızı ispat edecek) bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz? Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.”

EN'AM/156
(156) (156-157) “Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik” demeyesiniz, yahut, “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın ayetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları ayetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız.

EN'AM/157
(157) (156-157) “Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik” demeyesiniz, yahut, “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın ayetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları ayetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız.

A'RAF/4
(4) Nice memleketleri helak ettik. Onlara azabımız gece uykusuna dalmışken, yahut gündüz istirahat halinde iken gelmişti.

A'RAF/5
(5) Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.

A'RAF/38
(38) Allah, şöyle der: “Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ile birlikte ateşe girin.” Her topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü) yoldaşına lanet eder. Nihayet hepsi orada toplandığı zaman peşlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler için, “Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar. Onlara bir kat daha ateş azabı ver” derler. Allah, der ki: “Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz.”

A'RAF/39
(39) Öncekiler sonrakilere, “Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Artık kazanmış olduğunuz şeylere karşılık, azabı tadın” derler.

A'RAF/56
(56) Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.

A'RAF/59
(59) Andolsun, Nuh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Şüphesiz ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum” dedi.

A'RAF/70
(70) Onlar, “Sen bize tek Allah’a ibadet edelim, atalarımızın ibadet edegeldiklerini bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin azabı bize getir” dediler.

A'RAF/71
(71) Hud, “Artık size Rabbinizden bir azap ve öfke inmiştir. Allah’ın, haklarında hiçbir delil indirmediği, yalnızca sizin ve babalarınızın uydurduğu birtakım isimler (düzmece tanrılar) hakkında mı benimle tartışıyorsunuz? Öyleyse (başınıza geleceği) bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” dedi.

A'RAF/73
(73) Semud kavmine de kardeşleri Salih’i Peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka bir ilah yoktur. Gerçekten size Rabbinizden (benim peygamber olduğumu gösterecek) açık bir delil geldi. İşte size bir mucize olarak Allah’ın şu devesi.. Bırakın onu da Allah’ın mülkünde yesin, içsin. Sakın ona bir kötülük etmeyin. Yoksa sizi elem dolu bir azap yakalar.”

A'RAF/77
(77) Nihayet deveyi kestiler, Rablerinin emrine karşı geldiler ve “Ey Salih! Sen eğer (dediğin gibi) peygamberlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin azabı getir” dediler.

A'RAF/83
(83) Bunun üzerine biz de onu ve karısı dışında aile fertlerini kurtardık. Karısı ise azab içinde kalanlardan oldu.

A'RAF/84
(84) Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.” Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu.

A'RAF/97
(97) Memleketlerin halkları geceleyin uyurken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular?

A'RAF/98
(98) Ya da o memleketlerin halkları kuşluk vakti gülüp oynarken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular?

A'RAF/134
(134) Üzerlerine azap çökünce, “Ey Musa! Rabbinin sana verdiği söz uyarınca bizim için dua et. Eğer azabı üzerimizden kaldırırsan, mutlaka sana inanacağız ve İsrailoğullarını seninle birlikte elbette göndereceğiz” dediler.

A'RAF/135
(135) Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırınca hemen yeminlerini bozarlar.

A'RAF/152
(152) Buzağıyı ilah edinenlere mutlaka (ahirette) Rablerinden bir gazab, dünya hayatında ise bir zillet erişecektir. İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız.

A'RAF/156
(156) “Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahirette de. Çünkü biz sana varan doğru yola yöneldik.” Allah, şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.”

A'RAF/162
(162) Onlardan zulmedenler hemen sözü, kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de zulmetmelerine karşılık üzerlerine gökten bir azab gönderdik.

A'RAF/164
(164) Hani onlardan bir topluluk demişti ki: “Siz, Allah’ın helak edeceği veya şiddetli bir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?” Onlar da, “Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye (öğüt veriyoruz)” demişlerdi.

A'RAF/165
(165) Onlar kendilerine hatırlatılanı unutunca, biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık. Zulmedenleri yoldan çıkmaları sebebiyle, şiddetli bir azapla yakaladık.

A'RAF/167
(167) Hani Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara azabın en kötüsünü tattıracak kimseleri göndereceğini bildirmişti. Şüphesiz Rabbin, elbette cezayı çabuk verendir. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

ENFAL/14
(14) İşte şimdi siz tadın onu! Kafirlere bir de cehennem azabı vardır.

Mâide(*) Sûresinin 18 . Ayeti
(Bir de) yahudiler ve hıristiyanlar, “Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” dediler. De ki: “Öyleyse (Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz.” (Allah) dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunanların da hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak onadır.

