Farklı Dinler Neden Ortaya Çıkmıştır

  • Konuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Ziyaretçi
farklı dinler neden ortaya çıkmıştır
 

asya_kurt

◄ كُن فَيَكُونُ ►
Özel Üye
Niçin Birden Çok Din Vardır?

İslam’a göre ilk din tevhit dinidir. İlk insan Hz. Adem aynı zamanda bir peygamberdir ve Tevhit dininin ilk tebliğcisidir. Hz. Adem Allah’tan aldığı emirleri ilk önce kendi çocuklarına anlatmıştır. Hz. Adem’den itibaren insanlar tek olan Allah’a inanmaya başlamışlardır. Fakat daha sonra insanlar, Tevhit çizgisinden uzaklaşmışlardır. Tevhit dininden uzaklaşan insanlar, yeni bir takım şeylere tapınma ihtiyacı içerisinde olmuşlar ve ilkel dinler ortaya çıkmıştır. Böylece insanlar, doğru yoldan ayrılmış, Allah’tan başka varlıkları tanrı edinmişlerdir. Yüce Allah’ın Hz. Adem ile insanlara bildirdiği hak din unutulmuş, yerini batıl dinler almıştır. İnsanlık, karanlık, cehalet ve ilkelliğe dalmıştır.

Tüm varlıklarda bir ruh olduğuna inanan insanlar daha sonra bu ruhlara tapmaya başlamışlardır. Bazıları da yağmur, rüzgar, şimşek, bulut gibi tabiat kuvvetlerini tanrılaştırmışlardır. Daha sonra gizli bir takım güçlere inanarak bu güçleri şekillendirmişler ve putçulukla birlikte çok tanrıcılık ortaya çıkmıştır. Zamanla çok tanrıcılıktan iki tanrıcılığa ve daha sonra da tek tanrı inancına dönmüşlerdir.


İnsanlar, güneşe, ay ve yıldızlara tapmaya başlamış, yeryüzündeki olayların nedenini gökyüzünde aramaya başlamışlardır. Tevhit inancından ayrılan bir grup insan ateşe tapmış, başka bir grup insan da inandığı tanrılarının bir sembolü olan putlara tapmaya başlamışlardır. Başkaları da tek Allah’a inanmakla birlikte O’ndan başka yedek ilahlar da edinmeye başlamıştır. Bununla birlikte her dönemde tek Tanrı inancına sahip insanlar da olmuştur.


Tevhit dininden sapmalar olunca Allah, insanları müjdeleyip inkarcıları korkutacak ve onlara doğru yolu gösterecek yeni peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Tebliğ ile görevlendirilen hiç bir peygamber tevhit çizgisinden ayrılmamıştır. Gönderilen dinlerin asılları değişmemiş fakat ayrıntılarda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişiklikler de zaman ve mekana göre doğan ihtiyaçlardan kaynaklanmıştır. Sonradan gelen peygamber önceki dine ait bazı hükümleri ortadan kaldırmış, yerine yenisini koymuştur. Böylece en son din olan İslam ile bu gelişme zirveye ulaşarak tamamlanmıştır. Bu arada inanç esasları değişmemiştir. Bu nedenle Hz. Adem’in getirdiği tevhit dini ile Hz. Muhammed’in getirdiği İslam dininin inançları arasında bir fark yoktur. Her peygamberin getirdiği inanç sistemiyle tevhit dininin esasları korunmuştur.


Yüce Allah’ın gönderdiği Peygamberlerin çağrısına kimi insanlar uymuş, kimileri de bu daveti reddedip eski batıl dinlerini devam ettirmişlerdir. Böylece dünyada hak ve batıl dinler varlıklarını beraberce sürdürüp gitmişlerdir. Kur’an’da Allah’ın akıl ve irade verdiği insanlara doğru yolu, inanılması ve uyulması gereken esasları öğretmek için peygamberler gönderildiği açıkca vurgulanmıştır;


“Şüphesiz biz seni, müjdeci ve uyarıcı olarak gerçekle gönderdik. Geçmiş her ümmet içinde mutlaka bir uyarıcı buluna gelmiştir. Eğer seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, öncekileri de yalanlamışlardı. Peygamberleri onlara belgeler, sayfalar ve nurlu kitaplar getirmişlerdi.” (Fatır 24-25)

Gönderilen dinlerin peygamberleri insanlara hak dini kabul ettirebilmek için uzun mücadelelere girişmişlerdir. Aslında hiç bir peygamber yoktur ki insanlarla uzun bir mücadele sürecine girmemiş olsun. Çünkü her toplumda gönderilen hak dini kabul edenler olduğu gibi inkarcılar da çıkmıştır. Kur’an’da pek çok ayette “yalanlayanların sonuna bir bakın” ifadeleri yer almaktadır. Gönderilen dinleri ilk önce kabul etmeyenler olduğu gibi onları daha sonra aslını bozarak değiştirenler de olmuştur. Bu değiştirilen dinler Yahudilik ve Hristiyanlık gibi aslında ilahi ve hak din iken daha sonra bozulmuşlardır. Günümüze kadar bozulmadan gelen ve kıyamete kadar da bozulmayacak olan tek din ise İslamiyettir.


Anlatım: Dr. Mustafa Akman
 
Üst