A
AhDe_VeFaLi
Ziyaretçi
12 İ FORMÜLÜ
Şimdi başımızı iki elimizin arasına alıp düşünme zamanı. ”Karadeniz’de gemilerimizde batsa”, “saçlarımız dökülse ya da ağarsa da” ne bileyim işte, “ne düşünüp duruyorsun sen mi kurtaracaksın bu dünyayı” deseler de, inadına düşünmek. “Hiç mi düşünmüyorsunuz? Hiç mi akletmiyorsunuz, idrak etmiyorsunuz?” Emr-i İlahi’sine boyun eğerek, düşünmek ve hakikate ermek zamanı.
İnsanın hayatında düşünme melekesiyle ortaya çıkan incelikler olmalı, hassasiyetler, sadelikler, zariflikler… Şiir, resim, musiki, tezhip, hat, ebru, minyatür gibi. Duygular hisler olmalı. Aşk, hasret, özlem, muhabbet gibi.
12 İ Formülü bu şekilde tezahür eylemiş ve bazı gerçeklerin dile getirilmesine imkan vermiştir. Hayata tatbik ile iki cihan saadetine yok yok bir de biz olup üç cihan saadetine bir kapı aralayabilsin diye.
İşte 12 İ Formülü;
1.İNSAN 2.İSLAM 3. İMAN 4. İBADET 5. İLİM 6. İRFAN
7.İHLAS 8.İHSAN 9.İFFET 10.İTAAT 11.İTİBAR 12.İSTİKAMET
1-İNSAN
Ne kadar şükretsek azdır. İnsan olarak yaratıldığımız için. Öyle ya başka bir şekilde de yaratılabilirdik. Dememiz o ki insan olmayabilirdik. İnsan olmak deyince; Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin “nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm içinde adam yok” sözünü hatırlamamak mümkün mü? Ve “Ne olursan ol; yine gel” sözüyle “Ol”mak, “Ol”up da gelmek. “Hamdık Piştik Yandık” misali; “Biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar” hakikatiyle atalarımıza layık “Ol”mak. Böylece nihayetsiz şükürler olsun ki, Allah-u Teala bizi insan olarak yaratmış.
İnsan…
İnsan, Allah-u Teala’nın yeryüzündeki halifesi. Mukaddes davanın kutlu temsilcisi. Yaratılmışların en şereflisi. Eşref-i Mahluk.
İnsan olarak yaratılan bizlere akıl nimeti verilmiş. Öyle ya aklımız olmasaydı fikrimiz olmasaydı halimiz nice olurdu? Akıl nimetinin kıymetini bu nimetten mahrum olanlara sorun, delilerden belki… Anlatabilirler mi dersiniz? Öyleyse kıymetini bilmek gerekir. Ve dua gerekir;
“Allahım akıl fikir ver, akıl nimetinden bizi mahrum bırakma“ diye.
Ve yine, sonsuz hamd-ü senalar olsun ki, Yüce Rabbimiz bizi, Müslüman bir ülkede, Müslüman bir anne-babanın evladı olarak halkeylemiş. Düşünsenize bir başka yerde, bir başka halde, bir başka inançta olsaydık?
Evet; güzel bir vatanda, cennet gibi bir ülkede, şehitler kanıyla sulanmış bu topraklarda; Allah sevgisini ve Allah korkusunu, dağ gibi gönlünde bir kurşun gibi taşıyan anne ve babanın evlatları olarak; akıl ve fikir nimetiyle yoğrulmuş, düşünerek, aklederek sırların sırrına ermek erdemleri için yaşayan bir “insan” olarak, Allah-u Teala’ya sonsuz hudutsuz nihayetsiz hamd-ü senalar olsun. Ve el’an Hz. Peygamber (SAV) Efendimize, Aline, Ashabına ve O’nun izinde gidenlere binlerce milyonlarca sayısız salat-ü selamlarımızı arz ediyoruz.
2-İSLAM
Birinci İ’ye sahip bir insan, ikinci İ’yi de peşinden getirir ve İslam’a da sahip olur ise ne mutlu ona. Çünkü en son dindir O. Huzurdur, barıştır, esenliktir, mutluluktur O. Her şeyden öte Hak Din olup, Allah’a teslimiyetin adıdır O.
