Taş mı sert ,kafa mı?

' Yaren

KF Ailesinden
Özel Üye
486225_436742336388132_2049968456_n.jpg



Vaktiyle bir çocuk vardı. Medresede okurdu. Alimlerden ders alır, öğretilenleri anlamaya çalışırdı. Fakat kafası kalınca idi. Bütün gayretine rağmen pek bir şey öğrenemezdi. Okumaya karşı da fazla istek duymazdı. Arkadaşları onu geçmiş, okumayı ilerletmişlerdi. O ise hâlâ bir yıl öncesin in kitaplarını okuyordu. Günlerden bir gün kararını verdi:

— Kafam çok kalın, diye düşündü. Zekâm az.
Bu du*rumda okuyamam. İyisi mi köyüme dönüp tarla işleriyle uğraşayım.

Bu maksatla bir sabah yola koyuldu. Az gitti, uz gitti bir ovaya düştü. Sıcak bastırmıştı. Çok da yorulmuştu. Yolun kenarında bir mağara vardı, ama girmeye korkuyordu. İçerisinin serin olduğundan emindi. Çünkü güneş almıyordu, ama ya ayıya filan rastlarsa ne olacaktı? Bunları düşündüğü için yüreği ürperiyor, içeri girme*ye bir türlü cesaret edemiyordu. Sonunda sıcak ve yorgunluk baskın çıktı. Ne olursa olsun mağaraya girecekti. Kararını verdi. Adımlarım ağır ağır attı. Korktuğu şeylerle karşılaşmayınca sevindi.

Korkusu biraz olsun dağıldı. Bir köşeye büzüldü. Sonra uzanıverdi. Birden gözü mağaranın tavanından yere damlayan su*ya takıldı. Yukarda birikiyor, büyüyor ve damla kendini taşıyamayacak kadar büyüyünce kopup yerdeki taşın üstüne düşüyordu. Kim bilir kaç yıldır böyle devam edip gidiyordu bu. Taş oyulmuştu. Oysa taş sertti. Su damlası ise yumuşacıktı. Yumuşacık su damlası nasıl oluyor da taşı deliyordu?

Birden şimşekler çaktı beyninde. Yumuşacık su damlaları senelerce aka aka sert taşlan deliyordu. Kendisi de ısrarla derslerine çalışır, okuma isteğiyle hocalarını din*lerse zamanla kafasına bir şeyler girerdi.

— Benim kafam şu taştan daha sert değil ya, diye söylendi. Önemli olan sebat etmekti. Şu su kadar sebat etmek. Şu taş kadar sebat etmek, o zaman kitaplarda yazılı olanlarla hocaların anlattıkları, kalın da olsa, kafada iz bırakırlardı. Hızla kalkıp gerisin geri medreseye döndü. Çalıştı, çabaladı, arkadaşlarına yetişti. Hattâ zaman içinde hepsini geçti. Öyle bir bilgin oldu ki. kitapları hâlâ ellerde dolaşır,
Bu yüzden “Taş oğlu” mânasına gelen “İbn-i Hacer” dendi adına.




 
Üst