Yûnus Sûresinin 4 . Ayeti
Hepinizin dönüşü ancak onadır. Allah bunu bir gerçek olarak vadetmiştir. Şüphesiz o başlangıçta yaratmayı yapar sonra, iman edip salih ameller işleyenleri adaletle mükafatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder. Kafirlere gelince, inkar etmekte olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içki ve elem dolu bir azap vardır.

Yûnus Sûresinin 53 . Ayeti
“O (azap) gerçek midir?” diye senden haber soruyorlar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki o elbette gerçektir. Siz (bu konuda Allah’ı) âciz kılacak değilsiniz.”

Tevbe(*) Sûresinin 34 . Ayeti
Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.

Tevbe(*) Sûresinin 39 . Ayeti
Eğer Allah yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise ona hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Tevbe(*) Sûresinin 61 . Ayeti
Yine onlardan peygamberi inciten ve “O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır” diyen kimseler de vardır. De ki: “O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah’a inanır, mü’minlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah’ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır.”

Tevbe(*) Sûresinin 66 . Ayeti
Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ettikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi affetsek bile, suçlarında ısrar etmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azap edeceğiz.

Tevbe(*) Sûresinin 79 . Ayeti
Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan mü’minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.

Hûd Sûresinin 8 . Ayeti
Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka “Onu ne alıkoyuyor?” derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.

Hûd Sûresinin 101 . Ayeti
Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince Allah’ı bırakıp da taptıkları ilahları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlahları onların sadece ziyanlarını artırdı.

Hûd Sûresinin 109 . Ayeti
(Ey Muhammed!) Şunların taptıkları şeylerin batıl olduğu konusunda şüpheye düşme. Onlar sadece, daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Şüphesiz biz onlara (azaptan) paylarını eksiksiz olarak tastamam vereceğiz.

Ra’d Sûresinin 6 . Ayeti
Bir de senden, iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce ibret alınacak birçok azap gelip geçmiştir. Şüphesiz Rabbin, insanların zulümlerine rağmen bağışlama sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabı pek şiddetlidir.

Ra’d Sûresinin 34 . Ayeti
Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur.

İbrahim Sûresinin 1-2 . Ayeti
Elif Lâm Râ.1 Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye layık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Şiddetli azaptan dolayı vay kafirlerin haline.

İbrahim Sûresinin 22 . Ayeti
İş bitirilince şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.”

Nahl Sûresinin 45 . Ayeti
Kötü işler yapmak için tuzak kuranlar, Allah’ın kendilerini yere geçirmesinden veya (ansızın) bilemeyecekleri bir yerden kendilerine azap gelmesinden emin mi oldular?

Nahl Sûresinin 85 . Ayeti
O zalimler, azabı gördükleri zaman artık onlardan azap hafifletilmez ve kendilerine mühlet de verilmez.

Nahl Sûresinin 88 . Ayeti
İnkâr eden ve insanları Allah’ın yolundan alıkoyanların, yapmakta oldukları bozgunculuklarına karşılık azaplarının üstüne azap ekleriz.

Nahl Sûresinin 94 . Ayeti
Yeminlerinizi aranızda hile ve fesat sebebi yapmayın. Sonra sağlamca bastıktan sonra ayak(larınız) kayar da Allah yolundan sapmanız sebebiyle kötü azabı tadarsınız. (Ahirette de) sizin için büyük bir azap vardır.

Nahl Sûresinin 104 . Ayeti
Allah’ın âyetlerine inanmayanları Allah elbette doğru yola iletmez. Onlar için elem dolu bir azap vardır

Nahl Sûresinin 106 . Ayeti
Kalbi imanla dolu olduğu halde zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah’ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.

İsrâ Sûresinin 9,10 . Ayeti
Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükafat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.

Kehf Sûresinin 58 . Ayeti
Rabbin, çok bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. Eğer yaptıkları yüzünden onları (dünyada) cezaya çarptırsaydı, elbette azaplarını çarçabuk verirdi. Hayır, onlar için belirlenmiş bir gün vardır ki (o gün gelince) hiçbir kurtuluş çaresi bulamazlar.

Enbiyâ Sûresinin 40 . Ayeti
Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek, ne de kendilerine göz açtırılacak.

Hac(*) Sûresinin 57 . Ayeti
İnkar edip âyetlerimizi yalanlamış olanlara gelince, onlar için de alçaltıcı bir azap vardır.