“Allah katında Din İslam’dır”, “Bugün size dininizi tamamladım” Din olarak size İslam’ı seçtim.” Biliriz ki din beşeri mutlu etmek için vardır. Öyle ya, insan olmazsa din kime ve neye hizmet edecek ki? Kimi ve neyi saadete kavuşturacak ki?!...
Ne hazindir ki, Müslüman bir ülkede yaşayıp dini, İslam olduğu halde bundan bihaber yaşayan, neden niye nasıl yaşadığını bilmeyen nice İnsan’larımız var. Dini, bir ütopya, bir vicdan, bir felsefe, bir dogma, bir ahlaki kavram gibi algılayan\algılatılan nice insan yığını var. İslam hayatın ta kendisidir. Yaşama sebebidir. Ebedi mutluluğun adıdır. Allah’a kulluğun giriş kapısıdır. Ne mutlu bu kapıdan girip Rahman ile kavuşanlara…
3-İMAN
İnsan İslam ile müşerref oldu ve İman’a geldi.
“İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür,
İmansız paslı yürek sinede yüktür.”
diye haykıran İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy her şeyi özetlemiş sanki.
İkinci İ’ye sahip İslam dinine mensup lakin iman’dan habersiz yine nice insanlarımız var. Halbuki iman öyle bir güzellik ki… Tabiî taklitten öteye geçerse. Taklidi değil tahkiki bir imana talip olunmalıdır. Dikkat edilirse, daha sonradan İslam ve İman ile şereflenenler daha çok bağlı, daha çok tutkulu oluyorlar. Evet onlar inançlarını, imanlarını, değerlerini daha çok koruyorlar ve daha çok sahipleniyorlar. Bunun sebebi; araştırma, inceleme, okuyup anlamaya gayret etme ve ona göre sağlam bir şekilde inanma ve iman etme olsa gerektir. Hal böyle olunca da akide sağlam oluyor ve akıbet hayr oluyor.
Allah-u Teala cümlemizi imandan ayırmasın.
Şimdi başımızı iki elimizin arasına alıp düşünme zamanı. ”Karadeniz’de gemilerimizde batsa”, “saçlarımız dökülse ya da ağarsa da” ne bileyim işte, “ne düşünüp duruyorsun sen mi kurtaracaksın bu dünyayı” deseler de, inadına düşünmek. “Hiç mi düşünmüyorsunuz? Hiç mi akletmiyorsunuz, idrak etmiyorsunuz?” Emr-i İlahi’sine boyun eğerek, düşünmek ve hakikate ermek zamanı.
İnsanın hayatında düşünme melekesiyle ortaya çıkan incelikler olmalı, hassasiyetler, sadelikler, zariflikler… Şiir, resim, musiki, tezhip, hat, ebru, minyatür gibi. Duygular hisler olmalı. Aşk, hasret, özlem, muhabbet gibi.
12 İ Formülü bu şekilde tezahür eylemiş ve bazı gerçeklerin dile getirilmesine imkan vermiştir. Hayata tatbik ile iki cihan saadetine yok yok bir de biz olup üç cihan saadetine bir kapı aralayabilsin diye.
İşte 12 İ Formülü;
1.İNSAN 2.İSLAM 3. İMAN 4. İBADET 5. İLİM 6. İRFAN
7.İHLAS 8.İHSAN 9.İFFET 10.İTAAT 11.İTİBAR 12.İSTİKAMET
1-İNSAN
Ne kadar şükretsek azdır. İnsan olarak yaratıldığımız için. Öyle ya başka bir şekilde de yaratılabilirdik. Dememiz o ki insan olmayabilirdik. İnsan olmak deyince; Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretlerinin “nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm içinde adam yok” sözünü hatırlamamak mümkün mü? Ve “Ne olursan ol; yine gel” sözüyle “Ol”mak, “Ol”up da gelmek. “Hamdık Piştik Yandık” misali; “Biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar” hakikatiyle atalarımıza layık “Ol”mak. Böylece nihayetsiz şükürler olsun ki, Allah-u Teala bizi insan olarak yaratmış.
