İhlâl:
(Halel. den) Sakatlamak. Bozmak. Halel vermek.
* Birini ihtiyaç içinde bırakmak.
* Düşmanın haklarına vefa etmeyip gadretmek.
(Halbuki, insan, fıtratındaki zulüm damarıyla, şeytanın telkiniyle, bir zâtın yüz hasenâtını birtek seyyie yüzünden unutur, mü'min kardeşine adâvet eder, günahlara girer. Nasıl bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa bir dağı setreder, göstermez. Öyle de, insan, garaz damarıyla, sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenâtı örter, unutur, mü'min kardeşine adâvet eder, insanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesat âleti olur.
Şeytanın bu desisesine benzer diğer bir desise ile, insanın selâmet-i fikrini ifsad ediyor, hakaik-i imaniyeye karşı sıhhat-ı muhakemeyi bozuyor ve istikamet-i fikriyeyi ihlâl ediyor.L.)
İhlâl:
(Mahal. den) Yer değiştirmek. Vermek. Yerleştirmek.
* Helâl kılmak.
K:Yeni Lûgat
(Halel. den) Sakatlamak. Bozmak. Halel vermek.
* Birini ihtiyaç içinde bırakmak.
* Düşmanın haklarına vefa etmeyip gadretmek.
(Halbuki, insan, fıtratındaki zulüm damarıyla, şeytanın telkiniyle, bir zâtın yüz hasenâtını birtek seyyie yüzünden unutur, mü'min kardeşine adâvet eder, günahlara girer. Nasıl bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa bir dağı setreder, göstermez. Öyle de, insan, garaz damarıyla, sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenâtı örter, unutur, mü'min kardeşine adâvet eder, insanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesat âleti olur.
Şeytanın bu desisesine benzer diğer bir desise ile, insanın selâmet-i fikrini ifsad ediyor, hakaik-i imaniyeye karşı sıhhat-ı muhakemeyi bozuyor ve istikamet-i fikriyeyi ihlâl ediyor.L.)
İhlâl:
(Mahal. den) Yer değiştirmek. Vermek. Yerleştirmek.
* Helâl kılmak.
K:Yeni Lûgat