Mü’minûn Sûresinin 64 . Ayeti
Nihayet refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar

Nûr(*) Sûresinin 19 . Ayeti
İnananlar arasında hayasızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

Furkân Sûresinin 19 . Ayeti
(İlah edindikleriniz) söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı savmaya gücünüz yetmeyecek ve kendinize yardım da edemeyeceksiniz. Sizden kim de zulüm ve haksızlık ederse ona büyük bir azap tattırırız.

Neml Sûresinin 85 . Ayeti
Zulümlerinden dolayı sözü edilen azap tepelerine iner de artık konuşamazlar.

Furkân Sûresinin 37 . Ayeti
Nûh kavmini de, Peygamberleri yalanladıkları vakit suda boğduk. Onları insanlara bir ibret yaptık ve zalimlere elem dolu bir azap hazırladık.


Ankebût Sûresinin 23 . Ayeti
Allah’ın âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenler var ya; işte onlar benim rahmetimden ümit kesmişlerdir. İşte onlar için elem dolu bir azap vardır.

Lokman Sûresinin 6 . Ayeti
İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.

Ahzâb(*) Sûresinin 57 . Ayeti
Şüphesiz Allah ve Resülünü incitenlere, Allah dünya ve ahirette lanet etmiş ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.

Sebe’ Sûresinin 5 . Ayeti
Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışırcasına çaba harcayanlar var ya; işte onlar için elem dolu, çok kötü bir azap vardır.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

enes61

KF Ailesinden
Özel Üye
Azap ayeti indi

Mekke müşriklerinin ileri gelenleri,

İslama düşmanlıktan durmazlardı hiç geri.


İman etmek isteyen kimselere de nahak,

Mani oluyorlardı, türlü hiyle yaparak.


Resul’ün okuduğu Kur’an ayetlerini,

Dinlemek, tehlikeye atmak idi kendini.


Mani oluyorlardı müşrikler çünkü buna.

Yaklaştırmıyorlardı kimseyi yakınına.


Lakin gece olunca, bu sefer kendileri,

Gidip dinliyorlardı gizlice ayetleri.


Fakat aydınlanınca sabahleyin ortalık,

Görüp, birbirlerini ayıplarlardı artık.


Habersiz gelirlerdi çünkü birbirlerinden.

Zira utanırlardı bu hareketlerinden.


(Bir daha böyle bir şey yapmayalım) derlerdi.

Ve lakin dinlemeden yine edemezlerdi.


Yine birbirlerine hiç haber vermeyerek,

Gelir ve dinlerlerdi, bir yerde gizlenerek.


Lakin sabah olunca, görüp birbirlerini,

Yine ayıplarlardı herbiri diğerini.


(Bu, son olsun!) diyerek, ayrılırlardı hemen.

Lakin yapamazlardı yine de dinlemeden.


Böyle olduğu halde, uyup nefislerine,

İman edemediler Allah’ın Resulü’ne.


Korkup, başkalarının ayıplamalarından,

İmana gelmediler kötü inatlarından.


(Muhammed sihirbazdır) diyerek onlar hatta,

Zorla mani oldular, başka insanlara da.


Velid ibni Mugire diye bir kâfir vardı.

İftira edenlere, bu, önderlik yapardı.


(O sihirbazdır) diye iftira attığında,

Ayet-i kerimeler geldi onun hakkında.


Müddessir suresinde, onbirinci ayetten,

İtibaren şöylece buyuruldu mealen:


(Bana havale eyle Velid’i ey Habibim!

Zira ondan intikam almaya ben kadirim.

O münkiri yaratıp, dünyalık verdim ona.

Malsız iken, kavuştu pek çok dünya malına.

ona, nice bağ bostan, mallar ihsan eyledim.

Hem sonra kendisine, oğullar dahi verdim.

o, bunları bahşeden Allah’a inanmıyor.

Hem de nimetlerinin artmasını istiyor.

Hayır, onun arzusu asla olmayacaktır.

Onun malı, evladı arttırılmayacaktır.

Çünkü o, Resulümün Peygamber olduğunu,

Kalben anladıysa da, inkâra kalktı bunu.

Kur’an-ı kerime de, sonra dil uzatarak,

Dedi: İnsan sözüdür o sözleri muhakkak.

Halbuki konuşurken kavmiyle önce bunu,

Biliyordu harika bir kelam olduğunu.

O, inkârcı kavmini, tatmin etmek üzere,

Önceki bu sözünü değiştirdi bu kere.

Ben onu, Cehenneme atacağım ebedi.

Yanar da, bedeninde bir zerre kalmaz eti.)


alıntı
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
Allah, şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.”

RABBIMIZIN RAHMETİYLE müşerref,
azabından muaf olalım inşeALLAH
 
Üst