İnsan…
İnsan, Allah-u Teala’nın yeryüzündeki halifesi. Mukaddes davanın kutlu temsilcisi. Yaratılmışların en şereflisi. Eşref-i Mahluk.
İnsan olarak yaratılan bizlere akıl nimeti verilmiş. Öyle ya aklımız olmasaydı fikrimiz olmasaydı halimiz nice olurdu? Akıl nimetinin kıymetini bu nimetten mahrum olanlara sorun, delilerden belki… Anlatabilirler mi dersiniz? Öyleyse kıymetini bilmek gerekir. Ve dua gerekir;
“Allahım akıl fikir ver, akıl nimetinden bizi mahrum bırakma“ diye.
Ve yine, sonsuz hamd-ü senalar olsun ki, Yüce Rabbimiz bizi, Müslüman bir ülkede, Müslüman bir anne-babanın evladı olarak halkeylemiş. Düşünsenize bir başka yerde, bir başka halde, bir başka inançta olsaydık?
Evet; güzel bir vatanda, cennet gibi bir ülkede, şehitler kanıyla sulanmış bu topraklarda; Allah sevgisini ve Allah korkusunu, dağ gibi gönlünde bir kurşun gibi taşıyan anne ve babanın evlatları olarak; akıl ve fikir nimetiyle yoğrulmuş, düşünerek, aklederek sırların sırrına ermek erdemleri için yaşayan bir “insan” olarak, Allah-u Teala’ya sonsuz hudutsuz nihayetsiz hamd-ü senalar olsun. Ve el’an Hz. Peygamber (SAV) Efendimize, Aline, Ashabına ve O’nun izinde gidenlere binlerce milyonlarca sayısız salat-ü selamlarımızı arz ediyoruz.
2-İSLAM
Birinci İ’ye sahip bir insan, ikinci İ’yi de peşinden getirir ve İslam’a da sahip olur ise ne mutlu ona. Çünkü en son dindir O. Huzurdur, barıştır, esenliktir, mutluluktur O. Her şeyden öte Hak Din olup, Allah’a teslimiyetin adıdır O.
“Allah katında Din İslam’dır”, “Bugün size dininizi tamamladım” Din olarak size İslam’ı seçtim.” Biliriz ki din beşeri mutlu etmek için vardır. Öyle ya, insan olmazsa din kime ve neye hizmet edecek ki? Kimi ve neyi saadete kavuşturacak ki?!...
Ne hazindir ki, Müslüman bir ülkede yaşayıp dini, İslam olduğu halde bundan bihaber yaşayan, neden niye nasıl yaşadığını bilmeyen nice İnsan’larımız var. Dini, bir ütopya, bir vicdan, bir felsefe, bir dogma, bir ahlaki kavram gibi algılayan\algılatılan nice insan yığını var. İslam hayatın ta kendisidir. Yaşama sebebidir. Ebedi mutluluğun adıdır. Allah’a kulluğun giriş kapısıdır. Ne mutlu bu kapıdan girip Rahman ile kavuşanlara…
3-İMAN
İnsan İslam ile müşerref oldu ve İman’a geldi.
“İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür,
İmansız paslı yürek sinede yüktür.”
diye haykıran İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy her şeyi özetlemiş sanki.
İkinci İ’ye sahip İslam dinine mensup lakin iman’dan habersiz yine nice insanlarımız var. Halbuki iman öyle bir güzellik ki… Tabiî taklitten öteye geçerse. Taklidi değil tahkiki bir imana talip olunmalıdır. Dikkat edilirse, daha sonradan İslam ve İman ile şereflenenler daha çok bağlı, daha çok tutkulu oluyorlar. Evet onlar inançlarını, imanlarını, değerlerini daha çok koruyorlar ve daha çok sahipleniyorlar. Bunun sebebi; araştırma, inceleme, okuyup anlamaya gayret etme ve ona göre sağlam bir şekilde inanma ve iman etme olsa gerektir. Hal böyle olunca da akide sağlam oluyor ve akıbet hayr oluyor.
Allah-u Teala cümlemizi imandan ayırmasın.